Adalet Bakanı Sadullah Ergin, çok genç olmasına rağmen, son derece çalışkan, enerjik, cesur ve kararlı bir siyaset adamı... 12 Eylül 2010 Referandumu'nun yargı ile ilgili maddelerine önemli katkılarda bulundu ve jüristokrasinin kaldırılmasında tarihî bir görev yaptı. Ayrıca, Cemil Çiçek'in başlattığı reform çalışmalarını belli bir seviyeye ulaştırdı. Diğer taraftan, Yargı'da, özellikle Yargıtay'da biriken sayısız dosyanın sonuçlandırılması için de gayret gösterdi. Sadullah Ergin'in, 'Üçüncü Yargı Paketi' olarak adlandırdığı, 'Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nda, yargı hizmetlerinin daha etkin, süratli ve verimli sürdürülebilmesi amaçlanıyor. Bu, uzun isimli ve 87 maddeden oluşan heterojen kanun, birçok kanunda yapılması öngörülen değişikliklerin toplamından meydana geliyor.
***
Kanun tasarısını incelediğinizde, genel olarak suçların ve cezalarının azaltıldığını, böylece yargıdaki dosya sayısının düşürülmesinin hedeflendiğini görüyorsunuz. Bundan önceki yargı paketlerinde de aynı eğilim vardı. Nitekim, 31 Mart 2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun ve 26 Ağustos 2011 tarihli ve 650 sayılı
KHK'da da aynı maksatla çeşitli kanunlarda düzenlemeler sağlanmıştı.
Bu son yargı paketinde öngörülen değişiklikleri,
Bakan Ergin'in takdim sırasına göre kısaca özetleyelim:
1. Ehliyetsiz araç kullananlar adliyeye sevk edilmeyecek. Burada bazı suçların
'idarî tahkim' ile çözümlenmesi, savcı ve hâkimlerin yüklerinin azaltılması hedefleniyor. Bu cümleden olarak, ehliyetsiz ve alkollü araç kullananlar, yurda kaçak girip yakalananlar, kamu görevlisinin ticaretle uğraşması, yabancı devlet bayrağına hakaret, usulsüz cenaze defni vs. gibi suçlar yargıya intikal etmeden para cezasıyla halledilecek.
2. Kaçak elektrik kullanımı karşılıksız yargılanma suçuna dönüştürülüyor. Suçu ilk işleyenlere ceza verilmeyecek.
3. Molotof kokteyli kullananlar patlayıcı madde kullanma suçundan cezalandırılacak. Ayrıca, daha önce adlî sicil arşiv kayıtları 80 yılda silinirken, şimdi kural olarak 5 yıl, yüz kızartıcı veya devlete karşı işlenen suçlarda 15 yıl, her halükârda 30 yıl sonra silinecek.
4. Tutuklama yerine uygulanabilecek alternatif tedbirler genişletiliyor. Adlî kontrol sınırı 3 yıldan 5 yıla çıkartılıyor ve kapsamı genişletiliyor. Tutuklama kararı verilmesi de zorlaşıyor. Verilen tutuklama kararları somut şekilde gerekçelendirilerek açıkça yazılacak.
5. Yolsuzluklarla daha etkin mücadele sağlanacak. Yapılan düzenlemeyle
'rüşvet' çeşitli açılardan suç hâline geliyor. Rüşvet suçuna 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Rüşvet verenin durumu değerlendiriliyor.
6. Örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleyenlerin durumu. Belli bir oranda ceza indirimi uygulanıyor.
7. Özel Yetkili Mahkemelerde savunma hakkının kullanımı genişletiliyor.
8. Petrol boru hatlarına zarar verenlerin cezası arttırılıyor.
9. İcra mevzuatı değişiyor. Buna göre, icraya başvurmadan önce borçluya dâvet yazısı gönderilecek. Vatandaşın evinde kullandığı lüzumlu eşyalar haczedilemeyecek.
10. Yargılama süresi kısalacak. İdare mahkemeleri muamelatı kısaltılacak ve
Danıştay'ın iş yükü azaltılacak.
11. İleriye dönük yayın durdurma olmayacak.
Yayın yasakları kalkıyor.
12. Dâvâ ve Cezaların ertelenmesi. Basın ve yayın yoluyla veya diğer düşünce açıklamalarında, cezasının üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan, hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı, soruşturmanın, kovuşturmanın ve infazın ertelenmesine karar verilecek.
***
'Üçüncü Yargı Paketi' incelendiğinde, gerçekten yargının süratlenmesini ve liberalleşmesini sağlayacak çok önemli hususları ihtiva ettiği görülmektedir. Bu, son derece faydalı yargı paketi için
Adalet Bakanı'nı kutluyorum. Lâkin bu olumlu paket, radikal bir
'Yargı Reformu' değildir. Hiç vakit kaybetmeden,
Yeni Anayasa hazırlanmadan önce bu reformun gerçekleştirilmesi şarttır.