Canlının doğumundan ve temel eğitiminden itibaren her birey bir öğrenen varlık yani öğrenci. Doğumdan yaşamın sonuna kadar öğrenme süreci sürekli gelişir. Biz eğitimciler, kişisel gelişim uzmanları, psikologlar, yöneticiler, öğrencilerin gelişimleri adına birçok destekleyici faktör ortaya koyarken okullarımızın kalite, anlayış, yaklaşım ve gelişim modelleri sergilemesi adına neler yapıyoruz? Gelişimle beraber bu soruya da cevaplar vermemiz gerekiyor. Bu konuyu, YÖNDER Okulları Ortaokul ve Lise Koordinatörü Kenan Attar ile masaya yatırdık.
Günümüz dünyasında sayısız öğrenme seçeneklerinin arasında bilgiye kolay erişilebilir bir çağı da yaşıyoruz. Ancak değerini bilmekten ziyade hemen her alanda erişebildiğimiz bilginin kişilere nerede nasıl kullanılacağını öğretmemiz gerekiyor. Sadece okullarımız bu görevi üstlenemez. Öğrenecek bireyin sosyal-ekonomik durumu, çevresi, yetişme tarzı, ebeveyn yönlendirmesi gibi nedenler de önemli etken.
Öncelikle kendi kendine öğrenme yetisini kazanmaya başlamış, ortaöğretime geçmiş her öğrencide görülmesi gereken yapısal özellikler olmalıdır, Bunlar, merak etme, sorgulama, araştırma, sonuca varma. Bu özelliklerin peşinden koşan öğrenci kendine uygun bağlamda destekleyici unsurlarla başarının basamaklarında yer almaya başlar. Okullarımızın bunu doğru tekniklerle üstlenmesi gereklidir. Bu sayede daha önce öğrenilmiş birçok bilginin üstüne yeni kavramlar inşa edilir.
ÖĞRETİMİN YENİ İHTİYAÇLARI
Tabii değişen dünyada bireyle beraber değişen ihtiyaçlar da göz önünde bulundurulduğunda, ortaöğretimde de birçok ülkede yeni yüzyılda gerekli olan temel becerilerin güncel ve yenilikçi uygulamalarla desteklendiği görülmekte. Elbette her ülkenin demagojik yapısı eğitimin içeriğine etki eder. Öğrencinin öğrenmesinde etki edecek konfor alanları bunların başında gelir. Öğrencilerin yapısal, bedensel ve zihinsel gelişimleriyle beraber sınıf ortamında oturdukları sıralardan akıllı tahtalara, teneffüs alanlarından sosyal mekânlara birçok destekleyici ortam güncele adapte edilmiş.
Dünya vatandaşı öğrenciler yetiştirme arzusundaysak müfredatlarımızı güncellememiz çok önemli. İlgili derse uygun materyalleri kullanmak, yabancı dilin doğru öğretilmesini sağlamak, teknolojik donanımların verimli olması ön plana çıkıyor. Teknolojinin yerinde kullanılmasıyla yaratıcı ve üretici projelerin gerçekleşmesini sağlamak, okullarımızın fiziki, eğitsel ve sosyal imkânlarını artırmak bu vizyonu destekleyen en önemli gerekçelerimiz olmalı.
Kısaca, doğru ve etkili metotlarla öğrenen ve öğretenler olarak güncel, çağdaş, modern, bilimsel ve teknolojik yeniliklerle çağı yakalamalı, bu sayede sürdürülebilir bir başarının temelini atmalıyız.