Teknolojinin akıl almaz bir hızla geliştiği günümüzde bir taraftan dijitalin olmadığı geçmişe özlem duyarken, diğer taraftan da dijitalin avantajlarından yararlanmak istiyoruz. Tam da bu noktada anne babalar dijital dünyada çocuk yetiştirmede zorlandıklarını belirtiyorlar. "Dijital dünyada anne baba nasıl olmalı?" sorusunun cevabını, eğitimci, yazar, aynı zamanda eğitim danışmanı Bilsen Şahin ile irdeledik.
Bilsen Hoca, okullardaki seminerlerinde velilerin serzenişinin "Telefonlar neredeyse bizim yerimizi aldı, baş edemiyoruz" şeklinde olduğunu belirtiyor. Oysa dijital dünyada yaşadığımızı kabul edip teknoloji ile savaşmak yerine barış imzalamak gerekiyor. Bunun anlamı, tableti, telefonu sınırsız kullanmak ya da kullandırmak değil elbette. Değişen, dönüşen dünya yaşamında en makul ve mantıklı çözümlere adım adım gitmek gerekiyor. Çocuğun telefonda geçirdiği zamana sınır getirmek en son iş diyebilirim. Bakın öncesinde neler yapmamız gerekecek.
Anne baba olarak çocuğun duygularına önem vermek, duygularını dile getirmelerine fırsat vermek önemli. Bunu da en iyi küçük yaşlarda oyunla yapabiliriz. Bu oyunları hem oyuncaklarla hem de ailecek oynanan oyunlar olarak düşünelim. Bu oyunlarda çocuğa görevler vermek, sorumluluk almasına destek olacak. Çocuğun yaşına göre görevler vermek, oyuna göre izinler vermek ya da vermemek sınırlarını bilmesi açısından da olumlu olacak. Sınır koymak disiplin gibi görünse de çocuğa güvende olduğunu, sevildiğini, önemsendiğini hissettirir. Sınır koymak her şeye hayır demek değil, gerekli yerlerde müsaade etmek, gerekli yerlerde olmaz diyebilmektir.
YOLU AÇMAK MI YANINDA OLMAK MI?..
Şunu belirtmekte fayda var. Günümüzde çocukları korumak adına maalesef sorumluluk vermeden, düşmeden, ayağı taşa takılmadan çocuk yetiştirmeye çalışan anne babalar var. Oysa çocuğa alan açmak, onun düşmesine kalkmasına izin vermek, çocuğun özgüvenini geliştirdiği gibi hayatla baş etme mücadelesini, kendi gücünü fark etmesini sağlar. Küçük yaşlarda oyunla verilen görevler zaman içerisinde çocuk biraz daha büyüdüğünde sorumluk sahibi sınırlarını bilen çocuk haline gelmesini sağlayacak.
Çocuğun gelişimini basamaklar halinde tamamlamasına yardımcı olursak "Bugün telefona saat sınırı koyuyorum ama saati geldiğinde sınırlar aşılıyor" gibi serzenişler duymayız. Çünkü çocuk telefonla kullanma yaşına gelene kadar sorumluluk, sınır, görev gibi kavramlarla tanışmış ve özümsemiş olur. Hâl böyle olunca aileler zorlanmayacak, çocuk da aile ile tartışma durumuna gelmeyecek.
Biz anne babaların görevi, çocuğun yürüyeceği yolları açmak, temizlemek değil. Unutmayalım ki yarın biz çocuğumuzun yanında olmayabiliriz. Bu durumda çocuk bizsiz hayat mücadelesine sağlıklı şekilde devam etmeli. İşte tam da bu noktada yolu temizleyen değil, yolda yoldaşı olup yürümesini sağlamalıyız.