Hayatımızda 'iyi ki' ve 'keşke' dediğimiz dönemler vardır. Üniversite tercihleri de bu süreçlerin belki de ilki. Bu nedenle üniversite adayları kendilerine 'Ben kimim?' ve 'Kim olmalıyım?' sorusunu sormalı ve tercihlerini kendilerine verdikleri yanıtları göz önünde bulundurarak yapmalı. Sınav performansı kadar tercih performansı da önemli. Çünkü öğrenciler üniversite dönemi ile kendi yaşamlarının 50-60 yılını belirleyecek bir döneme giriyorlar. Üniversite hayatında neyi seçtiğimiz bizim kültürel düzeyimizi de belirlediğinden hayatımızın birçok noktasına etki ediyor. Bu konuyu, Uğur Okulları ve Uğur Kurs Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin ile değerlendirdik.
Öğrenci en çok istediği üniversiteyi değil en çok istediği bölümü birinci sıraya yazmalı. İstemedikleri bir bölümü ise asla tercihleri arasına almamalı. Hepimiz hayatımız boyunca birçok karar alıyor ve yaşamımızı bu kararlarla şekillendiriyoruz. Bu kararlardan belki de en uzun vadeli etkisi olan "meslek seçimi". Meslek seçimimiz ile birlikte yaşam tarzımız, çalışma koşullarımız, ekonomik durumumuz gibi birçok farklı süreç de şekillendiği için karar vermeden önce iyi bir değerlendirme yapmak, kendimizi çok iyi tanımak ve bu doğrultuda sağlıklı kararlar vermek önem taşıyor.
BİLMENİZ GEREKENLER
Öğrencilerin eğitim almak istediği bölümü belirledikten sonra üniversitelerin olanaklarını da araştırması gerekiyor. Dünya artık küresel bir köy haline geldi. Üniversitelerin yurtdışı olanakları, teknolojik imkânları, bilimsel çalışmaları mutlaka araştırılmalı. Ebeveynlere bu noktada önemli bir görev düşüyor. Anne ve babalar geçmişin gerçeklerinden yola çıkarak çocuklarına destek olmaya çalışıyorlar. Ama unutmayalım değişimin bu denli hızlı olduğu bir dünyada, bundan 10 yıl sonra çocuklarımızı çok farklı bir gelecek bekliyor.
Disiplinler arası eğitim veren bir üniversite tercih etmek günümüzde oldukça önemlidir. Kendi alan dersleriniz yanında farklı alanları ve disiplinleri deneyimlemeye de fırsat tanınmalıdır. İngilizce eğitim imkânları, bir okulu tercih ederken önemli bir etken. Bundan 20 yıl önce İngilizce bilmek bir lükstü fakat şu an bir zorunluluk.
Öğrencilerle monolog ders işlenen yapılar günümüzde işlevini yitirdi. Yapay zekâ sistemlerinin çok hızlı şekilde hayatımıza girdiği çağımızda artık bilgiye erişim çok hızlı ve kolay. Bu nedenle meslekleri deneyimletecek bir üniversite, gelecek seçimlerimizi kolaylaştırabilir. Seçim yaparken üniversitenin; 'Amerika'da, Avrupa'da global şirketlerle bağlantısı var mı? Beni yetiştirirken ayrıca network imkânı sağlayacak mı?' gibi sorulara karşı sağladığı imkânlar da mutlaka değerlendirilmeli. Dijital bir çağın içinde hızla ilerliyoruz ve bundan sonraki ihtiyaçlar bugüne kadar ezberlenmiş olanlardan çok daha farklı olacak.