6 Şubat gecesi birkaç saat sonra okula başlama heyecanı yaşayan çocuklar yataklarında en derin uykularındaydılar. Okul kıyafetleri akşamdan hazırlanmış, tatilin son günü ertesi gün arkadaşlarına, öğretmenlerine kavuşmanın mutluluğu içerisindeydiler. Fakat saat 04.17'de şiddetli bir sarsıntıyla büyük bir felaketin tam ortasında kalan herkes dehşet içerisinde kaldı. Çocuklar olanları anlamlandırmaya çalışıyor, ilk kez yaşadıkları bu korku verici olayın etkisini yaşıyorlardı. Bu büyük afeti İskenderun'da yaşayan Kiga Dorf marka sahibi, Burçak Çetin Anaokulu Kurucusu Burçak Çetin ile bu konuyu değerlendirdik.
Burçak Hoca'ya göre, okulların salgın sürecine benzer şekilde yeniden kapatılması, çocukları fazlasıyla etkilemiş. Eğitimöğretimden uzak kalmak, sosyalleşmelerinin engellenmesi, her gün aynı deprem hikâyelerini duymak, duyduklarını ve gördüklerini arkadaşlarına anlatamamak daha da huzursuz etmeye yetmiş çocukları. Okullar bazı bölgelerde yeniden açıldı. Kapıdaki yerinde duramayan hareketli tavırları, arkadaşlarını görünce nefes almadan konuşmaları, oyun oynarkenki davranışları bu süreçte en çok da çocukların desteğe ihtiyacı olduğunu göstermiş.
Boyalarla resim yapmaları istendiğinde, çoğunun siyah ve diğer koyu renkleri ve o geceyi hatırlatan karanlık resimler çizdikleri gözlemlenmiş. Kum alanında duygularını, öfkelerini rahatça ifade edebilmeleri sağlanmış. Hemen her çocuk depremde yaşadıkları anları yeniden yaşıyor gibi tüm detayları oyun esnasında canlandırmış, binaların çöküşünü, insan seslerini bire bir taklit etmişler.
Okul öncesi dönemde çocuklar yaşadıklarını sözel olarak anlatamayabilirler ancak kaygı duyduklarını davranışlarıyla gösterebilirler. Karanlıkta uyumak istemeyip ışığın açılmasını, anne-babayla yakın temasta olmayı isteyebilirler. Yeme ve uyuma düzenlerinde değişiklikler yaşanabilir. Bu süreçte anne ve babalar çocuklarıyla kendi korku ve duygularından bahsedebilirler. Çocuklarının konuşması yönünde bu durum cesaretlendirici olabilir. Burçak Hoca, bu cümlelerin altını önemle çiziyor.
ÇOCUKLARIN YAŞANTI DÜZENİ
Depremin üzerinden günler geçti. Çocuklar artık okul rutinlerine geri döndükleri için çok rahat, mutlu ve enerjikler. Oyun oynayarak depremle ilgili yaşadıkları olumsuz duyguları ifade ediyorlar. Oyun çocukların iletişim aracı. Oyun oynayarak öfke, stres, kaygı gibi duygularını dış dünyaya yansıtır ve duygularını bastırmamış olurlar. Ülkemizin geleceği pırıl pırıl çocuklarımız, yaşadıkları afet sonrası duygularını takip etmeli. Uzman desteği gerektiren durumlarda mutlaka destek almalı ve iyi hissetmeleri için üzerimize düşeni yapmalıyız.
Burçak Hoca'yı kutluyorum. Depremde birçok şeyini kaybetmesine rağmen, çocuklarını yalnız bırakmadı. Şu anki anaokul binası hem okulu olmuş hem de evi. Bana bunları anlatırken psikolojik durumunu çok iyi biliyorum, canım hocam. Bugünler de geçecek, yaraları milletçe birlikte saracağız. Depremin yaşandığı kentlerimizde hayatı normalleştirmenin en önemli noktası eğitimdir. Koşullar ne olursa olsun en önemli gündemimiz de evlatlarımızdır.