8 aydan bu yana içinde bulunduğumuz salgın süreci nedeniyle 2020-2021 eğitimöğretim yılı hepimiz için alışılmışın dışında bir şekilde başladı. Okulların, eğitim ve öğretim faaliyetlerini uzaktan eğitim araçlarıyla vermeye başladığı marttan bugüne dek bakanlığımız ve öğretmenlerimiz bu süreci özverili bir şekilde yürüttüler. Ancak süreç her ne kadar mümkün olan en iyi şekilde yürütülse de, uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini tam manasıyla alması mümkün değil.
Özellikle meslek eğitiminde uygulamalı derslerin uzaktan yapılmasının arzu edilen verime ulaşmakta yeterli olmaması, mesleki eğitimler veren okulların bu dersler için açılmasını zorunlu hale getirdi. 28 Eylül'den itibaren mesleki eğitim veren kurumlarda meslek dersleri ve işletmelerde beceri eğitimleri başladı. Bu sürecin başlatılmasının önem ve gerekliliğini bir mesleki ortaöğretim kurumunda görevli Psikolojik Danışman Kübra Karahanoğlu ile değerlendirdik.
Uzaktan eğitim uygulamalarında öğrencilerin önemli bir bölümü, internet erişiminde yaşadıkları zorluklar nedeniyle sürece katılamıyor. Devam zorunluluğu olmadığından çoklukla devamsızlık yapılıyor. Bu nedenle de uzaktan öğretimin özellikle, mesleki eğitim öğrencileri için pek de avantaj sağlamadığını düşünüyorum. Karahanoğlu, tüm bu nedenlerle mesleki eğitimde yüz yüze uygulamalara geçilmesinin ihtiyaç haline geldiğini belirtti.
TEDBİRLİ EĞİTİM ÖNEMLİ
Bununla birlikte, yüz yüze eğitimin başlaması doğal olarak ailelerin sağlıkla ilgili endişelerini de artırdı. Öncelikle herhangi bir kriz anında asla unutulmaması gereken bir gerçek var ki, kriz, panikle yönetilmez. İnsanın en doğal duygu durumlarından biri olan kaygı ile ancak onu kontrol altına alarak baş etmek mümkündür. Haliyle bu süreçte, "Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Önleme Kontrol Kılavuzu" çerçevesinde gerekli tedbirleri alarak eğitimlerin sürdürülmesi önemli.
Çünkü nitelikli eleman yetiştirmenin kilometre taşlarından biri olan meslek liseleri, teorik eğitimin yanı sıra işletmelerde beceri eğitimleri ile öğrencilerin staj yapmasını sağlayarak, kuramsal bilginin uygulamaya dönüştürülmesinde büyük önem taşıyor. İşte bu nedenle, bu kurumlarda, gerekli tedbirler çerçevesinde uygulamalı eğitimlerin sürdürülmesi, öğrencilerin mesleki gelişimleri yanında sosyal hayata uyum ve psikolojik dayanıklılığı koruma noktasında da bireysel olarak süreci yönetmelerine imkân verecek.
Eğitim-öğretimin temel amacının, öğrencileri sınavlara değil, hayata hazırlamak olduğunu söyleyen Karahanoğlu'na göre; meslek liseleri öğrencileri uygulamalı olarak da hayata hazırlıyor. Salgın sürecinin ilk dönemlerinde, özellikle maske ve sağlık malzemeleri üretimi noktasında meslek liselerinin önemi bir kez daha anlaşıldı. Mevcut koşullarda, öğrencilerin okulda bulundukları süre içinde hijyen ve sosyal mesafe kuralları ile maske kullanımı konusunda gerekli hatırlatmalar yapılarak bu sürecin yönetilmesi önemli.