Dünya tarihinden itibaren süregelen salgınlar arasında günümüzde en etkili salgınlardan birisi de koronavirüs. Bu son dönemde dünyanın pek çok ülkesinde görülüp hızla arttığı gibi ülkemizde de yayılma göstermekte. Hastalık tehdidi yaşamsal riskler barındırdığı gibi korku ve panik hali yaratabiliyor. Yaşadığımız bu sürecin kalıcı değil, geçici bir süreç olduğunu unutmamalıyız. Bu konuyu Uzman Psikolojik Danışman Merve Yılmaz ile masaya yatırdık.
Çağımızda görülen bu salgınla birlikte adını sıkça duyduğumuz ve oldukça merak edilen küresel korku salgınının adı koronafobi. Ölümcül salgın hastalığından korkmak anlamına geliyor. Bu küresel korku salgını, ne yazık ki hızlı bir şekilde yayılıyor. İnsanlar üzerinde yüksek düzeyde stres, korku, panik, fobiler, uyku problemleri, depresyon, panik atak, obsesif düşünceler, nefes alamama hissi gibi rahatsızlıklar gözlenebiliniyor.
Bu durumlarda ruh sağlığı uzmanından destek almalısınız.
Gönüllü karantina, bizleri aslında günümüzden eski zamanlara götüren adeta bir zaman makinesi oldu. Hızlı akan hayatın bir anda yavaşlaması, aile fertlerinin bir arada olması kaçırılan zamanların telafisi için değerlendirilmeli.
Anneler babalar ve çocuklar için sağlıklı ve güçlü iletişimin temellerinin yeniden atılmaya başlayacağı bu dönem, çok önemli.
Ruh sağlığı önemli
Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde koronavirüsün psikolojik etkilerine gelince... Okul öncesi dönemde çocuklar durumun çok fazla farkında olmadıkları için psikolojik bakımdan süreci daha rahat atlatabiliyor.
İlkokul çağında ise, korku ve kaygı daha yüksek olabiliyor. Ortaöğretim dönemindeki çocuklar ise, daha bilinçli olmakla birlikte akran gruplarından da etkilenebiliyor. Bu sürecin sağlıklı atlatılabilmesi için öncelikle ailelerin bilinçli bir şekilde çocuklarına yardımcı olması, onların ruh sağlığını olumlu yönde etkileyecek.
Ailelerin çocukların psikolojik sağlamlıklarının korunması için onlarla birlikte hoşça vakit geçirecek aktiviteler yapmak önemli ve gerekli. Evde hep birlikte çeşitli oyunlar oynamak, resim yapmak, şarkı söylemek, eğlenceli masal, fıkra ve hikâyeler anlatmak gibi çeşitli etkinliklere yer verin. Dikkatli ve düşünceli davranma, çaba, kararlılık ve fedakârlık gösterme gibi olumlu davranışlarını gördükçe onları takdir ettiğinizi mutlaka belirtin. Bu, pedagojik açıdan oldukça önemli.
Buradaki önerileri uygulamanıza rağmen, çocuğunuz aşırı panik olma, ağlama nöbetleri, sürekli uyku sorunları ya da yoğun davranış sorunları gibi tepkiler gösteriyorsa bir uzmana başvurmalısınız.
Özel gereksinimli bireyler ve ebeveynleri ise yaşam tarzlarını ve günlük rutinlerini yeniden düzenlemeli. Özel gereksinimli bireylerin psikolojik açıdan duygusal destek gereksinimi karşılanmalı. Bence, bu dönem aile birliğimizi güçlendirecek, bağlarımızı kuvvetlendirecek. Daha da önemlisi, toplum olarak da değerlerimizi arttıracak.