LYS sonuçları18 Temmuz'da açıklanacak.
Ancak şimdiden üniversite adaylarını bir tercih telaşı aldı bile.
Doğru bir tercih olmak için üniversite tercihleri neye göre yapılmalı?
Aslında gündeminde üniversite olan hemen hemen bütün öğrenci ve velilerin aklında bu soru var.
Öncelikle üniversite adayları tercihlerini yaparken, Türkiye başarı sıralarını göz önünde tutacaklar.
Başarı sırala- ması, küçükten büyüğe doğru olur. Ancak bu klasik bir tercih sistemi olur. Burada öğrencinin başarı sırası nereye yetiyorsa oraya yerleşecektir. Ancak günümüzdeki öğrenci 2025 yılını hedeflediğinde artık yalnızca bu şekilde değil, üniversite ve bölümünü de seçmek zorundadır. İleride donanımlı meslekle birlikte iyi bir sektörde hayatını kazanacağı için şu andan itibaren seçeceği üniversitelere çok dikkat etmesi gerekiyor.
Adaylar üniversitelerin akademik kadrosunu araştırırken tam zamanlı ya da yarı zamanlı öğretim üyesi sayısına çok iyi bakmalı. Bununla birlikte öğrenciyi gelecekte hayata profesyonel olarak hazırlayacak, akademisyen olmayan profesyonel iş dünyasından isimlerin ders verip vermediği de önemli.

Devlet mi, vakıf mı?
Son zamanlarda devlet üniversitelerinden daha çok vakıf üniversitelerinin tercih edildiğini görüyoruz. Bunun da nedeni, vakıf üniversitelerinin verdiği burslardır. Öğrenciler puanları karşılığında alacakları bursların ne kadar süre ve hangi şartlar altında geçerli olacağını sormalı. Bir diğer önemli nokta, yabancı dil, bu da genellikle İngilizcedir. O zaman gerek devlet gerekse vakıf üniversitelerindeki hazırlık sınıflarındaki eğitimin ne şekilde olduğu, İngilizcenin nasıl öğrenildiği ortaya konulmalı.
Son günlerde YÖK'ün aldığı kararlarla birlikte artık birinci sınıftan itibaren bölüm ya da fakülte değişiklikleri söz konusu olacak. Buna göre adaylar birinci sınıfta ortak ders yapılıp yapılmadığını öğrenmeli, ayrıca o üniversitelerde seçtikleri bölümde ikinci sınıfa başladıklarında 'acaba hangi bölümlerde çift ana dal yapabilirim' sorusunu sormalı.