YGS'nin yaklaştığı şu günlerde, üniversite sınavına hazırlanan gençler ve ailelerinin hatta öğretmenlerinin kafasında aynı sorular daha sık dönmeye başladı. Sınav(ı) nasıl geçecek? Nereyi kazanaca(k)ğım? Uzun vadeli düşünüldüğünde bu önemli sorulardan daha da önemli olanı, gencin ileriki yıllarda hangi mesleğe sahip olacağı ya da nasıl bir iş yapacağı ile ilgili sorular. Şimdi bu duruma bir de üniversite tarafından bakalım. Konuyu değerli dostum ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Tanıtım ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Özge Alyu ile masaya yatırdık.
Üniversitede okuyan veya mezun herkesin bildiği üzere, giriş sınavında alınan puanlar genellikle üniversiteli olana kadar çok önemlidir. Sonrasında ise derslerin geçilmesi, stajların tamamlanması ve kişinin kariyeriyle ilgili konular ön plana geçer. Özellikle üniversitede son yıllara gelindikçe iş bulma kaygısı da artar. İşte bu noktada çok önemli gördüğümüz bazı konu başlıkları var.
Mesleğini veya işini sevmek. Bu konu üniversite tercihlerinde belki de en az düşünülendir. Çünkü "Bu işi yapabilir miyim?", " Bu bölüm bana göre mi?" diye düşünmek yerine, "Burayı kazanabilir miyim?" "İleride çok para kazanabilir miyim?" gibi sorular ön planda olmuştur. Oysaki iş hayatında herkesin derdi sevdiği işi yapmaktır. Tam zamanlı işlerde çalışıp, bir gün istediği o küçük kafeyi açma hayalini kuran, otuzlu yaşlarında emeklilik hayallerine dalan, ben aslında ...... olmalıydım sözünü dilinden düşürmeyen pek çok insan var.
Her zaman söylenen, "sevdiğin işi yapmalısın" öğüdü boşa değildir. Başarı ve kazanç ancak mutlulukla beraberse uzun vadeli ve faydalı olur. Nasıl ki öğrenciyken sevmediğin, ilgin olmayan derslerde başarılı olmakta zorlanıyorsan, iş hayatında da sevmediğin işi yapmakta zorlanırsın. Kişi gönülsüz yaptığı işte, ancak işi bitirebilecek kadar enerjiye sahipken; işi ve kendini geliştirmesi mümkün olmaz. Bunun sonucunda da kariyer basamaklarında ilerleme söz konusu olamaz.
Üniversite mezunu yüzbinler arasından sıyrılabilmek ancak farklı bir yabancı dil bilmek, öğrenci değişimleriyle yurtdışı tecrübesi edinmek, çift ya da yandal gibi imkânlarla farklı konularda da uzmanlaşmak, yüksek lisans yaparak daha derinlemesine bilgi ve beceri sahibi olabilmekle mümkün olur.
Kişisel gelişim, kariyer yolculuğunda bireyin bilgi ve beceri donanımları yanında kişisel özellikleri de son derece önemlidir. Bir ekiple uyum içinde çalışabilmek, gerektiğinde doğru şekilde inisiyatif alabilmek, sorumluluklarının bilincinde olmak, kendini doğru ve güzel biçimde ifade etmek, liderlik becerilerine sahip olmak; kariyer yolculuğunun sorunsuz ve konforlu geçmesini sağlar. Öğrencilerin bu doğrultuda kendini geliştirebilmesi ise üniversite hayatının derslerden ibaret geçmemesi, sosyal yaşam dengesinin de iyi kurulması ile sağlanır.