Anayasa Mahkemesi (AYM), dershanelerin 1 Eylül'den itibaren özel okula dönüşmesini ya da kapatılmasını öngören kanunu oy çokluğuyla iptal etti.
AYM kararını, Anayasa'nın eğitim ve öğrenim hakkını düzenleyen 42. maddesi ile hak ve özgürlüklerin sınırlanmasının demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı ilkesine dayandırdı. Ülkemizde eğitim politikalarını belirleme hakkı, yetkisi, sorumluluğu siyasi iradeye aittir. Mevcut hükümetin de bu konudaki tutumu, örgün ve yaygın eğitimin güçlendirilerek dershanelere ihtiyacın azaltılması ya da mümkünse kalmaması yönündedir.
AYM kararları geriye doğru işlemez. AYM'nin iptal kararıyla, dershaneler hükümsüz hale gelecek. Kanunda karşılıkları yok. Duyumlarıma göre gerekçede "kurs olarak devam edebilirler" diye bir düzenleme yapılıyormuş. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), AYM'nin dershane gerekçesini gördükten sonra temel liseler için adım atacak. Bence, temel liseler devam edecek. Dönüşüm başvurusu yapan dershanelerden isteyenler başvurusunu geri çekebilecek. Gerekçeli karara bağlı olarak isteyen takviye kursu, etüt merkezi ya da özel okula dönüşebilir.
Dershanelerin eğitimimizde önemli işlevi olduğunu hepimiz biliyoruz. Dönüşüm sırasında temel liseler oluşturmanın gerekçesi de henüz dershanelerin boşluğunu dolduracak yapının olmamasıydı. Ne yazık ki bu karar dershanelerin bir bölümü temel lise veya ortaokula dönüştükten sonra alındı. MEB, muhtemelen dershanelerle ilgili yeniden düzenleme yapar. Çünkü ortada iptal edilmiş bir kanun var. Ancak kararın zamanlaması yanlış. Eğer karar zamanında verilseydi ne MEB ne de dershaneciler zor durumda kalacaktı. Yine burada üzülen veli ve öğrenciler oldu. Dershaneler ve yerleştirme sınavları, eğitim dünyamızın en önemli sorunu olarak önümüzde duruyor. Eğitimde bir reforma ihtiyacımız var. Şimdi MEB, dershaneleri ortaya çıkaran gerekçeleri görerek, yeni bir yol haritasını ortaya çıkarmalı.
Yasadan çıkarılan dershane tanımının tekrar yapılması gerekiyor. Tanımın yasal düzenleme mi yoksa yönetmelik değişikliğiyle mi olacağına MEB karar verecek. AYM'nin gerekçeli kararı tartışılacak. Kararın hangi madde ile ve hangi gerekçelerle alındığı üzerinde çalışılacak.
Aldığım bilgilere göre, hiçbir öğrenci mağdur olmayacak. Bu dava bir yıl önce açılmıştı. Yürütmeyi durdurma talebi de vardı. Mahkeme o tarihte yürütmeyi durdurmayı reddetti. Bir yıl sonra bu yasayı hangi gerekçelerle ne değişti de şimdi reddetti.
İnanın anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu durumda, öğrencilerin mağdur olmaması için MEB ikincil mevzuatında değişiklik hazırlıklarını yaptı. Özel eğitim sektörünün tedirgin olmasını gerektiren bir durum yok. Yasa iptal edildiyse, onu düzenleme işi de MEB'e düşer. Gerekirse yasal düzenleme yapılır. AYM'nin kararı doğrultusunda yapılacaklarla ilgili kimsenin şüphesi olmasın. Kısacası, bu konuda kaos yaşanmayacak, kimse heveslenmesin.