Üniversite adaylarının gireceği YGS ve sınavsız geçiş için başvurular başladı. Adaylar bu yıl ilk kez sınav başvurusunu yaptıktan sonra ücreti yatıracak. Ücret ödeme işlemleri, 20 Ocak'a kadar bankadan ya da internet üzerinden yapılabilecek. Süresi içinde başvurduğu halde sınav ücretini yatırmayan adayların başvurusu tamamlanmamış sayılacak.
Adayların, başvuru merkezlerinde oluşabilecek yoğunluğu dikkate alarak, işlemleri sürenin son günlerine bırakmamasında yarar var.
Bu yıl ÖSYM doğru bir karar alarak hukuk fakültesinin puan türünü TM2'den, TM3'e çevirdi. Böylece bu puan türünü seçen öğrenciler bundan sonra, Türk dili ve edebiyatını ve coğrafya 1'i ön plana çıkaracak. Daha önceki yıllarda fenciler matematik ve geometri ile öne çıkıyordu. Eğer MF puanı ile bir bölüme giremiyorlarsa, hukuku seçerek Türkçe matematikçilerin önüne geçiyorlardı.
Şimdi adalet sağlanmış oldu.
Doğal olarak zamanlaması açısından bu değişikliğe itiraz edenler olacak. Bence, ÖSYM doğru karar vererek, dengeyi sağladı.
Bir başka değişiklik de TM puanlarının oluşumunda oldu. Bu puan türlerinde geometrinin ağırlıkları yüzde 2 düşürüldü, Türk dili edebiyatının ağırlıkları yüzde 2 artırıldı. Burada da doğru bir işlem yapılmış. Yıllarca Türkçe matematik öğrencileri bu konuda mağdur oldu. Böylece bu grup öğrencilerinin de kazanma oranı artabilecek. Ben olsam, kamu yönetimini ve uluslararası ilişkileri de TM3'e çekerim.
ÖSYM, Eylül 2010'dan bu yana kendisine belirlemiş olduğu, sınav adaletine ve sınav güvenliğine odaklanan misyonu çerçevesinde çalışmalarını yürütüyor. Kimseye haksız kazanç sağlamayan ve herkesin emeğini bir emanet olarak görüp onun karşılığını veren bir sınav sistemi oluşturdu. Ve bunu titizlikle uyguluyor. Bu kapsamda son 4 yılda kurumda büyük bir değişim süreci başarıyla gerçekleştirildi. Hem şeffaf, hem de yüzde 100 sınav güvenliği tesis edilerek çok adil bir sınav sistemi kuruldu.
Buraya kadar her şey düzenli ve mükemmel gözüküyor.
Ancak, yine üniversiteye giriş sorularının, yüzde 20'si açıklanacak. Soruların yayınlanmamasının nedeni, soru sayısının yetersizliği değil. ÖSYM havuzda soru biriktirmek istiyor. Önemli olan doğru bilgi ve beceriyi, doğru ölçecek soruları sağlamak.
Madalyonun bir de diğer yüzü var. Sorular TV ve gazetelerde paylaşılmalı.
Şimdi 2 milyon kişi internete girmek zorunda. Geçmişte, uzmanların uyarısıyla hatalı sorular iptal ediliyordu.
Şimdi bu kontrol mekanizması ortadan kalkmış oluyor. Öğrenciler ne yaptığını göremeyeceği için kendini geliştiremeyecek.
Ayrıca soruların yayınlanması şeffaflık açısından önemli. Bu konuda ne yazık ki ÖSYM gibi düşünmüyorum.