Yıl 1962, aylardan eylül. Üzerimde lacivert ceket, gri pantolon, başımda kep, Beşiktaş'tan Ortaköy'e doğru büyük babamla yürüyorum. Üzerinde Galatasaray Lisesi yazan, dev bir demir kapıdan geçerek beş güzel yılımı geçireceğim okula giriyorum.
Deniz kenarına inip, benim gibi giyinmiş onlarca çocukla karşılaşınca rahatlıyorum.
G.Saray Üniversitesi binasının eski hali olan ilkokulda yatılı eğitime başladım. Uzun yıllar bu binayı evim gibi gördüm. Yatılı kardeşliğinin ne olduğunu öğrendim. Kısacası, çocukluğum en güzel yılları bu binada geçti. Şimdi alev alev o güzel günlerim yandı. İçim acıyor.
G.Saray Eğitim Vakfı yetkilileri binada incelemelerde bulundu. Yapılan açıklamada "G.Saray camiası, eğitim kurumları, eski öğrencileri, kulübü, dernekleri ve vakıfları en kısa sürede hasar gören binalarını kendi mali imkânlarıyla yeniden yapmak üzere harekete geçmiştir. Yanan binanın küllerinden daha güçlü bir Galatasaray çıkacaktır" denildi.
G.Saray Eğitim Vakfı'nın "IBAN no: TR 67 0006 7010 0000 0088 3090 50" hesabına bağış yapılabileceği bildirildi. Hatıralarımız için, geçmişimiz için el ele vermeliyiz.
Şimdi gelelim gerçeklere. İstanbul İtfaiye Başkanlığı bir yıl önce hazırladığı raporla muhtemel bir yangına karşı G.Saray Üniversitesi'ni uyarmış. Raporda özellikle elektrik kablolarının yangına dayanıksız olduğu belirtiliyor. Yine kablolarda yangının, bir bölgeden diğer bölgeye geçişini önleyecek yastık, panel ve harç gibi koruyucuların olmadığı ifade ediliyor. Bu tür binalarda elektrik kablolarının durumu çok önemlidir. Ya yanmaz kablo kullanılacaktı ya da kablolar çelik kanallardan geçirilecekti.
Raporda yangın söndürme sistemleri ile ilgili de hayati uyarılar var. Örneğin binada otomatik sprinkler (yangın söndürme) sistemi yokmuş.
Sorumluluk kimdeydi? Niçin önlem alınmamıştı?
Suçlu hemen bulundu: Elektrik kontağı. Önce yatılı ilkokul sonra orta-lise ve 1992'den beri de üniversite olan bu ahşap binada yangın tedbiri alınmamış, çalışanlar da bu konuda eğitilmemiş.
Ayrıca, kendi imkânlarıyla yangını söndürmek gibi saçma bir şey de olamaz. Acaba itfaiyeye geç mi haber verildi?
Gerekli önlemleri almayan tüm sorumlulardan hesap sorulmalı; sorumsuzluğun bir bedeli mutlaka olmalıdır.