Bu yıl 8'inci sınıflar son kez SBS'ye girecek, ardından sonuçları liselere yerleştirmede kullanılan bu sınava son verilecek. 2014'ten itibaren Anadolu ve meslek liselerinde okuyacak öğrenciler, bu okullara öğretmen kanaati, ders başarısı ve veli tercihleriyle yönlendirilecek. 2013'ün sonunda tüm liselerin, Anadolu ve meslek lisesine dönüştürülmesi tamamlanacak. O zaman da bu okullar için tıpkı şu anda genel liselerde, ilk ve ortaokullarda olduğu gibi sınavsız adrese dayalı kayıt yapılabilecek.
Anadolu liselerinde ortak ve zorunlu derslerle birlikte, seçmeli dersler olacak. Eğer öğrenci fen bilimleri ağırlıklı tercih yaparsa, fen liselerinde okutulan bir müfredatı seçebilecek. Şayet edebiyat ya da sosyal bilimler ağırlıklı tercih yaparsa, sosyal bilimler lisesinde okutulan müfredatı alabilecek. Bu müfredatlar her Anadolu lisesinde okutulacağı için, 2014'ten itibaren SBS'ye ihtiyaç kalmayabilecek. Meslek lisesinde eğitim alan öğrenci, başarılı olursa Anadolu lisesine, burada eğitimi sürenler ise isterse, meslek lisesine geçme olanağına sahip olacak. Çünkü 9'uncu sınıfta ortak ders görecekler.
Yeni sistemle kalitenin artacağı, mesleki-teknik öğretime daha fazla öğrencinin yöneleceği düşünülüyor. Bu sistemin sağlıklı gelişebilmesi için, öğretmen kanaati ve not başarısı yeterli olmayabilir. Özellikle her öğrencinin ilgi, istek ve yeteneği bilimsel metotlarla ölçülmeli. Biliyorsunuz, ilköğretim diplomasına göre öğrenci alan süper liselerde istenmeyen bir not faciası yaşanmıştı. Korkarım ki bu durum suiistimal edilebilir.
Kaliteli ve köklü eğitim almak için yarışılan Galatasaray, İstanbul liseleri gibi okullar, fen ve sosyal bilimler liseleri gibi ayrı bir kategoriye alınacak. Bu okullara yerleştirmeler yine ayrı bir sınavla gerçekleştirilecek. Seçilen bu okulların tümü için ya özel sınav yapılacak ya da 1975'e kadar olduğu gibi bu okullara kendi sınavlarını yapma hakkı verilecek. Ancak bu liseler kendisi sınav yaparsa yalnızca bulunduğu şehirdeki öğrenciler girer, bu da eşitlik ilkesine aykırı. Çünkü bu okullar ülkemizin tüm çocuklarına açık olmalı. Sonuçta getirilecek sistem eşitlik ve adalet ilkelerine ters düşmemeli.
Sayın Başbakan, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili bir yıl hedefini koydu. MEB de bu konu üzerinde çalışıyor. Hazırlayacağı programı kamuoyuyla paylaşacak. Ancak burada, dershanelerde eğitimin yanı sıra hukuksal ve ekonomik boyutları da göz ardı edilmemeli. Olaya sadece bir kurumun kapanması ya da açılması gibi bakılıyor. Bence, bu çok eksik bir bakış açısı.