Dilara Gülatan'ın GÜNAYDIN'da yayınlanan röportajı sonrası Uğur Dündar sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Ben de Gülatan'a Uğur Dündar'ın bu açıklamalarını sordum. Açıklamalarını üzülerek okuduğunu söyleyen Gülatan sözlerine şöyle devam etti: "Ben içimi dökmek, hukuk mücadelemi kamuoyu ile paylaşmak için röportaj verdim. Benim tek derdim gerçeklerin ortaya çıkması.
Uğur bey benim konuşmamdan neden rahatsız oluyor ki? Anlamış değilim. Yaptığım açıklamalardan sonra uzun uzun paylaşımlar yaptı sosyal medyasından. Hatta annem Suphiye Orancı hakkında yüz kızartıcı belgeler yayınlayacağını söyledi. Öncelikle şunu söyleyeyim, benim yüzüm kızarmaz çünkü anne-babaların yaptıklarının onları bağlar. Burada beni bağlayan bir şey yok.
Kimse anne-babasının yaptığından dolayı yargılanamaz. O yüzden Uğur bey lütfen elinde ne varsa yayınlasın ki, ben de öğreneyim. Ben ilk günden beri gerçeklerin peşindeyim. Uğur Dündar sosyal medyasından yaptığı açıklamada 'bugüne kadar sustum, çalıştığım gazete ve televizyona haber bile yaptırmadım' diyor. Babalık davasının medyaya yansıdığı hafta çalıştığı Sözcü TV'de 20 dakikaya yakın benim ve annem hakkında açıklamalar yaptı. Bunu unutmuş galiba.
Hatta o programda birkaç defa 'yardım etme' teklifinde bulunduğunu söylemesine rağmen telefonda bana sadece bana iyi dileklerini sunabileceğini söyledi. Yani ekranda başka, telefonda başka konuştu. Yine aynı programda, annemle ilgili elinde belge, bilgiler olduğunu ve bunu açıklayacağını söylemişti. Nisan ayında söyledi bunu. Nisan'dan beri açıklamadı.
Uğur Dündar'ın bu paylaşımları bile ekrandaki alaycı, saygısız tavrının devamı niteliğindedir. Kaç yıllık gazeteciye yakışmayacak bir tavır. Anneme yönelik kullandığı 'içinizden tükürmek duygusu geçecek' ifadesi bile açıkça kadına şiddettir. Bir kadını ve kızını kamuoyu önünde küçük düşürmek için çok ağır ifadeler kullanıyor. Ben takdiri kamuoyuna bırakıyorum.
Tekrar söylüyorum, lütfen elinde ne var, ne yoksa yayınlasın ki biz de öğrenelim. Burada aynı paylaşımda Adli Tıp Kurumu'na suç duyurusunda bulunsaydı diyor. Avukatım zaten prosedürdeki eksikliklerden dolayı mahkemeye itiraz da bulunmuştur. Kendisi de madem bu kadar emin o zaman keşke Koç Üniversitesi'nden 5 hocaya 50 sayfalık rapor hazırlatmak yerine testin tekrar için benim yanımda olsaydı. Ben yine söylüyorum, adalete güvenim tan, gerçekler elbette ortaya çıkacak."