Ülkece yas tutuyoruz bu hafta. 8 yaşındaki Narin'in ölüm haberi hepimizi derinden sarstı. Ciğerimiz yandı. Ekranların başında herkes gün be gün cinayet soruşturmasını takip ediyor. Narin'in gizemli ölümünün ardından kim ya da kimler var hepsinin gün ışığına çıkacağına inancım tam.. Narin'in cinayet soruşturmasında hepimizi hayret ettiren ise tüm köyün sessizliğe gömülmesi oldu. 'Kırmızı Pazartesi' romanına benzetiyorum ben bu yaşananları. Herkes her şeyi biliyor ama kimse konuşmuyor.
8 yaşında kız çocuğu öldürülüyor siz ise başınızı kuma gömüyorsunuz. Akıl alır gibi değil. Bu ne insanlığa ne de vicdana sığar. Aile üyelerinin de gözaltına aldığı soruşturmada, gerçekler elbette gün yüzüne çıkacak. Devletin tüm kademesi bu cinayetin aydınlatılması için çok titiz bir çalışma yürütüyor. Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı'nın Narin'in mezarını ziyaret etmesi taşıdığı mesaj açısından son derece önemli: 'Narin sahipsiz değildir.' Ben inanıyorum, Narin'in cinayetinde kimler sorumluysa, tek tek ortaya çıkacak. Umarım, failler de en ağır şekilde cezalandırılır.
KADINLARIN SESİ NEDEN ÇIKMIYOR
Yine bir sosyal medya fenomeni rezaletiyle karşı karşıyayız. Bu sefer ki yuh artık dedirtecek cinsten. İsmi Merve Taşkın. Kendisi program program dolaşıp bedeniyle nasıl para kazandığını fütursuzca anlatıyor. Açıklamaları sosyal medyada gündem oldu. Kendisinin istediği de bu bence. Yoksa neden bir kadın bedeni üzerinden nasıl para kazandığını çok matah bir şeymiş gibi anlatır? Toplumsal dejenerasyonun figürlerinden biridir bana göre Merve Taşkın ve benzerleri. Mahremiyetten arınmış şekilde yatak odalarını utanmadan programlarda anlatmanın başka bir açıklaması olamaz. Medyanın bir kısmı da ne yazık ki toplumsal çürümeye su taşıyor, böyle fenomenler yüzünden.
Okumak, meslek sahibi olmak, alın teriyle para kazanmak yerine vücudunu pazarlayan Taşkın ve benzerlerinin PR'nın yapılmasına olanak sağlayan programlar da bu vebale ortak oluyor. Kadın haklarını savunanlardan da bir itiraz yok bu duruma. Aleni şekilde kadın bedenini metalaştıran, kadını değersizleştiren, cinsel obje haline getiren Taşkın ve benzerlerine karşı niye sessiniz çıkmıyor? Esas sizin karşı çıkmanız lazım bu duruma. Bu kadın hiç utanmadan, sıkılmadan bunu meşrulaştırmak için program program geziyor. Kendini sosyal medyadan eleştirenlere de aynı pişkinlikte cevap yetiştiriyor. "Benim hayatım, istediğim gibi yaşarım" diyor Taşkın. Evet, senin hayatın, istediğin gibi yaşarsın ama bunu PR malzemesi haline getirmeden yaşarsın. Bedenini metalaştırman, bedenini para kazanma aracı haline getirip getirmemen senin tercihin ama bunu kamusal alana taşıyarak PR malzemesi yapamazsın. Gençlerimizi böyle figürlerden korumamız gerekiyor. Medya böyle figürlere prim vermemeli, aksi takdirde gençlerimize kötülük etmiş olur.