Çifte standart deyince aklımıza artık tek bir adres geliyor: Avrupa… Siyasette de sanatta da sporda da hatta akademi de aynı tarifeyi uyguluyorlar. Dünyaya insan hakları, özgürlük, eşitlik dersi veren Avrupa sıra kendisine gelince sınıfta kalıyor. Filistin'in haklı mücadelesine destek verenleri baskıya maruz tutan da Avrupa, İsrail'i kayırmak adına yaşananlara gözünü kapatan da Avrupa, kendinden olmayanı ötekileştiren de aynı adres.
Üstelik bunu sadece siyaset ya da basın üzerinden de yapmıyor. Sanatta da aynı şeyi yaptılar. İşte bu seneki Eurovision yarışmasında yaşananlara hepimiz gördük. Yarışmada Filistin'i destekleyenleri tefe koydular adeta. Şimdi de sporda benzer bir çifte standart uygulamasına şahit oluyoruz. Milli Takımımız'ın Avusturya'yı yendiği maçta harikalar yaratan Merih Demiral'a soruşturma açıldı. Nedeni ise Demiral'ın 'bozkurt' işareti yapması. Şaka gibi. Sanki gol attı diye cezalandırıyorlar futbolcuyu. Bozkurt işareti yapmasını uygunsuz bulmuş UEFA. Şaşırdık mı bu tavra? Hayır… 2016'da Avrupa Şampiyonası'nda Sırbistan- Arnavutluk maçında Tosic'in 'Çetnik' selamına karşı herhangi bir şey yapılmadı. Yine Hollanda'da Weghorst gol sevincini Hollanda'nın simgesi olan Aslan hareketiyle gösterdi. Ama yine görmezden gelindi. Şimdi sorarım UEFA'ya Demiral'ın 'Bozkurt' işaretine neden soruşturma açıyorsunuz? Aslında cevabı çok açık. Onlardan değiliz…
ÇİFTE STANDART
Her şeyde olduğu gibi sporda da aynılar… Avrupalı değilsen vay haline. Bir de çıkıp dünyaya demokrasi, insan hakları, eşitlik söylemleriyle bezenmiş koca koca cümleler kurarlar. Ne AB ne UEFA ne de Avrupa'nın sanat politikası bu çifte standartçı anlayıştan kendini arındıramıyor. Ruhlarına işlemiş, inatla aynı tavrı sürdürüyorlar. Ne demişler huylu huyundan vazgeçmez. Avrupa da çifte standartçı uygulamalarından vazgeçmiyor…
BU KİRLİLİĞE DUR DEMELİYİZ
Geçtiğimiz gün Günaydın yazarı Mevlüt Tezel sahillerdeki kirliliği köşesine taşıdı. Sahillerimize adeta çöp tenekesi muamelesi yapılması geleceğimiz açısından çok tehlikeli bir durum. Bu açıdan, Tezel'in yazısını çok önemli buldum. Plastik atıklar yüzünden dünyada denizler hızla kirlenirken buna bir de sahilleri eklediğimizde geleceğe ne bırakabileceğiz? Plastik atıklar yüzünden onlarca deniz canlısı yok oluyor.
Denizlerimizin doğal dengesi alt üst oldu. Ama insanoğlu ne yazık ki akıllanmıyor. Ve hala doğanın dengesini bozmak için denizden ve karadan elinden geleni ardına koymuyor. Yarını düşünmeden bunu yapıyor üstelik. Bu sadece ülkelerin sorunu da değil, dünyanın sorunu. Giderek artan çevre kirliliğine karşı da hep birlikte mücadele etmek boynumuz borcu. Aman ben ne yapabilirim ki diye düşünmeden. Herkes evinin önünü temiz tutarsa sokaklar da temiz olur. Herkes yaşamında çevreyi temiz tutmaya çalışırsa, bu kötü gidişe de dur demiş olur. Yoksa yeni nesillere yaşanmaz bir dünya bırakacağız.