Ünlü sanatçı Rafet El Roman, GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalar yaptı. İki kızı ve bir oğlu olan sanatçı, kısırlaştırma ameliyatı olduğunu belirterek "Artık çocuğum olmayacak" dedi.
Yaptığınız şarkılardan sizin için en anlamlı olanı hangisi?
Hepsi benim hayatım ve bir bütün olarak bakıyorum yaptığım eserlere. Ama ille de birkaç favori şarkı saymam gerekirse başta 'Seni Seviyorum'. Bu şarkının hayatımı değiştireceğini hissediyordum ve bu şarkımla ünlü oldum.
Aşkın hangi halinde şarkı yazmak sizin için daha kolay? Acı çekerken mi, mutluyken mi?
Her iki duygu da güzel eserler üretmeye vesile olabilir. Bana göre acı her zaman daha tetikleyici bir sebep, güçtür. Aşık olmak muazzam güzel bir duygu olduğu kadar, acısını çekmek de aşılması zor bir duygu... Ayrılığın, yokluğun, çaresizliğin ve zorluğun olduğu yerde her zaman daha değerli eserler çıktığına inanıyorum... Her zaman söylerim; iyi sanat eserleri bolluk ve imkanlardan dolayı değil, yokluk ve çaresizlikler içinde yaratılmıştır.
Rafet El Roman denilince akıllara ilk önce aşk şarkıları geliyor. Peki siz aşkı nasıl tanımlıyorsunuz?
Herkesin aşk tabiri, hikayesi kendine özgüdür. Ben aşkın büyük, kocaman yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Acısıyla, tatlısıyla ve tüm heyecanlı yanlarıyla en doruklarda, uçurumlarda, durmaksızın savaşmak, sevişmek lazım. Kime aşık olduysam, hepsiyle sonsuza kadar birlikte olacağımı düşünerek yaşadım, fakat 6 yıldan fazla sürmedi ilişkilerim. Hayatımda sadece 3 kadına aşık oldum. Ama hayatım boyunca şarkılarımdaki kadını aradım, hâlâ da arıyorum. İşte bu arayış diğer kadınlarla sonumu getirdi.
KIZLARIMI KAÇIRMADIM
Nasıl bir babasınız? Çocuklarınızın annesiyle aranız nasıl?
Çocuklarımla ve anneleri ile gayet güzel anlaşıyoruz, bazı ufak tefek sorunlar yaşansa da, saygı çerçevesinde hepsini hallediyoruz. Çok şanlıyım ki evlatlarım beni hiç üzmedi. Çocuklarım bana aşırı düşkündür ve aramızda büyük bir sevgi bağı var. Kardeşler arasında da böyle. Çocuklarımın anneleri ile gerçekten güzel, samimi bir dostluğumuz var. İkisine de minnettarım ve hayat boyu da böyle kalacak. Ayrılırken çok yanlış durumlar da maalesef yaşandı ve beni kınayanlar da oldu, fakat olaylar hiçbir şekilde medyada yansıtıldığı gibi değildi. Asla kızlarımı annelerinden kaçıran, görmelerine engel olan bir baba olmadım. Zaman her şeyi çok güzel gösterdi bize. Şimdi anlıyorum ki çocuklarım adına her şeyi doğru yapmışım. Çocuklarımın anneleriyle her zaman dost kalacağım ve bana ihtiyaç duydukları her daim ikisinin de yanlarında olacağım.
Bir de oğlunuz Edvan var. Onu da merak ediyoruz...
Oğlum Edvan 13 yaşında, Almanya'da bizimle beraber yaşıyor, 7'nci sınıfa gidiyor. Müzik kulağı müthiş fakat en büyük ilgi alanı bilgisayar oyunları ve futbol. Ailemizin en şımarığı...
Bir daha çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
Bunu ilk defa size açıklıyorum. Benim artık çocuğum olmayacak. 6 yıllık hayat arkadaşım Yeşim Hanım'dan oğlum Edvan doğduğu zaman kızlarım psikolojik olarak zor bir süreç yaşadı. Annem de beni bu konuda uyardı. Biz de aile toplantısı yaptık. Kızlarım kardeşlerim ve annemle konuşarak, tıbbi olarak kendi tercihimle bunun önlemini aldım. Evlatlarım ve ailemin huzuru için bunu gönüllü olarak yaptım.
Son yıllarda özellikle Avrupa'da Türkiye'ye yönelik olumsuz propaganda yapılıyor...
Dünyadaki siyasi gücü olan tüm ülkelere karşı bunu yapıyorlar. Amerika, Çin ve Rusya'ya da yönelik benzer olumsuz propagandalar yapılıyor. Türkiye artık eski Türkiye değil. Özellikle son 15 yılda dünya siyasetinde gücünü gösteriyor. Kendi coğrafyasında Avrupa ve Afrika gibi kıtalarda büyük bir siyasi role sahip. Bu da tabii ki dış ülkelerin Türkiye'ye yönelik olumsuz propaganda yapmasına yol açıyor. Türkiye'nin bundan sonra, ekonomik gücünü, eğitim seviyesini, bilime yönelik yatırımlarını, spor ve sanattaki gücünü daha da arttırması lazım.
AŞKA DA EVLİLİĞE DE KAPIM AÇIK
Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Çok uzun vadeli planlar yapmıyorum; hayat neler getirir bilemiyorum... Ne aşka ne de evliliğe kapım kapalı değil. Allah bana çocuklarımı bağışlasın. Bunu birlikte olduğum insana dürüstçe söylemeliyim, evliliğe karşı duyarlı ve saygılı biriyim fakat gerçek şu ki hiçbir zaman bir imzanın ya da dünyaya gelen çocukların, yürümeyen bir evliliği ayakta tutabileceğine inanmıyorum. Bunu benim hayatımda da, başka birçok hayatlarda da görebilirsiniz. Günümüzde birçok insan toplum veya aile baskısı yüzünden evleniyor. Benim fikrim, bu zamandan sonra hayatıma uygun, doğru birini bulursam, onunla an ve an dürüstçe, keyifle bir hayat paylaşıyorsak, her anlamda yol arkadaşı olabiliyorsak birbirimize işte bizi bağlayan en güzel gerçek budur. Gönül bağım için ille de bir imza atmam gerekiyorsa atarım. Gerekmiyorsa da belgesiz, imzasız da onunla yaşlanabilirim.
SAMİMİ, EGOSUZ, MERHAMETLİ BİRİ OLMAYA ÇALIŞIYORUM
Rafet El Roman nasıl bir insan, günlük hayatında nasıl bir adam?
Kendi halinde bir adamım aslında. Kendime çok fazla kural, yük koymam, fazla plan yapmayı sevmem, spontane yaşamayı seviyorum. Gerekirse erken kalkarım, gerekmezse öğlene kadar uyurum. İşlerimi bitirip günün diğer kalan vaktini kendime ve sevdiklerime ayırmaya çalışırım, yürümeyi severim. Genelde 10 gibi uyanırım, en geç saat 3'te uyurum. Kendime iyi bakmayı önemsiyorum.. Sağlık, spor, iyi beslenmek gibi ama en önemlisi işim ve çocuklarım, sonra diğer şeyler... Golf oynarım boş vakitlerimde, uzaktan göründüğü gibi zor ve soğuk biri değilim... Mevsimlerden yazı severim, insanlar arasında ayrım yapmam, herkes eşittir bu dünyada. Kalabalığı sevmem, yalnız daha huzurluyum. Doğaya, hayvanlara karşı duyarlı biriyim. Duygu insanıyım, samimi, egosuz, merhametli ve adil bir insan olmaya gayret ediyorum...
ÇAPKIN DEĞİLİM DUYGU İNSANIYIMDUYGU
Rafet El Roman gerçekten söylendiği, yazıldığı gibi çapkın mıdır?
Çapkın değilim, duygu insanıyım, şarkılarımdaki kişiyim ben. Hayatım boyunca, karşılıklı, tutkulu, güçlü duyguları barındıran, birbirimiz için yaratıldığımıza inandığım o kadını aradım hep, bu gerçek olabilirdi, belki de hiç yoktu ve kafamda yarattığım bir hayaldi... 55 yaşındayım ve hâlâ arıyorum onu. Peki bulunca onun olduğuna nasıl ikna olacağım, inan hâlâ bilemiyorum... Belki benim de bu hayattaki sınavım aşk hikayem, şarkılarımda anlattığım, yaşadığım o kadını bulmak, yani imkansızın peşinde olmak... Böyle olunca da dur durak bilmez bu gönül, koşar durur peşinden bir ömür... İşte bu yüzden adım çıkmış çapkına, inmez mecnuna...