Gürcüyüz biz. Yıllar önce dedem ve babaannem Gürcistan'dan önce Artvin Borkça, sonra Adapazarı'na yerleşmiş. Emekli komiserdi dedem. Ama Adapazarı Mihhatpaşa Mahallesi'nde çocuklar ona Pürüz Ahmet derdi...
Çünkü biricik torunu olan ben dahil, sokakta top oynatmazdı. İki katlı evimizin üst katındaki pencereye bir yastık koyar, sigara içtiği kolunu oradan uzatır, tüm gün sokağın bekçiliğini yapardı çocuklar top oynuyor mu oynamıyor mu diye. Ama o zamanlar çok küçüğüm 'Pürüz' ne demek bilmiyorum. Sadece amcalar 'Deden kim?' dediğinde, 'Pürüz Ahmet' diyordum...
SONRALARI ANLADIM
Top mevzuu dışında şeker gibi adamdı rahmetli dedem... Ama topa alerjisi vardı resmen...
Huzurlu, ıhlamur kokulu sokakta, adamcağızın tek bir derdi vardı oysa ki, o da sessiz sakin oturmak. Biz de duvara top çarptırıp, voleybol oynuyoruz. Dan dan adamın başında tüm gün... Şimdi düşününce hak vermemek elde değil.
Çekinirdik Pürüz Ahmet'ten... Dinler miydik biz dedemi? Hayır. Bir noktadan sonra onun huysuzluğuyla, pürüzlüğüyle dalga geçmek, yapmamızı istemediği ne varsa yapmak oyun haline gelmişti... Topu duvara atardık, o cama çıkana kadar kaçardık! Sokakta çığlık çığlığa kahkahalar içinde, 'Pürüz, Pürüz' diye bağırarak...
Sonraları anladım 'Pürüz' ne demek... Beni huysuzluğuyla güldüren, o huysuzluğuna öfke duyamadığım herkese 'Pürüz' demeye başladım.
ANLATMALIYIZ
Hakan Ural'ın 'Z kuşağı oy kullanmasın' açıklamalarını okuyunca dedem aklıma geldi... İçimden 'Pürüz Hakan' diye geçirdim... Bana göre Hakan Ural, Türk insanın şifrelerini çözmüş biri. Onu, Sibel Can'ın eski kocası diye hiçleştirmeye çalışmak nafile bir çaba. O televizyon ekranında bu toplumun hassasiyetlerini çoğu zaman doğru yorumlayan, kendini izleten bir televizyon karakteri... Ama Z kuşağı açıklaması neresinden bakarsanız bakın talihsizdi! 'Z kuşağı oy kullanmasın' diyerek onları yok saymanın, onları görmezden gelmeye çalışmanın kimseye bir faydası olamaz. Bence bu Z kuşağını iteklemeyi bırakıp, Türkiye'nin geleceğine imza atacak olan, gurur duyacağımız bilim insanları, sanatçılar, düşünce adamları çıkaracak bu kuşağı sarıp sarmalamamız, her şeyden önce anlamamız gerekiyor!
Bir de Sayın Hakan Ural, 'Benim oyumla köydeki çobanın oyu bir mi?' diyen Aysun Kayacı'dan o günden beri haber alınamıyor, bilginize... Haa derdimiz bu kuşağın ülkemizin nerelerden, nasıl badirelerden buralara geldiğini öğrenmesini sağlamaksa, bunun yolu onları yok saymak değil, onlara bunları anlayacakları dilde anlatmak olduğunun da altını çizerim...
Bir Z Kuşağı Evlat Annesi...
ONLARA OY KULLANMA MI DİYELİM?
Z kuşağı ile ilgili çok ilginç bir algı var. Bir sosyal medya yanılgısı, zehirlenmesi olarak görüyorum bunu ben. Nasıl ki, hayatın normal akışının sosyal medyaki gibi olduğu sanrısı içindeysek, Z kuşağının temsilcilerinin hepsinin de Tik Tok'taki şaklaban gençler, YouTube'da klozet yalama videoları çekip milyonlarca izlenen zeka küpleri, makyaj videosu çekmekten başka hüneri olmayan kıt beyinli kızlardan ibaret olduğunu sanıyoruz. Arkadaşlar sosyal medya artık bir 'freakshow' dünyası.
Yani, orayı ciddiye alıp, Türkiye geleceğinin bu gençlere emanet olduğunu düşünmek büyük hata. Z kuşağı bunun çok ötesinde, Aleyna Tilki'yi seversin sevmezsin ama müzikte geldiği noktayla gözardı edemeyeceğin bir Z kuşağı...
Miray Akay. 2014 Frankfurt Türk Film Festivali'nde Halam Geldi ve Eve Dönüş: Sarıkamış 1915 filmlerindeki başarılı oyunuyla En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan bu genç kızı görmezden mi gelelim...
Alina Boz ve Afra Saraçoğlu, İpek Filiz Yazıcı, Miray Daner oyunculuklarıyla konuştuğumuz Z kuşağı temsilcileri...
Futbolcu Ozan Kabak Z kuşağı... Yeni yeşil sahalardan Arda Güler mesela...
Bunlar göz önündeki isimler, bunun dışında bilimde, sanatta, teknolojide o kadar çok genç isim var ki... Her yıl Teknofest'i kim dolduruyor, kimin İHA'lara, SİHA'lara bakıp gözleri parlıyor sanıyorsunuz... Tabii ki Z kuşağının.
Kırmalayım, dökmeyelim... Z kuşağını görmezden gelmeyelim...