Nur Sürer, Etiler'de evlenen Meriç Aral ile Serkan Keskin'in düğününe katıldı.
70 yaşındaki oyuncunun düğünden çıktıktan sonra 100 metre ilerideki otobüs durağında otobüse binmesi medyada tartışma yarattı.
"Böyle ünlü bir oyuncu otobüse mi binermiş", "Otomobili, şoförü yok muymuş" ya da "Toplu taşıma kullanıyor bravo" benzeri yorumlar yapıldı.
Ben de Sürer'in otobüse binmesine şaşıranlara ya da oyuncunun toplu taşıma kullanmasını alkışlayanlara şaşırdım.
Otobüs, metro gibi toplu taşıma araçlarının kullanılmasına neden bu kadar anlam yükleniyor?
Birçok ülkede siyasetçisinden, sporcusuna oyuncusuna herkes zaman zaman toplu taşımayı kullanıyor.
Bizde de toplu taşıma kullanan birçok ünlü var. Onlardan biri de Nur Sürer. Sürer'in muhtemelen ücretsiz 65 yaş kartı vardı. Basıyordur kartı istediği yere bakına bakına gidiyordur.
Haberin ilk görselini görünce Nur Sürer, otobüsü mü kaçırdı, şoför koltuğuna mı geçti diye düşündüm.
Normalde otobüse binmesi değil, otobüsü kaçırması ya da otobüsle ilgili ilginç bir şey yapması haber olmalıydı.
Yani bu olayın haber olup olmadığı bile tartışılır ama hem medyada hem de sosyal medyada büyük ilgi gördü.
Bunun nedeni de sıradan vatandaşların ünlülere çok anlam yüklemesi belki de. Ya da ünlü sanatçıların otobüse binmesi hâlâ önemli bulunuyor.
***
A PARA 6 YAŞINDA
17 Eylül 2018'de kurulan ekonomi kanalı A Para altıncı yaşını Borsa İstanbul'da düzenlenen törenle kutladı.
Altı yıl ne çabuk geçmiş.
A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner, kanal ilk yayına başladığında "Türkiye'de uzun yıllardır yabancı menşeili ekonomi kanalları vardı. A Para bu anlamda içeriğinden grafiğine, isminden kadrosuna farklı bir misyon üstlenecek. Türkiye'nin sesini duyuracak. Milli ve yerli bir ekonomi kanalı olarak izleyicilerimizin karşısına çıkacağız... Ekonomiyi memleket meselesi olarak görüyoruz" demişti.
Gerçekten de A Para, ilk yerli ekonomi kanalı olmanın hakkını verdi.
Ekonomi haberciliği Doğaner'in "Ekonomiyi memleket meselesi olarak görüyoruz" dediği kadar manipülasyon ve dezenformasyona açık hassas bir medya alanı.
Ekonomiyle ilgili maksatlı yanlış haberler ve taraflı, yanıltıcı yorumlar, hem yatırımcıyı yanıltabiliyor hem de ülke ekonomisine zarar veriyor.
Yakın tarihimizde Türkiye ekonomisine yönelik yapılan algı operasyonlarını, Rahip Brunson krizinde yapılan dezenformasyonları hatırlayın!
Her vatandaşı ilgilendiren böylesine hassas bir alanda yerli ve milli bir ekonomi kanalına ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzu A Para yayına başlayınca görmüş olduk.
A Para hem ekonomide doğru haberin limanı oldu hem de büyük, küçük fark etmezsiniz her yatırımcının sesi oldu.
Uzman analiz yorumları piyasaların geleceğine ışık tuttu.
A Para altıncı yılında ekonomi alanında yeni haberciler kazandıran bir okula dönüştü.
Kanalda yetişen muhabir ve sunucular medya ve farklı sektörlerde başarılı işlere imza atıyorlar.
A Para ayrıca yeni sezonda tıpkı hafta sonu yayınlarında olduğu gibi hafta içi saat 19.00'da normal yayına geçti.
'Biz Bize', 'Yıldızlarla Sohbet', 'İnsan Hali', 'Evvel Zaman İçinde', 'İzlence' gibi sohbet, aktüalite ve kültür sanat programları yayımlanmaya başlandı.
Yerli yabancı film kuşaklarının yanı sıra 'Hatırla Sevgili', 'Elveda Rumeli' gibi bir döneme damga vurmuş ünlü diziler de ekrana gelmeye başladı. Dizi, film ve sohbet tutkunları A Para'daki yayınları kaçırmasınlar derim.
***
AMBULANSA YOL VERMEYEN TUTUKLANSIN
Düzce'de mevsimlik tarım işçilerini taşıyan minibüsün şarampole devrilmesi sonucu üçü ağır olmak üzere 24 kişi yaralandı.
Yaralıları taşıyan bir ambulansa yol vermeyen kamyonun görüntüleri medyaya yansıyınca büyük tepki çekti.
Ve dün o vicdansız kamyon şoförüne 690 lira ceza kesildiği haberi çıktı.
Caydırıcı olmayan komik bir ceza!
Kamyon şoförü arkadaşıyla dürümcüye gitse 690 TL hesap gelir!
Normalde önce kamyon şoförünün ehliyeti alınmalı sonra da öldürmeye teşebbüsten yargılanmalıydı.
Ne yazık ki, ambulansa yol vermeyen birçok vicdansız var!
Yasada değişiklik yapılmalı. Zamanla yarışıp hasta taşıyan ambulansa yol vermeyenler tutuklu olarak yargılanmalı!
***
BURAK'IN DOĞRUSU VE YANLIŞI
Trabzonspor-Kayserispor maçının bitiminde gergin anlar yaşandı.
Tribünlerden yükselen tepkiler sonrası Kayserispor teknik direktörü Burak Yılmaz, Trabzonlu taraftarlara dönerek "Ben hayatım boyunca bu kulübe yanlış yapmadım..." dedi.
Tepkilerin devam etmesi üzerine de Yılmaz, "Lan oğlum siz adam mısınız" diye bağırınca ortam daha da gerildi.
Bence her iki taraf da hatalı.
Burak sinirlerine hakim olamadığı için... Taraftar da Burak'ın son dakikada beraberlik golü yiyince yıkılmasına yani Trabzonspor'dan puan kapmasına öfkelendikleri için hatalı.
Dört büyüklerin taraftarları genelde eskiden formasını giyen futbolcuların teknik direktör olduklarında eski takımlarına kıyak yapmasını, yenilmesini bekliyorlar!
O zaman futbol oynamanın ne anlamı kalır?
Ya da tam tersi rakip takım taraftarları futbolculuktan gelme teknik direktörlerin eski takımlarına karşı yenilmek için sahaya çıktığını düşünüyorlar.
İşte bu beklentiler futbolumuzun büyük hastalığı.
Ne yazık ki, bu beklentileri karşılayan eskiden futbolcu olan teknik direktörler de var. Resmen sahaya takımını yenileyeceği taktikle çıkarıyorlar, bazen as oyuncularını oynatmıyorlar.
Eski takımlarına karşı maçta bilinçli olarak kötü oynayan futbolcular bile var!
Tüm bu hareketler ekmek yedikleri kulübe ihanetten başka bir şey değil! Hatır şikesi yaparak kendi kariyerlerine de zarar verdiklerinin farkında değiller!
O yüzden Burak sinirlerine hakim olamamak dışında teknik direktör olarak doğru olanı yaptı.
***
Altyazı
"Gününüzü soylu düşünceler içerisinde tembelce uzanarak geçiriyorsunuz. (Solaris)