İsrail'in Filistin'e düzenlediği saldırılara karşı uzun zamandır tarihi bir duruş sergileyen Celtic taraftarları, Şampiyonlar Ligi'nin ilk haftasında da Slovan Bratislava ile oynanan maçta İsrail işgali altındaki Filistin için pankart açtı.
Pankartlarda şu ifadeler yer aldı: "Sizi ezebilirler, hapsedebilirler ama cesaretinizi asla kıramazlar!
"Gazze, Cenin, Tulkarim, Nablus. Asla yalnız yürümeyeceksiniz."
Futbol tarihine geçecek bir başkaldırı bu!
Celtic taraftar grupları, geçtiğimiz sezon da Filistin'e desteğini sürdürmüş ama hem kulüp yönetimi hem de UEFA tarafından çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalmışlardı.




Celtic Kulübü bile Filistin'e destek veren 'Yeşil Tugay' (Green Brigade) grubu üyelerini, Atletico Madrid maçında Filistin bayrakları açtıkları için geçtiğimiz yıl St. Mirren'e karşı oynanan lig maçında stadyuma almamıştı.
UEFA defalarca uyardı, cezalar kesti ama Celtic taraftarını yıldıramadılar.
Sadece İskoçya'nın değil, Avrupa'nın en renkli taraftarı olan Katolik Celtic taraftarı, Protestan Rangers taraftarları arasındaki büyük rekabetle tanınıyorlar.




SPOR KANALLARI UYUYOR!
Celtic'li 'Yeşil Tugay'lar sosyalist bir taraftar grubu.
Bu taraftar grubu Türkiye'de olsaydı muhtemelen "Bunlar komünist" diye dayak yerlerdi!
'Yeşil Tugay'lar, "Futbol asla sadece futbol değildir" sözüne güzel bir örnek.
Bizde milliyetçi taraftarların sevmeyeceği bir Katolik solcu taraftar grubu, Türkiye'deki taraftarlardan daha çok Filistin'e destek veriyor.
Sadece Türkiye değil birçok Müslüman ülkelerdeki taraftarlardan daha çok Filistin'i destekliyorlar.
Hem de bu destek 2016 yılına kadar uzanıyor!
Ülkemizde birçok spor programı, 24 saat yayın yapan spor kanalları var ama hiçbiri, Celtic'e bir muhabir yollamayı, bu desteğin kökenini araştırmayı ve İsrail'i sürekli protesto eden taraftarlara mikrofon uzatmayı akıl edemedi!

***

DİŞÇİYE SİLAHLI SALDIRI
Adana'da bir kişi, tedavi gördüğü diş kliniğine 'tedavi süresi uzadığı' gerekçesiyle silahlı saldırı düzenledi.
Neyse ki saldırı kliniğin kapalı olduğu bir saatte yapıldığı için kimse zarar görmedi.
Saldırgan ve ona yardım eden arkadaşı tutuklanmış.
Diş ağrısı fecidir ama pompalıyla kliniğe saldırı düzenlemek! Pes doğrusu!
Medyada bu tarz silahlı saldırı haberleri çok çıkıyor.



80 milyonluk bir ülkede mutlaka arada psikopatlar çıkabilir diyebiliriz belki ama medyaya yansıyan silahlı saldırılarda artış olduğu gözlemleniyor.
Gün içinde hangi psikopata rastlayacağınız ve kimden silah çıkacağını kestirmek zor.
Bütün kötülerde silah var! İyi, dürüst vatandaşlar bu kötülere denk geldiğinde ise kendilerini savunamıyorlar!
Türkiye'deki ruhsatsız silah sayısı ile ilgili birbirinden çok farklı tahminlerde bulunulduğu için genel bir rakam söylemek mümkün değil ama ruhsatsız silah sayısının arttığı bir gerçek!
Ya bireysel silahlanmanın önüne geçilmeli, sıkı kontrollerle ruhsatsız silahlar ele geçirilmeli, silah ruhsatı alma zorlaştırılmalı ya da ABD'de olduğu gibi herkesin bir silahı olmalı!
Bari iyiler kendini savunsun!

***

FİŞ VERMEYENİ ŞİKAYET ET!
Bir kadın vatandaşın "Kuaförden bildiriyorum. Kesinlikle kredi kartı kabul etmiyorlar ve IBAN da olmaz diyorlar.
Peşin parayı verdin diyelim fatura vermiyorlar. Bu iş nasıl olacak" diye X'te yaptığı paylaşım tartışma yarattı.
Bir başka X kullanıcısı kadına şu yanıtı verdi:
"Şöyle oluyor. O Mercedes'e binip 2-3 tane daire alıyor. Sen Clio'ya binip kirada oturuyorsun. Çünkü sen bir işçi olarak ondan 10 kat fazla vergi veriyorsun. Hatta mahalledeki tüm esnafın toplamından da fazla vergi veriyorsun."
Abartılı bir yorum ama esnafın fiş, fatura kesmemesi...



Çok kazanıp az vergi ödeyenler ya da hiç ödemeyenler... Bir memurun kuyumcudan, dişçiden, bakkaldan, avukattan, özel klinik sahibi doktordan daha çok vergi ödemesi vs. artık bordrolu çalışanları isyan ettiriyor.
Maliye fiş, fatura kesmeyenler ve vergi ödemeyenlerle mücadeleyi artırdı ama uzun yıllardan beri görmezden gelinen kayıt dışı ekonomi o kadar büyük boyuta ulaştı ki, gençler artık "Okuyup da ne olacak? Avukat, mühendis, doktor olsam bile tesisat ustasından, kuaförden, yol kenarında dürüm satandan daha az kazanacağım" diyor!
Yukarıdaki paylaşıma biri de "Maliyeye şikayet ediniz.
Ciddiyim. Ancak bu şekilde düzelecek. Vatandaş olarak biz de aksiyon almalıyız" diye yorum yazmış.
Çok haklı bir öneri. Fiş vermeyen, vergi ödemeyen ya da kazandığından düşük vergi verenler aslında halkın parasını çalıyor.
Büyük şirketler, esnaf, güzellik merkezleri, kuyumcular vergi ödemiyorsa, daha maaşı yatmadan vergisi kesilen, kayıt dışı ekonomiden toplanamayan vergileri de dolaylı vergilerle ödeyen bordrolu çalışanlar mı bu ülkenin tek enayisi?
Amerika'nın kurucu babalarından Benjamin Franklin "İki şeyden kaçamazsınız! Vergi ve ölüm" diyerek ABD'nin temelini sağlam atmış.
ABD'yi süper güç yapan faktörlerden biri de vergi sisteminin düzgün işlemesi!
Vergi adaletini sağlamadan düze çıkamayız!
Hiçbir şey yapamıyorsak nakit ödemeyi yasaklayalım, herkes kredi kartıyla ödeme yapsın!

***

OKEY SEVDASI
Bursa'da hakkında 15 yıl hapis cezası bulunan, yakalanmamak için 10 yıldır dağlarda çobanlık yapan şahıs, kahvede okey oynarken yakalandı.



10 yıl adaletten kaç okey oynamak için şehre in ve yakalan!
Bu da son okey oynayışı olur herhalde.
Okey sevdası böyle bir şey olsa gerek! Google'a okey oynarken yakalandı diye yazın birçok haber çıkar karşınıza.