Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Küçük esnafı korumak zorunda mıyız?

Bir vatandaşın sosyal medyada bir pet şişe suyun zincir markette 2,5 TL, büfede ise 10 TL olduğunu söyleyip, "Ben niye küçük esnafı koruyayım.
Küçük esnafın İstanbul'da evi var. Köyde evi var. Benim yok. Ben niye küçük esnafı koruyayım. Geri zekalı mıyım ben?" diye isyan etmesi viral oldu.
Bu köşede birçok kez zincir marketlerde yapılan anormal fiyat artışlarını eleştiren, tekel olmuş zincir marketlere karşı küçük esnafın korunması gerektiğini belirten biriyim.
Ancak son dönemde küçük esnaftan yediğim kazıkları düşününce yukarıdaki isyana hak verdim.
Elbette bakkal, büfe, tekel bayi işleten küçük esnafın, devasa toplu alımlar yapan zincir marketlerle rekabet etmesi zor.
Bu yüzden esnaftaki fiyatların marketlere göre daha yüksek oluyor ve bunu da doğal karşılıyorum.
"Sen markete gidersin ama cenazene bakkal gelir" sözünü de doğru bulduğum için küçük esnafı büyük tekellere karşı ezdirmemek gerektiğine inanıyorum.
Örneğin ben, fiyat farkı olmayan ya da az olan ürünleri sohbet ettiğim, samimiyetim olan büfe ya da bakkaldan almaya çalışıyorum.
Eminim çoğunuz da böyle yapıyor.
Lakin para kazanmanın zor olduğu bu hayatta kimse kimseyi de korumak zorunda değil. Küçük esnafı önce ekonomik sistem korumalı. Bir ülkede kendi işini yapan, kendi işyerine sahip olan insan sayısı ne kadar çoksa tekelleşme, o kadar az olur.




'KAZIKÇI' ALGISI!
Öte yandan ticarette hesabını kitabını yapar, öyle iş yeri açarsın. "Küçük esnafı koruyacaklar" diye kimse bir işe başlamaz.
Özellikle turistik ya da lüks semtlerde bazı küçük esnaflar, çevrede zincir market yoksa ya da marketler kapalıysa gelen müşteriyi "Bana gelmeye mecbur kaldı" diye düşünüp yüksek fiyattan ürün satıyorlar.
Su fiyatına isyan eden vatandaşın dediği gibi marketten biraz pahalıya satsınlar ama 3,5 TL'lik küçük suyu 10 TL satınca 'kazıkçı küçük esnaf' algısı oluşuyor.
Oto tamircisinden restoranına, manavından tesisat ustasına kadar birçok meslek ve sektörde küçük esnaf tutturabildiğine fiyat çekiyor.
Böyle olunca da vatandaş zincir marketleri, kurumsal firmaları ve servis hizmetlerini tercih ediyor.

***


FINDIĞI DA AFRİKALILAR TOPLUYOR
Giresun'da fındık toplayan Afrikalı öğrenciler haber oldu.
Üreticiler, Afrikalı öğrencilerin çalışma performansından, öğrenciler de para kazanmaktan memnun.
Bu tarz haberleri çok sık okumaya başladık. Koyunlara Afgan çobanlar bakıyor, tarlada, tekstil fabrikalarında Suriyeli göçmenler çalışıyor, çayı Afrikalılar topluyor vs.



Gençlerimiz ise işsizlik garantili üniversitelerde, kafelerde, sosyal medyada yıllarını boşa harcıyor!
Gençlerimizde verilen maaşı ve işi beğenmeme huyu da var. Ama bazı işverenler de düşük maaşa köle gibi işçi çalıştırmak istiyor.
İşveren kim düşük ücretle çok çalışırsa onu tercih ediyor.
Acaba kaçak, sigortasız çalışan göçmenlerin SGK primleri ödense piyasa nasıl şekillenir?

***


6 KİŞİYİ EZ, 10 AY YAT!
KONYA'da, otomobiliyle yayalara çarpıp üçü çocuk, altı kişinin ölümüne, dört kişinin de yaralanmasına neden olan Sefa Selvi (20), 10 aydır cezaevindeydi.
Davası sonuçlandı iyi hal indirimi uygulanarak beş yıl hapis cezasına çarptırılıp ehliyetine iki buçuk yıl süreyle el konularak tahliye edildi.
Kazada asıl kusurlu olanlar yaya geçişi olmayan bir yerden şoförün göremeyeceği bir noktadan aniden yola çıkan yayalar.



Ancak sürücü de hız limitinin 80 olduğu yerde 110-120 ile gitmiş.
Fren izi 90 metre!
Kazada tam altı kişi ölmüş ve Selvi sadece 10 ay hapis yatmış!
Bu kadar insanın öldüğü bir kazada sürücünün de hatası varsa verilen ceza çok az!

***


ŞANSSIZ KRAL
İngiliz Kraliyet Ailesi'ne yakın bir kaynak, kanser hastası Kral 3'üncü Charles'ın iyileşmekte olduğu izlenimini verildiğini ancak hâlâ çok hasta olduğunu iddia etti.
Kralın dışarı adım attığı an çok yorulduğu ve ziyaretlerin sürelerinin kısaldığı da ileri sürüldü.
Haberde böyle durumlarda Kraliyet Ailesi'nde en küçük ölüm ihtimali bile dikkate alınarak cenaze hazırlıklarına başlandığı bilgisi de yer alıyor.
Kraliçe Elizabeth, 96 yaşında hayata veda ettiği son güne kadar inatla tahtı oğlu Charles bırakmadan tam 70 yıl kraliçe kalmıştı.



Charles kral olmayı bekleyerek yaşlandı.
Tam kral oldu, kansere yakalandı.
Şimdi 75 yaşında tahtın başında ama sağlık sorunlarıyla boğuşuyor.
Charles şanssız kral olarak tarihe geçecek gibi gözüküyor.
Galler Prensi William ise babasına göre şanslı. 42 yaşında ve genç sayılabilecek yaşlarda kral olacak gibi gözüküyor.
Birçokları Kral 3'üncü Charles'ın ölen eşi Prenses Diana'nın ahını aldığına inanıyor.
Ölünün arkasından konuşulmaz lakin Diana da koskoca Galler Prensi'ni defalarca aldatmıştı!

***


HABER OLMASAYDI
ANKARA'da iş kazasında yaralanan bir işçiye, sigortası yapılana kadar müdahale edilmedi.
İşçinin dört aydır sigortasız çalıştırıldığı, işletmenin ceza yememek için sigorta girişini yaptıktan sonra sağlık ekibi çağırdığı iddia edildi.



Bunların Allah'tan korkusu yok! Sigorta yaptırana kadar ambulans çağırmamak büyük vicdansızlık.
Neyse ki, olay basına yansıdı. SGK müfettişleri işverene ağır bir ceza keser!
Ya bu haber basına yansımasaydı ne olacaktı? İşçiyi biraz para verip sustururlardı herhalde. Yıl olmuş 2024 hâlâ sigortasız işçi çalıştıran işverenler var! Kim bilir kaç kişi sigortasız çalıştırılıyor?

***


Altyazı
"Doğru bir insan olmanın çok zor olduğu bir çağdayız. Sonsuz sayıdaki karakterlerin arasından seçilmiş kişilik özelliklerinin toplamından ibaretiz. Ve hepimiz kendimizi rollerimize kaptırmışken ruh eşi gibi bir şeyin olması mümkün değildir. Çünkü ruhlarımız bile sahte." (Gone Girl)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA