Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Şok! Belediyeler depreme bütçe ayırmıyor!

53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat depremlerinden sonra aylarca depreme hazır mıyız diye tartıştık.
Depreme hazırlıkta belediyelere çok iş düştüğüne karar verdik. Yerel seçimlerde belediye başkan adayları sürekli depreme hazırlık projelerini anlattılar!
Aradan iki yıl geçti. Kamu Harcamalarını İzleme Platformu (KAHİP), 6 Şubat depremi öncesi ve sonrası 30 büyükşehir belediyesinin 2022-2024 dönemindeki afet bütçelerini karşılaştıran kapsamlı bir rapor açıkladı.
Ve belediyelerin afete bütçe ayırmadığı ortaya çıktı.
Hatta belediyelerin afete hazırlık bütçeleri artması gerekirken azalmış, iyi mi?
Rapor belediyelerin 2022 yılında toplam bütçelerinin sadece yüzde 3,42'sini afetlerle ilgili hedeflere ayırdıklarını, bu oranın 2023 yılı için yüzde 3,10 olarak bütçelendiğini ve 2024 yılında ise bütçeden yüzde 3,22 oranında pay ayrıldığını gösteriyor.
Bazı büyükşehir belediyelerinde afet bütçelerinin toplam bütçeye oranı yüzde 1'in bile altında kalıyor.
Ayrıca büyükşehir belediyelerinin daha çok deprem sonrası müdahaleye yönelik harcamalara ağırlık verdiği, risk azaltmaya ise yeterli kaynak ayırmadıkları ortaya çıktı. Daha kötüsü; raporda belediyelerin risk azaltmaya ayırdıkları bütçenin neredeyse yarısının kentsel dönüşüm ile ilgili olmasının rant amacına işaret edebileceği vurgulanıyor.
Yani belediyelerin depremde risk azaltmadan anladığı da kentsel dönüşüm kılıfıyla inşaat rantı yaratmak! Tablo böyleyse özellikle İstanbul'da olası bir büyük depremde kurtulma şansı çok düşüyor demektir!



PARA NEREYE GİDİYOR?
Depreme hazırlığı geçtim büyük şehir belediyeleri artık yol, kaldırım çalışması da yapmaz oldular!
Birçok büyük şehirde yollar delik deşik, kaldırımlar kırık dökük!
Eskiden seçim yaklaşırken hiç olmazsa kaldırım taşları değiştirilirdi, yollar asfaltlanırdı. Kaldırım bile yenilemeyen belediyeler depreme hazırlanır mı?
Bunun en önemli nedeni sosyal medya belediyeciliği!
Belediye bütçeleri genelde yardım projelerine ve sosyal medya 'PR' çalışmalarına harcanıyor! Bazı büyükşehir belediyeleri sosyal yardım kuruluşuna dönüştü!
Çünkü yardım yapınca sosyal medyada daha çok alkış alıyorsunuz. Böyle yapınca belediyeler sanki şehrin ana sorunlarını halletmiş, geriye insanlara yardım etmek kalıyormuş gibi bir algı oluşuyor.
Belediyelerin depreme hazırlığa daha büyük bütçe ayırmasını sağlayacak yasalar çıkarılmalı!
Yüzde 1 bütçeyle deprem bizi ezip geçer!

***

ÇİLİNGİROĞLU'NUN EVE ÇÖKMESİ!
Depremle devam edelim. Kentsel dönüşümlerin önündeki en büyük engel apartman sakinlerini ikna etmek.
Mutlaka bazıları taşınmak istemiyor ya da taşınmak için şartlar sunuyor.
Bu sorunla ilgili Sabah'tan İlker Gezici güzel bir habere imza attı:
Futbol yorumcusu Kaya Çilingiroğlu'nun Etiler'de oturduğu apartman depreme dayanıklı olmadığı için kentsel dönüşüme girmiş.



14 site sakini inşaatın başlaması için hemen evlerini boşaltmış. Ancak üç kişi çıkmamak için direniyor. Onlardan birinin de Kaya Çilingiroğlu olduğu ve ev sahibinden taşınma masrafları için 2 milyon lira istediği iddia ediliyor. Asıl neden ise habere göre ünlü yorumcunun 10 bin lira kira ödediği için evden çıkmak istememesi. Örnek bir davranış değil ama Etiler'de 10 bin TL oturma şansı olan çoğu kiracı Çilingiroğlu'nun yaptığını yapar! Çilingiroğlu Etiler'de 70-80 bin TL'den az kiralık ev bulamaz.
"Bazı kiracılar eve çöküyor" başlıklı yazımda da belirttiğim gibi kira sözleşmesi bir yıllık olsa bile mevcut hukuk sisteminde 10 yıllık ömrü var!
Borçlar Kanunu'nda kira sözleşmeleriyle ilgili bazı tartışmalı maddeler gözden geçirilmeli!
Kiracı ve konut sahipleri eşit haklara sahip olursa Çilingiroğlu gibiler milyon dolarlık konutlarda 10 bin TL'ye oturmaz!

***

30 AĞUSTOS'TA YUNAN ADASINDA OLMAK!
30 Ağustos Zafer Bayramı hafta sonu ile birleşince Midilli Adası'nı tercih eden tatilciler sınır kapısında yüzlerce metre uzunluğunda kuyruk oluşturdular.



Tamam, Bodrum ve Çeşme'deki fırsatçı turizm işletmelerinde kazıklanmaktansa ülke dışında farklı bir yere gitmek, daha ucuza yiyip içmek güzel.
Ama yurdum insanının bu Yunan Adaları aşkı nereye varacak merak ediyorum doğrusu?
Atatürk ve silah arkadaşlarının Yunan ordusu ve emperyalistleri denize döktüğü için kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Türklerin akın akın Yunan Adaları'na gitmesi de fazlasıyla ironik!

***

SEN AĞA, BEN AĞA, KOYUNLARI KİM SAĞA?
Sivas'ta, yaşanan çoban sıkıntısı sürü sahiplerini canından bezdirmiş.
Sivas'ın Altınyayla ilçesinde sürü sahibi Fikri Demiray, çoban sıkıntısı nedeniyle herkesin hayvanlarını sattığını söylüyor:
"Türk çoban olmadığı için de Afgan çobanlar bizlere her istediklerini yaptırıyorlar, bıktık artık.
400 koyunum var. 30 bin lira maaş veriyorum. Çobanın barınmasından yemeğine hatta telefon faturasına kadar her şeyiyle ben ilgileniyorum.
Benden 30 GB internet istiyor onu da alıyorum. Kaç GB isterse mecbur onu da alacağım. Bu duruma devletin el atması dışında başka hiçbir çare göremiyorum."
Çobanlık zor iş. Normal hayattan dışlanmış bir şekilde yaşamak zorundasınız. 30 GB internet bile yetmez!
30 bin TL maaşla da bu zor işi yapan çıkmaz!
Afgan çobanlar da olmasa et fiyatları kaça çıkar acaba?
Atalarımız "Sen ağa, ben ağa, koyunları kim sağa" diye boşuna söylememiş! Kimse yapmak istemediği işte kendini görevli görmezse işleri kim yapacak?
Aynı sorun tarımdan sanayiye birçok sektörde var. Usta ve ara eleman sıkıntısı büyük!
TÜİK'e göre üniversite mezunlarının yaklaşık yüzde 25'i işsiz.
Ülkemizde gençlerin iş beğenmemesini, üniversitelerde işsizlik garantili bölümlerde boşuna okuduklarını, birçok üniversite ve bölümün kapatılması gerektiğini sık sık yazıyorum.
Acilen gençleri meslek sahibi yapma odaklı bir eğitim sistemi oluşturmalıyız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA