Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Hiçbir şeyden çekmedi sanatçılardan çektiği kadar!

Yaz aylarında Bodrum Antik Tiyatrosu'nda düzenlenen konserlere sahnenin ortasında yer alan lahit mezar damgasını vurdu.
20 Haziran'da Yıldız Tilbe, konseri sırasında lahit mezarın üzerine çıkmak isteyince görevlilerce engellendi.
23 Temmuz'da Teoman, şarkılarının bir bölümünü lahit mezarın üzerine uzanarak seslendirdi. Görevliler, o anlara yetişemedi.
Bunun üzerine konserlerde lahit mezarın başına bir güvenlik görevlisi dikildi.
25 Temmuz'da Göksel, Antik Tiyatro'da verdiği konserde lahit mezarın yanında şarkı söylerken, mezarı korumak isteyen görevliye "İnsanın bu taşı sahnede görünce oturası geliyor... Taşı sanatçıdan koruyorsunuz. Sizin de işiniz zor" dedi.



Tam da Göksel'in dediği gibi lahit mezar resmen sanatçılardan korunmaya çalışılıyor.
Ama başarılı olunamıyor. En son 29 Temmuz'da Melike Şahin lahitin üzerine dayanarak şarkılarını söyledi.
Ve lahit mezar yine gündem oldu. Sosyal medyada çıkan yorumlarda olduğu gibi insanın "Ne çektin be lahit mezar" diyesi geliyor. Yüz yıllardır orada duran lahit, yağmur, rüzgâr, ısı farklılıkları gibi doğa olaylarıyla fiziksel aşınmaya maruz kalıyor.
Şimdi bu doğal aşınmaya lahidin üzerine çıkan, uzanan sanatçıların verdiği zarar eklendi.



NASIL KORUNACAK?
Sanatçıların fiziksel temasıyla lahit hemen zarar görmez ama fiziksel aşınma artar!
Tarihi eserler bizden sonra gelecek insanlara en az hasar görecek şekilde miras bırakılmalı.
Bugün sanatçı üzerine uzanırsa, yarın normal vatandaş da lahidin tepesine çıkar, bir parça koparmaya çalışır ya da ismini kazır!
Yani sanatçıların örnek olması gerekiyor.
Öte yandan Göksel'in de belirttiği gibi uzun bir sahne performansında sanatçıların lahide oturası, uzanası ya da yaslanası geliyor.
Lahidin psikolojik bir çekim gücü yarattığı ortada! O yüzden lahit mezarı koruyacak yeni bir formül geliştirilmeli.
Örneğin konserlerde cam çerçeveyle korumaya alınabilir.
Böylece güvenlik görevlilerinin konserde nöbet tutma komedisine de gerek kalmaz.

***

BOZUK PARA KABUL ETMEYEN DİLENCİ
Elazığ'da bir günde topladığı 10 bin 780 lira ile Türkiye gündemine oturan dilencinin sırrı ortaya çıktı.
Dilenci kendisine verilen bozuk paraları kabul etmiyor, sadece kâğıt para alıyormuş.
Hatta madeni parayı verenlerin üzerine atıyormuş!
Dilencideki özgüvene bakar mısınız? Yakında post cihazına da geçer!
Doktor, mühendis günde 10 bin lira kazanmıyor!



Daha önce de bu köşede yazdım; dilencilere verilen paralarla gerçekten yardıma muhtaç insanların hakkı yeniyor:
Haberlerde görüyorsunuz. Dilencilerin çoğu dolandırıcı. Ceplerinden binlerce lira, banka hesaplarından da milyonlar çıkıyor!
Dileneceği yere lüks arabasıyla gelen de var, birçok evi olan da...
En kötüsü de bu dolandırıcıların gerçek ihtiyaç sahiplerini cezalandırıyor olmaları.
Dolandırıcı dilencilerden gerçekten yardıma muhtaç olanlara sıra gelmiyor!
Bazıları çok organize. Çete gibi her sokak köşesini tutan dilenciler var!
Dilenciye para vereceğinize girin internete, güvenilir yardım kuruluşlarına bağış yapın!

***

ÖZGÜVENE BAKAR MISINIZ?
İsrail, Filistin'de yaşanan zulme seyirci kalmayan ve savaşçı politikalarına her zaman karşı çıkan Türkiye'nin NATO'dan atılması çağrısı yaptı.
Oysa İsrail, NATO üyesi bile değil!
Bu özgüven elbette ABD'den aldığı siyasi ve askeri destekten geliyor!
İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere birçok NATO üyesi ülkeden büyük destek aldıkları için İsrail'in NATO'ya girmesine gerek kalmıyor!
NATO üyesi ülkeler İsrail çağrısına uyup topluluğun en güçlü ikinci ordusunu ittifaktan çıkarmayı göze almazlar elbette.
Alırlarsa kendileri bilir!



Türkiye askeri gücünün yanı sıra Avrupa'ya göçmen akınına karşı da duvar görevi üstleniyor. O duvar yıkılırsa Avrupa Birliği de yıkılır!
Süper güçler arasında da denge değişiyor. Tüm veriler Çin'in yakın gelecekte ABD'yi geçeceğini gösteriyor.
Batı'nın küresel finans sistemi üzerindeki hakimiyetine meydan okuyan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS ekonomi birliği de her geçen gün güçleniyor.
Türkiye hem güçlü ordusu hem de jeopolitik önemi sayesinde birçok opsiyona sahip.
Avrupa Birliği olmazsa BRICS olur!
Peki, NATO olmazsa ne olur?
Bunun yanıtı da İsmet İnönü'nün 1964 yılında kendisine küstah ifadelerle dolu bir mektup yollayan ABD Başkan Johnson'a verdiği cevapta gizli: "Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur"!
Evet, gerekirse NATO yıkılır, yeni bir dünya düzeni kurulur ve Türkiye o dünyada yine yerini alır!

***


SOVYETLER BİRLİĞİ HÂLÂ İKİNCİ!
Görselde olimpiyat tarihi boyunca en çok altın madalya alan ülkeleri görüyorsunuz. 33 yıldır var olmayan Sovyetler Birliği (SSCB) en çok altın madalya kazanan ülkeler sıralamasında hala ikinci sırada. 34 yıl önce Batı Almanya ile birleşen Doğu Almanya bile 11. sırada. Rusya'nın 13'üncü sırada yer alması SSCB'nin ne kadar sağlam ve güçlü bir sporcu geliştirme sistemi kurduğunun göstergesi.



Macaristan eskisi gibi olimpiyatlarda ağırlığını koruyamıyor ama Doğu Bloku ülkesi olmanın mirasıyla sekizinci sırada yer alıyor. Sovyet Birliği önderliğinde Doğu Bloku ülkelerinin olimpiyatlardaki kurduğu ezici üstünlük doping kullanımıyla gölgelendi. Ancak bu kadar çok altın madalya kazanmaları sadece dopingle açıklanamaz. Bu SSCB'nin spor eğitim sisteminin ne kadar gelişmiş olduğunu gösterir. Kolej sistemi sporcu yetiştirme fabrikası olan ABD ise tartışmasız olimpiyatların birincisi.



Altyazı
"Hani her şey o kadar kusursuz ve muhteşemdir ki neredeyse buna üzülürsün çünkü bir daha hiçbir şey bu kadar güzel olmayacaktır." (Gilmore Girls)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA