Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Almanya’nın niyeti ortaya çıktı

Türkiye'nin, döneri 'geleneksel lezzeti' olarak tescil ettirmek için AB'ye yaptığı başvuruya Almanya itiraz etti.
Dönerin kitabını yazan Berlinli sosyolog Eberhard Seidel, tescil başvurusu için "Türkiye'nin döner için tescil başvurusu Almanya'nın kültürel kimliğine bir saldırıdır" dedi, iyi mi?
Almanlar döneri çoktan sahiplenmiş bile!
Türkiye'nin yararına her girişime gözü kapalı karşı çıkan Alman Yeşiller Partisi'nden Cem Özdemir, tescilin "Alman ekonomisine müdahale" olacağını söyledi.
Şimdi Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın Nisan ayında Türkiye ziyaretine yanında bir döner ustası ve dönerle gelmesinin nedeni ortaya çıktı!



Biz ne güzel Almanlar da döneri seviyor, iki ülke arasında döneri bir başarı ve barış öğesi olarak görüyor diye düşünüyorduk.
Oysa gerçek niyetlerinin döneri sahiplenmek ya da Türkiye adına tescil edilmesini engellemek olduğu anlaşıldı.
Çünkü Türkiye döneri tescil ettirirse Almanya'daki dönerciler de kurallara uygun üretim yapmak zorunda kalacak.
Alman Otel ve Restoranlar Birliği Başkanı Ingrid Hartges'in Türkiye'nin tescil girişiminde başarılı olması durumunda, yeni kuralların işletmeciler ve tüketiciler için yıkıcı sonuçlar doğuracağını söylemesi de gerçek niyeti gösteriyor.
Pasta büyük! Almanya'da döner satışları yılda ortalama 7 milyar Euro'ya çıkıyor.
Döneri tescilletmek için 2024'e kadar beklersek itiraz eden de çok olur!
Bu tür yiyecek tescil haberlerine bizde genelde magazinel yaklaşılıyor.
Oysa bize ait her yiyeceğin tescilini almanın gastronomi turizmine, kültürel üstünlüğe ve ekonomiye büyük faydaları var.
Bu yüzden Yunanlılar bizim lezzetlerimize sahiplenmek için her yolu deniyor. Şimdi Almanya da Yunanistan'ı örnek alıyor!

***


DÜNYA HUZUREVİNE DÖNÜŞECEK!
MRC Tıp Bilimi Laboratuvarı, Imperial College London ve Singapur'daki Duke- NUS Tıp Fakültesi'ndeki ekip, farelerde yaşlanmayı yavaşlatan bir ilaç geliştirdi.
BBC Türkçe'nin haberine göre araştırmacılar, insan yaşamının ilerleyen dönemlerinde yaşlanmayı tetiklemede rol oynayan interlökin-11 adlı protein üzerinde çalışmalar yaptılar.
Farelerin genetiği değiştirilerek interlökin-11 üretmemeleri sağlandı.



Ve sonunda farelerin cinsiyetine bağlı olarak yaşam sürelerinin yüzde 20-25 oranında arttırmayı başardılar.
Geliştirilen ilaç insanlarda de test ediliyor, ancak aynı yaşlanma karşıtı etkiye sahip olup olmayacağı henüz bilinmiyor.
Ama araştırmacılar ilacın insanın yaşam sürecini artıracağından çok umutlu.
Tabii bu ilacın geliştirilmesinde daha zamana ihtiyaç var.
Son yıllarda yaşlanmayı geciktirmek ve yaşam süresini uzatmak için birçok bilimsel araştırma yapılıyor.
İnsanların yaşam süresi de ortalama olarak artıyor.
Biz değil ama çocuklarımızın, torunlarımızın yaşam süresi daha da artacak. Bilim geliştikçe bu böyle devam edecek!
Belki de 100 yıl sonra dünya büyük bir huzur evine dönecek!

***


ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİRKEN...
Sosyal medyada paylaştığı temizlik videoları ile popüler olan Cem Özkök'e Ticaret Bakanlığı'ndan 500 bin TL gizli reklam cezası verildi.
Özkök ise "Kendi markamın reklamını yaptım, bu duruma hakkımı helal etmiyorum" diyor.
Özkök'ün kendisinin ya da bir başkasının markası fark etmez, videolarında sürekli lavanta yağını öne çıkararak gizli reklam yaptığını herkes görüyordu.



Hatta bizzat lavanta yağını tanıttığı paylaşım var. Ceza da bu paylaşıma geldi zaten.
Fenomenler reklam ibaresi konulduğunda videonun çok izlenmeyeceği ve vergiye tabi olacağını bildikleri için genelde üstü kapalı gizli reklam yapıyorlar.
Ve bu işlerden büyük paralar kazanıyorlar!
Sonra da yardıma muhtaç bir-iki insana yardım etikleri videoyu paylaşıp 'iyi, dürüst insan' oluyorlar!
Maliye son dönemde fenomenleri radarına alsa bile hala büyük vergi yolsuzluğu yapılıyor.
Normalde Özkök'ün de "Hakkımı helal etmiyorum" demek yerine özür dilemesi lazımdı.

***


ÇOK MU ZOR YETİŞTİRENİ AÇIKLAMAK?
Geçen TRT Spor'da olimpiyatlara katılan sporcularımız tanıtılıyordu ama onları yetiştiren kulüplerden bahsedilmedi.
Bunu başka spor kanalları ve spor programları da yapıyor.
Oysa olimpiyatlara sporcu yetiştirmek ülke sporuna yapılan en büyük katkıdır.
Sporcunun yetiştiği kulübü söylememek hem ayıp hem de onları yetiştirenlerin emeğine saygısızlık.
Art niyet aramak istemiyorum.
Haber metnini hazırlayan editörün tembelliği midir?



Ancak 0limpiyat sporcusu tanıtılan bir haber metninde mutlaka onu yetiştiren kulüpten de bahsedilir! '5 N 1 K' kuralı bunu gerektirir!
Yoksa burada da mı kulüpçülük öne çıkıyor?
Editörler için Fenerbahçe 27 olimpiyat sporcusu yetiştirirken Galatasaray'ın altı ve Beşiktaş'ın bir sporcu yetiştirmesi mi sorun oluyor?
Spor denince sadece futbol ön plana çıkıyor ama olimpiyatlarda alınan madalyalar bir ülkenin spora, gençlere ne kadar önem verdiğini ve gelişmişlik seviyesini gösterir.
Neyse ki, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Paris'te düzenlenecek olimpiyatlar öncesi olimpiyat sporcusu yetiştirenlerin hakkını teslim etti:
"Olimpiyat kotası alan 102 sporcumuzun 27'si Fenerbahçe Spor Kulübünün sporcusu. En fazla sporcu sayısıyla Türk sporuna büyük katkı sunan Fenerbahçe Spor Kulübünü tebrik ediyorum.
Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü ve ENKA Spor Kulübü, olimpiyatlara en çok sporcu kazandıran ilk üç kulübümüz arasında..." Kulüplere olimpiyatlara gönderdikleri sporcu başına teşvik ödemesi yapılmalı!
Çünkü popüler olmayan, gelir sağlamayan birçok spor dalında kulüpler özveriyle olimpiyat sporcusu yetiştiriyor.
Bu emeğin ödüllendirilmesi, kulüplerimizi de motive eder.

***


Altyazı
"Eskiden gökyüzüne bakar, yıldızlar arasındaki yerimizi merak ederdik. Şimdi ise, yere bakıp topraktaki yerimiz için endişeleniyoruz." (Interstellar)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA