Okul öncesi öğretmeni olan Özge, Eskişehir'de iş görüşmesi için gittiği anaokulunda kendisine söylenen şartları sosyal medyadan paylaştı:
3 ay deneme sürecinde saat 12.00 ile 16.00 saatleri arasında hafta sonu dahil çalışması istenmiş. Ayrıca hafta sonu da dört farklı atölye planlaması gerekiyormuş.
Ve tüm bunların karşılığında Özge öğretmene maaş olarak 6.500 TL teklif edilmiş!
3 aylık deneme süresinin pazarlık sonucunda 1 aya düşürüldüğünü belirten öğretmen, mesleğinin değersizleştirilmesine üzgün, kırgın ve öfkeli olduğunu söylüyor.
Deneme süresinin üç aydan bir aya indirilmesi anaokulunun niyetini özetliyor! Bu şartları denemek isteyen her öğretmeni bir ay çalıştırsalar onlara yeter!
Muhtemelen asgari ücret verdikleri diğer öğretmenleri de köle gibi çalıştırıyorlardır!
Bu şartlar altında çalışan öğretmenlerden işlerini en iyi şekilde yapmalarını beklemek hayalcilik olur!
Özel kolejlerde de durum aynı.
Velilerden aldıkları yıllık 300- 400 bin TL çalışanlara hakkıyla dağıtılsa öğretmenlerin hayat standartları yükselir.
Ne yazık ki, özel anaokulu ve okullarda çalışan birçok öğretmen, devlette çalışan meslektaşlarından düşük ücret alıyorlar.
Aslında her şey arz-talep dengesinde bitiyor.
6 bin 500 TL'ye ya da asgari ücretin altında çalışan oldukça öğretmenlerin işi zor!
Her yıl ihtiyaç fazlası öğretmen mezun ediyoruz. Üniversitelerimizde işsizlik garantili birçok bölüm var!
Mühendislik, hukuk bölümleri bile artık ihtiyaç fazlası mezun veriyor! Böyle olunca hem mesleklerin değeri hem de yapılan işin kalitesi düşüyor!
Öte yandan mühendise 25 bin, işçiye 35 bin verdiği halde işçi bulamadıklarından yakınan işverenler var!
Üniversite enflasyonu hem devletin kaynak israfına hem de gençlerin işsiz kalmasına neden oluyor! Bu kısır döngüden kurtulmamız gerek!
***
ÇEŞİTLİLİK VE KAPSAYICILIK
Önceki gün Yıldız Holding'in 16. kez düzenlenen "Senenin Yıldızları Ödül Töreni"ne katıldım.
Ülker Spor Salonu'nun tribünlerinin bir pota arkası kısmı tamamen doluydu.
Salonda sanki bir basketbol maçı izleyecekmişiz gibi coşkulu bir hava hakimdi.
Törende şirket çalışanlarının topluma ve işe değer katan yenilikçi projelerine ödüller verildi.
10 kategoride Türkiye'den Çin'e, İngiltere'den Suudi Arabistan'a, Mısır'dan Avustralya'ya kadar dünyanın dört bir yanından 180 başvuru yapılmış.
Başvuruların değerlendirilmesinde 75 bin çalışanın da oy hakkının olması aidiyet duygusunu artıran bir fikir olmuş. Normalde bu tarz törenlerde yöneticiler şirketlerin çalışmalarını, kârlarını, başarılarını uzun uzadıya anlatırlar. Ve bu konuşmalar genelde sıkıcı geçer.
Ancak Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve Godiva Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker'in konuşması keyifli bir sohbet havasında geçti.
Şirket geçtiğimiz yılı "Çeşitlilik ve Kapsayıcılık" olarak ilan etmiş.
Murat Ülker de 'çeşitlilik ve kapsayıcılık' üzerine esprili bir sohbete imza attı.
Genelde çikolata, bisküvi gibi şekerli ürünler üreten bir şirketin çeşitlilik ve kapsayıcılık gibi global değerler üzerinden projeler üretmesinin sembolik anlamı büyük.
Bu koca dünyada kültürel ve etnik anlamda belki de milyonlarca çeşitlilik var. Onlar olmasa her şey dümdüz aynı kalır.
Bu çeşitliliği kapsayıcı olmak, hayatın her alanında çeşitliliği korumak gerçekten anlamlı bir çaba.
***
SU BİRİKİNTİSİ!
Kırklareli'nin İğneada beldesinde geçen yıl meydana gelen selde yıkılan, altı kişinin hayatını kaybettiği ve ruhsatsız işletildiği tespit edilen kamp alanının işletmecisinin aralarında bulunduğu dört sanığın yargılanması başladı.
Belediyenin tesisin yıkım kararını kendisine yazılı olarak bildirmediğini öne süren işletme sahibi Bülent B, konaklamanın bilgisi dışında gerçekleştiğini iddia etti ve ekledi: "Yüzme bilen herkes, kuzu bile su birikintisinden kurtulurdu"!
Devasa yağışla oluşan sel güya su birikintisiymiş!
Altı kişi kuzu kadar yüzemedikleri için mi hayatlarını kaybettiler yani?
Bu nasıl bir pişkinliktir?
İnsan bunu söylemeye utanır!
Böyle olaylarda ne yazık ki, ölen öldüğüyle kalıyor! Suçlular da az ceza alıp kurtuluyorlar.
Aslında bu davada belediyenin yıkım kararını gerçekleştirmemesi de sorgulanmalı!
***
X İÇİN RADİKAL PLAN!
Elon Musk, sahip olduğu sosyal medya platformu X'teki beğeni ve yeniden paylaşım sayılarını, yakında kaldırılabileceğini açıkladı.
Böyle bir karar alınmasının nedeni ise platformun bu hâliyle 'dağınık' görünmesiymiş.
X'in yeni halinde sadece paylaşımların görüntülenme sayısının kalacağı tahmin ediliyor.
Musk'ın böyle birçok yeni fikirden bahsedip uygulamadıkları da oluyor.
Eğer 'beğeni', 'alıntı', 'yeniden paylaşım' sayıları gösterilmezse bu radikal bir değişiklik olur.
Reklam verenler sadece görüntülenme sayısı üzerinden değerlendirme yapacaklar o zaman.
Aslında Musk bu hamleyi yaparsa insanlık adına büyük bir iyilik yapmış olur.
Birçok insan özellikle beğeni ve yeniden paylaşım sayılarıyla motive oluyor ve egolarını tatmin ediyorlar.
Sırf X'te etkileşimini artırmak için sabah akşam paylaşım yapanlar var.
Siyasetle alakası olmayan insanların X'te takipçi sayısını artırmak için muhalif olduklarını bile gördük.
Bu karar hayata geçerse birçok insan depresyona girer! Ama insanlık biraz olsun sosyal medyadaki linç'lerden, hakaretlerden vs. kurtulur.
X cadı kazanı olmaktan çıkar.
Bot hesaplar üzerinden algı yönetimi ve siyaset yapmak bile rafa kalkabilir.
Tabii bu durum X'in kullanıcı sayısını düşürebilir.
Belki de Musk, kullanıcılarına sadece takipçi artırma motivasyonunun bile yeteceğini düşünüyordur.
***
Altyazı
"İyi bir yalancının yeteneği, insanları yalan söyleme yeteneğinin olmadığına inandırmaktır." (House of Cards)