Bilim ve teknoloji yazarı Recep Baltaş, fotoğrafta gördüğünüz görseli paylaşıp şu yorumu yaptı:
"Google artık leş bir arama motoru haline geldi. PTT takip sorgusu için çıkan ilk üç sonuç reklam, üçü de kimlik bilgilerinizi çalmak için kurulmuş ve üçü de Google Sites'ta barındırılıyor."
Epeydir bu konuya değiniyorum, uyarılar yapıyorum.
Sadece PTT mi? Turizmden gıdaya birçok sektörde dolandırıcıların kurdukları siteler Google aramalarında ilk karşınıza çıkıyor. Çoğunuzun da bildiği gibi bunu da Google'a reklam ücreti ödeyerek yapıyorlar.
EV SOYMA DERDİ KAPANDI
Sahtekârları aşmak gerçek sitelere ulaşmak için aramada ilk çıkan sayfayı kaydırmanız gerekiyor.
Ev soymak ve kapkaç devri kapandı.
Hırsızlık ve dolandırıcılık artık internet üzerinden yapılıyor. Milyonlarca insanın dolandırılmasına Google zemin hazırlıyor.
Kaç kişi arama motorunda aradığı adresin uzantısını, bir harf eklentisini ya da eksikliğini fark edebilir ki?
Sonra dolandırılan insanlarla dalga geçiliyor.
Sahte PTT sitelerinden ve SMS mesajlarından birçok insan dolandırılıyor.
İnsanlar kargosunu takip etmek isterken dolandırıcıların kucağına düşüyor.
Aynı şekilde tatil için Google'da otel ararken dolandırıcılara para kaptıran birçok insan var.
Ne için Google'ın çatı şirketi Alphabet bir yılda 307,4 milyar dolar para kazansın diye!
Şirketin güvenlik yatırımı çok düşük. Eleştirilince "Güvenliği artırmaya çalışıyoruz", "Uyanık olun" gibi açıklamalar yapılıyor sadece!
Umurlarında değil insanların dolandırılmaları. Reklam veren her dolandırıcıya kapılarını açtılar. İnsanları resmen tuzağa çekiyorlar.
***
ÇORBAM VAR SICAK TASTA...
Tıp dergisi Lancet'te yayımlanan araştırmaya göre dünyada bir milyardan fazla kişi obez ve 2022 verilerine göre bu kişilerin yaklaşık 880 milyonunu yetişkinler ve 159 milyonunu ise çocuklar oluşturuyor.
200 ülke arasında Türkiye obezite oranları açısından kadınlarda 42'inci; erkeklerde 60'ıncı sırada. Dünya ortalamasının epeyce üstündeyiz.
TÜİK, 2022'de kadınların yüzde 23,6'sının obez ve yüzde 30,9'unun obez öncesi, erkeklerin ise yüzde 16,8'inin obez ve yüzde 40,4'ünün obez öncesi olduğunu hesaplandı.
Türkiye'de 15 yaş ve üstü obez bireylerde obezite oranı 2022 yılında yüzde 20,2'ydi.
Sağlıklı beslenen, spor yapan yetişkinler elbette var ama sayıları çok çok az. TÜİK'e göre düşük kilolu oranı 2022'de toplam yüzde 3,6 olarak gerçekleşti.
Yetişkinler için beslenme alışkanlığını değiştirmek, sporu, hareketi günlük hayatın rutini haline getirmek zor. Ama çocuklarımız için henüz geç değil.
Onları sağlıklı beslenmeye, harekete yönlendirebiliriz. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı'nı (MEB) 'Sağlıklı Besleniyorum' projesini başlattığı için kutluyorum.
MEB okul kantinlerinde daha sağlıklı yiyeceklerin satılması için bazı adımlar atmıştı. Şimdi MEB'in desteğiyle okul kantinlerinde çorba günü ve meyve günü düzenlenecek. Okul kantinlerine yönelik gönderilen resmi yazıyla karar duyuruldu.
Kayıt belgesi alan gıda işletmelerinde haftanın bir gününde, 'çorba günü' için üretilecek çorbanın, üretildiği yerde tüketime sunulması şartıyla satışının yapılması uygun görülüyor.
Kaç okulda çorba üretilip satılabilir bilmiyorum ama olanağı olan okullarda bu hizmet mecburi tutulmalı. Okullarda öğrenciye çorba ve meyve sunulmasını daha pratik hale getirecek uygulamalar geliştirilmeli.
MEB'in çorba ve meyve günleri için hazırladığı afişlere ise bayıldım:
'Çorbam var sıcak tasta, olmam ben hiç hasta'
Mercimek, domates, tarhana, Ne duruyorsun kaşıklasana'
'Elma, portakal, muz, haydi, arkadaşlar yemiyor muyuz?'
'Sulu sulu meyveler, güç versin vitaminler'.
Bize işte böyle projeler, sloganlar lazım. Çocuklarda sağlıklı beslenme ve spor bilinci geliştirirsek obezite oranını düşürebiliriz.
***
SAÇMA BİR LİSTE
Geleneksel tarifleri öne çıkarmasıyla bilinen seyahat rehberi Taste Atlas (Lezzet Atlası) dünyanın en iyi tatlılarını açıkladı.
Listede Türkiye'den 6 tatlı var.
Listede Maraş dondurması 9'uncu, Antep baklavası 17'nci, fıstıklı sarma 23'üncü, baklava 27'nci, irmik helvası 46'ncı, fırın sütlaç ise 51'inci sırada yer aldı.
Bu önemli bir başarı ama listenin geneline bakınca Türkiye'den çok daha fazla lezzet olmalıydı diye düşünüyorum.
Örneğin birinci sırada yer alan makroud el louise; badem, yumurta, şeker ve portakal suyu içeren Cezayir'e ait bir kurabiye.
Hafifçe kızarana kadar pişirilen bu kurabiyelerin üstüne pudra şekeri serpiliyor. Bu basit kurabiyenin birinci olması bizim Antep baklavasına haksızlık!
Örneğin Fransa'nın Brittany bölgesinden buğday unuyla yapılan ince krep yedinci sırada yer alıyor ama listede bizim kabak ve aşure tatlısı yok!
İskoçya'dan Petticoat Tails adlı tereyağlı kurabiye dördüncü sırada yer alırken bizim künefe listede yer almıyor.
Bence Krem Brüle ve Tiramisu dışında listede ilk 10'a girmeyi hak eden yabancı tatlı yok. Daha bizdeki sütlü tatlılardan bile bahsetmedik.
Bizdeki tatlı çeşitleri bazı ülkelerin genel mutfak yelpazesinden bile daha geniş. Şanslı bir coğrafyada yaşıyoruz.
Belki de 'Taste Atlas'ı da çok dikkate almamak gerek. Habire etkileşim artırmak için liste yayınlıyorlar gibime geliyor.
***
AYNI KİŞİLER Mİ?
Usta yönetmen Zeki Demirkubuz'un 'Masumiyet' ve 'Kader' filmlerindeki Bekir ve Uğur belki de sinemamızın en çok tartışılan, konuşulan karakterleri.
Bekir nerede hata yaptı? Uğur neden bu yolu tercih etti diye birçok tahmin ve analizler de yapılıyor. Demirkubuz tartışmaya açık öyle iki karakter yarattı ki, 'Hayat' filmini çekmek zorunda kaldı.
Geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya hesabında Demirkubuz'un katıldığı bir söyleşide "Bekir ve Uğur aslında aynı kişi" dediği paylaşıldı.
Ve izleyicilerden "Bunu nasıl kaçırdım", "Fight Club' filmindeki gibi bir durum mu söz konusu" gibi yorumlar geldi.
Uğur ve Bekir'in kendilerini yok eden kişilere aşık olmaları, bu uğurda acı çekmeleri ve bu acıyı bir yaşam biçimi haline getirmeleri Demirkubuz'un "Aslında aynı kişiler" sözüyle farklı bir anlam kazandı şimdi.
Anlaşıldı, tüm seriyi baştan izlemek gerekiyor!
***
Altyazı
"Kim olduğunu ve ne istediğini anladıkça daha azı senin olur. Her şey hayal kırıklığına uğratır. (Lost in Translation)