Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Z-kuşağı şanslı mı şanssız mı?

Usta oyuncu Jodie Foster, The Guardian gazetesine verdiği röportajda Z kuşağı için "Sinir bozucular" nitelendirmesi yaptı.
İki Oscar'lı oyuncu; "Gerçekten sinir bozucular, özellikle de çalışma alanında. Onlar şöyle diyorlar: 'Hayır, bugün onu yapmak istemiyorum, sabah 10.30'da geleceğim.' Ya da e-postalarda onlara şunu söylüyorum 'Bunların hepsi yazım kuralları açısından yanlış, kontrol etmediniz mi?' Ve bana şöyle cevap veriyorlar: 'Bunu neden yapayım, bu bir tür sınırlayıcılık değil mi?"
Z Kuşağı'ndan şikayetçi olmayan yetişkin var mı merak ediyorum. Peki, onlar yetişkinler hakkında ne düşünüyorlar?
BBC'nin 16-22 yaşları arasındaki gençler arasında yaptığı bir ankete göre Z kuşağı büyüklerin onlar hakkında 'tembel ve sosyal medya takıntılı' algısını yıkmak istiyor.



Ankete göre Z kuşağı büyük kuşakların düşüncelerinin aksine gelecekten daha umutlu, çalışkan ve yaratıcı olduklarını düşünüyor.
Örneğin Charlotte Danks şu yorumu yapmış: "Eğer bizim kuşağımız tembelse o zaman bütün kuşaklar tembel.
Hepimiz bir şeyler istiyoruz, hepimiz aynı şey için savaşıyoruz. Benim yaşımdaki insanlara daha fazla fırsat ve kendimizi kanıtlama şansı verilmeli." Ife Grillo adlı gencin yorumu ise daha gerçekçi:
"Biz pek çok açıdan güvende hissetmediğimiz bir kuşakta büyüdük. Bize sürekli işlerin kötü gittiği söylendi. Konut krizinden haberdar olduk, borçlu büyüyeceğimizin farkına vardık ve başarıyı nasıl bulacağımızı bilmiyoruz.
Hayatımı planlayamayacakmışım gibi geliyor." Grillo çok haklı. Sanılanın aksine Z –Kuşağı için yaşam şartları ve imkanları diğer kuşaklara göre daha zor.



Elbette bu kuşaklara II. Dünya Savaşı'nda doğanlar buna dahil değil. Onlar en zorunu yaşadılar.
Z Kuşağı ise Kovid-19 gibi tarihte eşi görülmemiş bir salgın ve kapanmayı yaşadı.
Sonrasında üst üste ekonomik krizler geldi.
Eskiden lise mezunu biri bankada çalışabiliyordu. Şimdi iki üniversite, üstüne master yapsanız bile çoğu zaman istediğiniz işi bulmak çok zor! Ve şimdi rekabet daha fazla.
Eskiden bir memur, eşi çalışmadan üçdört çocuklu bir aileye bakabiliyordu. Şimdi gençler yuva kurmanın maliyetini görünce evlenmeye bile korkuyorlar.
Eskiden mühendis, doktor olunca hayatınız garantiydi!
Şimdi gençler üniversitede hangi bölümü okuyup hayatta kalacağını kara kara düşünüyor.
Evet, Z-Kuşağı biraz el bebek gül bebek yetiştirildi. Hayat karşı eski kuşaklar gibi güçlü değiller, daha kırılganlar ama bu da anne ve babaların yarattığı bir sorun değil mi?
Biz her türlü imkanı sunmaya, 'proje çocuklar' yetiştirmeye çalıştıkça onları şımarttık, hayatın katı gerçeklerinden izole büyüttük.
Aslında bu kuşaklar arası tartışma hiç bitmez.
Biz yetişkinler de büyüklerimizin gözünde 'Z-Kuşağı'ydık. Onlar kadar, sert, disiplinli, çalışkan değildik. Sadece 'ZKuşağı' gibi fiyakalı bir ismimiz yoktu!

***


TRAFİKTE BALYOZLU KAVGA
İstanbul-Gaziosmanpaşa'da sürücülerin yol verme tartışması balyozlu kavgaya dönüşmüş.
Biri aracın üzerine çıkıp tepinmiş.
Diğeri bagajdan balyozu kapıp tartıştığı adamın aracının camını kırmış. Diğerinde de balyoz varmış, o da aynısını yapmış. Farkında mısınız yol verme kavgaları son birkaç yıldır arttı ve medyaya konu olmaya başladı.



Yol verme, park yeri kavgaları yüzünden hayatlarını kaybedenler bile var!
Trafikte arabadan kimin neyle çıkacağı belli olmuyor artık.
Beyzbol sopası, tabanca, kriko vs. artık araçta ne varsa kavgalarda kullanılıyor.
Silah varsa o kavga genelde ölüm ve yaralanma ile sonuçlanıyor.
O yüzden haklı olsanız bile trafikte kimseyle tartışmayın, tartışmayı büyütmeyin. Öfkeyle bastığınız korna bazen ölümle bile sonuçlanıyor. Derin nefes alıp, sinirlerinize hakim olun ve o trafik magandası ile hiç uğraşmayın. Değmez çünkü. Onu ikaz edip daha güzel ve huzurlu bir toplum olacağımızı mı sanıyorsunuz?

***


1-A SINIFI KALDIRILSIN!
Bir veli okullarda 1-A sınıflarının yasaklanmasını istemiş. Bunu duyunca aklıma ilk alfabenin ilk harfi 'A' herhalde ayrıcalıklı sınıf imajı oluşmasından rahatsızdır diye düşündüm.



Meğer velinin nedeni farklıymış. İşte o paylaşım:
"Merhabalar iki çocuk annesi olarak rahatsız olduğum bir şeyi dile getirmek istiyorum. Okullarımızdaki 1-A'nın kaldırılmasını istiyorum. 1-A diye yazılıyor bira diye okunuyor. Çocuklarımız alkole özendiriliyor." '
1-A'nın 'bira' diye algılanacağı hiç aklıma gelmezdi. Tahmin edebileceğiniz gibi velinin bu isteği sosyal medyada gündem oldu. Bu mantıkla hareket edersek değiştirilecek çok şey var. Örneğin sigara böreği. Neyse ki dilbilgisinde 'vurgu' diye bir şey var. Sosyal medya böyle bir şey saçma düşünceler sırf komik olduğu için gündem oluyor.

***


HAKKARİ'DE KAYAK KEYFİ
Hakkari'deki Mergabütan Kayak Merkezi, Türkiye'nin en erken kayak sezonunu açtığı için haber oldu.
Bölgede kayak sporu yeni gelişmeye başladığı için her hafta kayak merkezi için tur düzenleniyormuş.
O turlardan birine katılan 25 kişilik kayaksever, snowboard, kayak ve kızaklarla doyasıya kaymış.



Eskiden kayak mevsimi denince akla ilk Uludağ gelirdi sonra Kartalkaya moda olmaya başladı. Onu Kayseri, Erzurum'daki kayak merkezleri takip etti.
Bu rutin haberi özel yapan ise kayak merkezinin Hakkari Yüksekova'ya yakın olması.
Eskiden terörle alınan bölge, şimdilerde yamaç paraşütü, doğa yürüyüşleri, kayak sporu, organik tarım gibi alanlarda ön plana çıkmaya başladı.
Bu huzur ortamını sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ne kadar teşekkür etse az.

***


Altyazı
"Çoğu insan yaptığının bile hesabını vermek istemez ama bazı insanlar yapmadıklarının, hatta içlerinden geçirdiklerinin bile hesabını vermek için acı çekerler." (Ceviz Ağacı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA