Yine aynı filmi izliyoruz. Asgari ücret tartışmaları başlayınca zamlar da yağmaya başladı.
Vatandaş üç-dört gün önce aldığı ürünü bugün aynı fiyata alamıyor!
Ticaret Bakanlığı'na bağlı ekiplerin sadece İstanbul'da 120 markette yaptığı incelemelerde 306 ürünün ederinden fazlaya satıldığı tespit edildi.
Örneğin 110 liraya satılan yumurtanın 124 liraya satıldığı, bir litre sütün fiyatı 39 lirayı aştığı, etiketinde 37.5 lira yazan kesme şekerin kasada 39 lira çıktığı tespit edildi.
Tereyağı, sucuk, yumurta, kaşar peyniri ve ayranda son bir hafta içinde beklenmedik zamların yapıldığı tespit edildi.
Hep zincir marketleri konuşuyoruz ama küçük esnafın işlettiği bakkal ve marketlerde daha çok zam yapılıyor.
Dışarıda yemek artık lüks oldu.
Üstelik masaya gelen yiyeceğin de kalitesi her geçen gün düşüyor.
Sıradan bir tavuk dürüm 100 TL artık.
Sosyal medyada biri şöyle isyan ediyor: "İki basit kruvasan + 2 çay 400 TL. Bu iş nereye gidiyor belli değil"
CEBİMİZE GİRMEDEN!
Zamlar konusunda hep market ve gıda fiyatlarını tartışıyoruz ama beyaz eşyadan kıyafetlere birçok farklı sektörde zamlarla karşılaşıyoruz.
Örneğin mobilyada ya da beyaz eşyada mağazalar bir haftalık fiyat veriyorlar. Bir hafta önce sorduğunuz ürün aybaşında almaya gittiğinizde zamlanıyor!
Eskiden dövizdeki artış, enflasyon bahane edilirdi şimdiki bahane ise asgari ücretlerde yapılacak artış, işçi giderlerinin artacak olması!
Asıl kötüsü ise daha vatandaş zamlı maaşını cebine koymadan zam yağmurunun başlaması.
Keşke asgari ücretin belirlenmesi iki-üç aylık bir sürece yayılmasa.
Sabah akşam asgari ücret artışı konuşulunca, yapılan fahiş zamlara da bahane oluyor!
Özetle fırsatçılar yine iş başında! Her sektörde fiyatlar daha sıkı denetlenmeli!
***
İSTANBUL'DA 3.5 YILIN TRAFİKTE GEÇMESİ
Ekrem İmamoğlu "Ulaşım sorununu 5 yıl içerisinde İstanbul'un gündeminden çıkaracağım" sözünü vermişti.
İmamoğlu keşke insanlara hayal vaat etmeseydi!
Trafik sorununu çözmeye gücünün yetmeyeceğini o da biliyor! Bu sorun uzun yıllardır var. Ama İmamoğlu döneminde bu sorun kangrene dönüştü!
İşte Dataritim Veri Araştırmaları Grubunun İstanbul trafiğini izleyerek oluşturduğu raporun sonuçları: İstanbul'da geçen yıl 36 dakikalık mesafe 80 dakikada kat edilebildi.
Haftada, yaklaşık 1 günlük mesai saati kadar zamanı sıkışık trafikte harcanan İstanbulluların yaşamlarının 3.5 yılı trafikte tükeniyor.
Bir de bu zararın ekonomik boyutu var. Bazı araştırmalara göre İstanbul'da trafik sıkışıklığının, yıllık yakıt ve zaman maliyeti en az 3 milyar 120 milyon dolar.
İstanbul, Türkiye'nin lokomotifi. İstanbul'da üretim yavaşlayınca Türkiye duruyor.
İstanbul'un trafik sorunu acilen çözülmesi gereken bir memleket meselesi aslında!
***
HEP İKİLİ OYNUYOR
Meral Akşener'in Cumhurbaşkanı adayı olmadığı için korkaklıkla suçladığı Mansur Yavaş'tan cevap geldi:
"Bu genel başkanın 'Hadi çık ortaya' demesi ile yapılabilecek bir şey değildir. Kılıçdaroğlu'nun aday olacağına dair Akşener'in çok söylemleri olmuştu; 'Biz noter değiliz, Altılı Masa karar verecek' diye.
Keşke bunu son ana bırakmadan bir şekilde daha önce görüşüp, farklı bir karar alınsaydı daha düzgün olurdu.
Belki de o zaman, eğer illa benim aday olmamı istiyorsa o şekilde de önümü açabilirdi." Bu tartışmada kimse haklı değil aslında. Bence de Yavaş korktu! Anketlerde öndeydi. Bir siyasetçinin önü daha nasıl açılır ki? Aday olmak isteyen güçlü bir irade koyar ortaya.
Siyasette 'armut piş, ağzıma düş' diye bir şey yok. Şartları zorlarsınız, mücadele edersiniz.
Ancak Yavaş hiçbir şey yapmadan Altılı Masa'daki partilerin uzlaşıp, kendisini aday göstermesini bekledi.
Yani kendisini doğal aday yapacak cesur hamleleri yapmadı, risk almadı! Meral Akşener ise Ekrem İmamoğlu ve Yavaş'ı korkaklıkla suçlayıp yine ikili oynuyor!
Altılı Masa sürecinde de, masadan kalkıp geri döndüğünde de hep ikili oynadı!
Akşener, Ekim 2022'de "Kemal Bey kararlı, aday gibi görünüyor" demişti. Mart 2023'de "Kılıçdaroğlu'nun aday olacağı belliydi" diye bir ifadesi var.
Yani Kılıçdaroğlu'nun aday olacağını ya da Altılı Masa'yı kendi adaylığının olgunlaşması için oluşturduğunu Akşener gayet iyi biliyordu.
Sonra da son dakika öğrenmiş gibi yaptı, masadan kalktı vs.
Akşener galiba son dönemde herkesi hedef alarak İyi Parti içindeki kargaşayı sonlandırmaya çalışıyor ama çıkardığı kavgalar halkta "Seçimi kaybettiler şimdi birbirlerini yiyorlar" algısı oluşturuyor.
Zaten Altılı Masa kurulduğundan beri durum böyleydi!
Hep birbirlerini yediler, ayak oyunları yaptılar ve sonunda seçim kaybettiler.
***
KADİR TOPBAŞ GİBİ BİR ADAY!
Yaklaşan belediye seçimlerinde en çok merak edilen konu; Ak Parti'nin İstanbul'da kimi aday göstereceği.
Adaylar arasında Ali Yerlikaya, Murat Kurum ve Tevfik Göksu'nun isimleri öne çıkıyor.
Kurum'un aday gösterilme potansiyeline sahip olduğunu medyada ilk yazanlardan biriyim.
2 Haziran 2023 tarihli yazımda Kurum'un şehircilik projelerinde önemli işler yaptığına, deprem bölgesindeki çalışmalarda yıldızı parladığına ve muhalif seçmenlerin en az eleştirdiği AK Partili olduğuna dikkat çekmiştim.
Ancak zaman içerisinde Kurum'un medyada görünürlüğü azaldı ve fazla gündem yaratamadı.
Yerlikaya ise İçişleri Bakanı olduğu günden itibaren çalışkanlığı, terör ve suç örgütlerine karşı gösterdiği kararlı mücadelesiyle her kesimden insanın takdirini kazandı.
Ama yeni bakan olmuşken, işini de iyi yapıyorken İBB adaylığına soyunması seçmende kafa karışıklığı yaratabilir.
Bence bir aday daha var!
İstanbul'u sadece Karadenizli bir adayın kazanabileceğini düşünenler de var. Ayrıca belediyecilikte tecrübesi olmalı.
Bugüne kadar Ekrem İmamoğlu ya da başka bir muhalif liderle polemiğe girmemiş, siyasete değil belediyeciliğe odaklanmış, sadece işini yapmış biri olmalı.
Particiliği bir tarafa bırakıp, her görüşten insana eşit yaklaşabilmiş ya da öyle gözükmüş biri olmalı.
Ilımlı, uzlaşmacı bir karakteri olmalı.
Tüm bu özellikler rahmetli Kadir Topbaş'ı hatırlatıyor değil mi?
Peki, Topbaş profiline uyan bir isim var mı?
Tam yok ama ona yakın profiller var. Ancak onların da medyada görünürlüğü az! Üç ay imaj çalışması yeterli olmayabilir.
Bakalım Başkan Erdoğan'ın kararı ne olacak?
***
Altyazı
"Bilinç korkunç bir lanettir. Düşünürsün, hissedersin ve acı çekersin." (John Malkovich Olmak)