İstanbul'da İSPARK ücretlerine yüzde 55 ile yüzde 57 arasında zam yapıldı.
Ücret tarifesi 0-1 saat arası 52 TL, 1-2 saat arası 66 TL, 12-24 saat arası da 202 TL oldu.
"Her şeye zam geliyor İSPARK'a da gelir, normal" diyenler olabilir.
Oysa daha iki ay önce zam yapılmıştı! Bir yıl içinde bu üçüncü zam! İSPARK'ın adı ZAMPARK olsun!
Yol kenarına araba park edenden ücret almanın maliyeti nedir ki? Bir görevlinin aylığı bir günde çıkıyordur! Yapılan iş; yasal değnekçilik!
Bitmedi! Orman ve mesire alanlarına giriş-çıkış ücretlerine de zam yapıldı. Otomobiller için giriş-çıkış ücreti 104 TL, minibüskamyonet için 298 TL oldu. İSPARK zamlanınca özel otoparklar da zam yapıyor! Ekrem İmamoğlu sayesinde otoparkçılar köşeyi döndü!
Bu son zamlar İmamoğlu'nun İstanbul'un bütçesini yönetemediğinin göstergesidir.
Annelere ücretsiz toplu taşıma, zararına ekmek üretimi, zararına lokanta işletmeciliği, bedava süt dağıtımı, popçuları konserlerle finanse etmek vs. toplanan vergiler, belediye gelirleri vs. İstanbul dışından her yere harcanıyor!
Elbette İBB sosyal yardım yapmalı ama bunun da bir limiti olmalı!
İstanbul halkının parasıyla İmamoğlu'nun reklam-tanıtımları ve sosyal yardımları finanse ediliyor!
İstanbullular hizmet beklerken İmamoğlu, Cumhurbaşkanı olacağım, olmadı CHP başkanı olayım diye diye İBB'yi, yardım derneğine dönüştürdü.
***
YOUTUBE'DAKİ GİBİ DEĞİL…
Geçtiğimiz temmuz ayında ABD'nin Gunnison Ulusal Parkı'nda bulunan üç cesedin Christine Vance (41), kardeşi Rebecca Vance (42) ve 14 yaşındaki oğluna ait olduğu belirlendi.
Yapılan otopside üçünün de yetersiz beslendiği ve hipotermi geçirdiği ortaya çıktı. Çocuk hayatını kaybettiğinde sadece 18 kiloymuş.
Vance Ailesi, Covid-19 sonrası dünyanın gidişatından endişelenip, doğada yaşama karar vermişler.
YouTube'dan izledikleri vahşi doğada yaşam videolarından yola çıkarak doğada kamp kurmuşlar. Ama vahşi doğayla ilgili hiç tecrübeleri yokmuş.
Adli tabip Dr. Michael Barnes'ın "Yanlarına açık havada hayatta kalma konusunda çok sayıda kitap almışlar.
Ancak yaptıkları hazırlık sanki yakınlarda yiyecek satın alabilecek bir bakkal varmış gibiydi" sözleri her şeyi özetliyor.
Şehrin tüm olumsuzluklarından uzakta vahşi doğada yüzde 100 organik yaşamak kulağa hoş geliyor.
Asıl sorun; bu yaşam tarzıyla ilgili çekilen videolarda her şeyin olduğundan kolay anlatılması!
Oysa o videoları çekenlerin çoğu hayatının büyük bölümünü vahşi doğada geçirmiş, tecrübeliler!
Bizde YouTube'daki köyde yaşam videolarında da aynı sorun var. O videolara özenip büyük şehirleri terk eden bazı beyaz yakalılar, köyde tarla alıyor, çiftçilik, hayvancılık yapmak istiyor ama çoğu bir-iki senede pes ediyor!
Bir inek, birkaç tavuk, keçi beslemek, küçük bir tarla ekip biçmek bile büyük sorumluluk gerektiriyor. Her gün hayvanları sağacaksın, yemini vereceksin vs. eğer yardımcın yoksa bir günlüğüne bile bir yere gidemezsin!
Özetle doğada ve köyde yaşam YouTube'da anlatıldığı gibi kolay değil!.
***
216 MİLYON İNSAN GÖÇ EDECEK
İklim Değişikliği denince aklımıza genelde kutupların eriyeceği, suların yükseleceği ve kuraklık yaşanacağı geliyor.
O kadar basit değil!
Uluslararası Göç Örgütü'nün son raporuna göre; İklim Değişikliği yüzünden oluşacak kuraklık, sel, fırtına, tsunami gibi doğal afetler yüzünden 2050'ye kadar 216 milyon kişi göç edecek.
Bu göç dalgasının etkilerinden sınırları en son teknolojiyle korusanız da kaçamazsınız!
Göç dalgalarıyla birlikte toplumlarda kaoslar da artabilir, küresel ekonomik sistem sekteye uğrayabilir.
***
Altyazı
"Dünyayı gezsen de dönüp dolaşacağın yer babanın vardığı yerdir, çünkü senden önce o dolaşmıştır ve oraya gelmiştir." (Ahlat Ağacı)