Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımımız, Avrupa Şampiyonası finalinde Sırbistan'ı 3-2 yenerek tarihinde ilk defa şampiyonluk kazandı.
Yürek dayanmayacak bir maçtı. Tam bir heyecan fırtınasıydı. Milyonlar maçı izlerken hop oturup hop kalktı. Meydanlara kurulan dev ekranların önünde insanlar çılgınlar gibi dans edip, eğlendi.
Ama Cannes'ın ödüllere doymayan usta yönetmeni Nuri Bilge Ceylan (NBC) aynı maçı fotoğrafta gördüğünüz şekilde izledi, iyi mi?
Tamam, NBC, hayatı tıpkı çektiği filmlerdeki gibi minimalist, sade yaşıyor olabilir.
O bir bilge, sessiz, sakin yaşıyor da olabilir. Ama nefeslerin tutulduğu bir maçı kucağında kedisiyle sanki fişi çekilmiş vantilatör pervanesinin son turları atması gibi sakince izlemesini garipsedim doğrusu.
Belki de kedisi rahat yatsın diye kımıldamadan maç izliyordu.
Belki de yeni çekeceği filmde ilk sahneyi Anadolu bozkırında ıssız bir köyde, bir okulda bir kız çocuğunu voleybol oynarken çekerim diye düşürüyordu. Bilemedim.
MAÇ NEDEN UZADI?
Bu fotoğrafı için sosyal medyada da benzer yorumlar geldi.
İşte onlardan bazıları:
"Kim bilir aklından hangi dağ taş toprak geçiyor."
"Maçı bile fularsız izleyemiyor."
"Bu maçı bile bozkırda top gibi bir ağacı seyreder gibi izliyor."
"Adamın oturup izlediği her şey en az 3 saat olmak zorunda."
"Maçın bu kadar uzamasının sebebi belli oldu."
***
PARİS'TEN FELSEFE YAPMAK
Tuba Büyüküstün'ün kendi kendine felsefi konuşmalar yapıp paylaştığı videolar sosyal medyada epey ilgi görüyor.
Ünlü oyuncu en son "Lüks nedir?" paylaşımıyla gündem olmuştu.
"Düşünüyorum, lüks nedir?" sözleriyle başlayan o videoda "Çok paran olması ve o parayla arabalar, jetler, çantalar alabilmek midir lüks? Ya da sadece kendin olabilmek midir? Basit olabilmek; sakin, sade ya da deli. Kendin olabilmek, başka şeylere ihtiyaç duymamak mıdır acaba lüks?" diyordu. Basit ve sade olmamızı tavsiye eden Tuba, Paris'teki evinden paylaşım yapınca sosyal medyada yine espri konusu oldu.
İkizleriyle Paris'te yaşayan, iş çıktıkça memlekete uğrayan ünlü oyuncunun, Paris'te kiraya verdiği bir evi daha olduğu iddia ediliyor.
Paris'te evleri var diye Tuba'yı eleştirmek doğru bir yaklaşım değil. Çalışıp, kazanıp, yatırım yapmış sonuçta. Allah daha çok versin. Ama birinin Tuba'ya acilen şunu söylemesi lazım; o felsefi konuşmaları sıkıcı, bayık ve sıradan. Ve sanatçının yaşadığı hayat tarzına göre lüks tutkusunu eleştirmesi absürt kaçıyor.
Bu durumu bir takipçisi şu yorumla güzel özetlemiş: "Paris'teki evimden doğduğum coğrafyaya felsefe yapmaktır lüks."
Aslında lüksün tanımını için de fazla kafa yormaya gerek yok.
Fransız efsane moda tasarımcısı Coco Chanel'ın dediği gibi "Lüks ihtiyacın bittiği yerde başlayan ihtiyaçtır."
***
'ARABESK RAP'I TARTIŞMALIYIZ!
Spotify bu yaz Türkiye'de en çok dinlenen şarkıları paylaştı. İlk 10 şöyle sıralanıyor:
1. Pişman Değilim - Semicenk, Doğu Swag
2. Caney - Uzi
3. Aman Güzel Yavaş Yürü - Halodayı, Azer Bülbül
4. 24/7 - Alizade, Bege
5. Canın Sağ Olsun - Semicenk, Rast
6. Geri Dönemedim - Semicenk
7. Ali Cabbar - Emir Can İğrek
8. Yana Yana - Semicenk, Reynmen
9. Aşkın Olayım - Simge
10. Aşk Olsun - Cakal
'Ali Cabbar'ı ve 'Aşkın Olayım'ı haberlere konu olduğu için bir kez dinlemişimdir belki.
Azer Bülbül kült bir şarkıcıydı. 'Aman Güzel Yavaş Yürü'yü dinlemişliğim var ama Halodayı'nın ismini ilk kez duyuyorum. Listeye girmiş diğer şarkıcıların da birçoğunun adlarını ilk kez duyuyorum.
Tamam, ben 50 yaşında bir 'boomer'ım. Belki gençlerin gerisinde kalmış olabilirim ama hangi gençlerin?
90'larda da fazla yerli pop dinlemezdim. Kemancı'ya takılan kendinde metalci, rockçı bir tiptim. Şimdilerde spor yaparken, araba kullanırken 'Deep House' dinliyorum. Evet, kesin bir dönüş oldu!
Her neyse, listedeki bazı şarkıları merak edip YouTube'dan dinledim. Müzikal kalite olarak epey diplerdeyiz desem umarım bu şarkıları dinleyen gençler bana kızmaz. Evet, herkesin zevki farklıdır, istediğini dinler. Arabeski, rap'i de yerine göre dinlerim lakin listeyi işgal etmiş 'Arabesk rap' şarkılar gençler adına endişe duymama neden oldu. 'Arabesk rap' ile ilgili daha önce pop müziği geçecek diye yazmıştım. Korktuğum başıma geldi.
Bu şarkılar sosyolojik olarak alt tabaka gençlere sesleniyor. Cover'ı yapılan arabesk klasiklere bile ihanet ediliyor.
Bence 'Arabesk rap' şarkıların sözlerinin çoğu içi boş. Ayrıca suçu önemsizleştiriyor. Daha kötüsü şarkılarda 'Hap, cigara, esrar' vs. çok mühim bir şeymiş gibi lanse ediliyor. Bence Z Kuşağı'nı tartışmaya önce 'Arabesk rap'ten başlamalıyız!
***
'MEVLİT BULMA' GRUBU
Denizli'de bedava yemek için Facebook'ta 'Mevlit (Mevlüt) Bulma' grubu kurmuşlar.
Kısa sürede 9 bin 300 üyeye ulaşan "Mevlit Bulma" grubu, takipçilerine nerede 'mevlit var', menüde neler var diye haber veriyor.
Örneğin bir bildirim şöyle: "Karaman Mahallesi muhtarlığın yanı! Köfteli başladı."
Böylece grup üyeleri o gün birden fazla hayır için yemek dağıtılıyorsa tavuklu ya da etli menü arasında seçim yapabiliyormuş.
Kimin aklına geldi acaba bu grubu kurmak? Yurdum insanı cin fikirli.
Sosyal medyada "Mevlit Bulma" grubuyla epey dalga geçildi ama hayrına yemek dağıtanlar bu durumdan mutlu.
Örneğin Mehmet Ali Gümüş adlı bir vatandaş "Oğlumun sünnet düğününü gerçekleştiriyoruz. Bugün tanımadığımız dostlarımız, kardeşlerimiz geldi. Yemeğimiz onlara da nasip oldu. Grubu kuranlardan Allah razı olsun."
Mehmet Bey de gönlü bol, hayırsever bir yurdum insanı işte.