İngiliz Kraliyet Ailesi Brezilya dizisi gibi. Her gün bir polemik yaşanıyor.
Son tartışma yazar Robert Jobson'ın 'Our King: Charles III' kitabı piyasaya çıkınca yaşandı.
Kitapta Prens Harry'nin, Meghan Markle ile evlenmeye karar verdiği sırada Kral Charles ile önemli bir konuşma yaptığı yazılıyor.
Kral Charles gelecekte Meghan Markle'ı maddi anlamda desteklemeyeceğini söylemiş.
Eşi Konsort Kraliçe Camilla da Prens William ve Prenses Kate'in aksine, Kral Charles kraliyet üyelerine ödenen maaştan Markle'ı mahrum bırakacağını açıklamış.
Kral Charles, Prens William'ın büyüyen ailesinin ve eşi Camilla'nın giderleri nedeniyle Markle'a verecek param kalmadı gibilerinden açıklama yapmış.
Prens Harry de bu duruma çok sinirlenmiş, sert sözler söylemiş.
Kral Charles da oğlunun yakınmalarından sıkılmış olsa gerek telefonlarına çıkmamış.
Kral'a neden böyle bir karar verdiği sorulduğunda ise "Ben banka değilim" demiş.
Tüm bu yaşananlar klasik aile kavgası işte.
Bahse girerim olaylar şöyle gelişti; hiç hesapta yokken Harry, Markle'la evleneceğini söylüyor ve abisi ve eşi gibi kendilerine de ekstra para verilmesini istiyor.
Üvey anne Camilla kocasını "Paraları herkese dağıtıyorsun" diye kışkırtıyor.
İstenmeyen yeni gelin Markle, kocasına "Baban abine ve eşine para dağıtıyor ama bize bir şey verdiği yok. Sen onun oğlu değil misin" diyor.
Harry de bu gazla babasından para istiyor. Eşinin dolduruşuna gelen baba, Kral Charles bile olsa "Aaa yeter artık. Ben banka mıyım? Para mı basıyoruz burada" diyor.
Birçok ailede kayrılan bir çocuk ve onun yalaka eşi, istenmeyen bir yeni gelin, miras kavgasında kardeşlerini kandıran bir dayı ya da amca, fitneci bir ikinci eş ve tüm bu fitnenin ortasında kalan 'Yaprak Dökümü'ndeki Ali Rıza Bey gibi bir ayağı çukurda bir baba vardır.
Kraliyet ailesi olsa da, insanlar değişmez!
***
VERİLEN SÖZLER TUTULUYOR
2021 yılında büyük bir orman yangını yaşayan Manavgat'ta tahribat onarıldı. Mayıs ayının sonunda tüm köy evleri sahiplerine teslim edilmiş olacak.
Bir yıl içinde, bölgenin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde 2+1, 3+1 yöresel mimariye uygun 145 adet tek katlı, 762 adet çift katlı olmak üzere 907 köy evinin inşasına başlanmış ve 447'si teslim edilmişti.
Şimdi mayıs ayının sonuna kadar tüm köy evleri sahiplerine teslim edilecek.
Bazıları Kahramanmaraş depremi sonrasında yapılacak evlerin bir yılda teslim edilmeyeceğini iddia ediyor.
İzmir, Giresun, Manavgat ve daha birçok ilde yaşanan doğal afetlerden sonra hızla yeniden yapılan konutlar, depremden etkilenen 10 ildeki yapılacakların da garantisi gibi gözüküyor.
***
DOLMABAHÇE-TAKSİM ARASI 385 TL!
Önceki gün İstanbul- Dolmabahçe'den Taksim'e gitmek isteyen turistlerden 385 lira istediği öne sürülen taksiciye ceza yağdı.
Polis, Arjantin uyruklu karı kocanın şikâyetçi olduğu taksi şoförüne 4 bin 936 lira ceza yazdı, aracı bağladı ve ehliyetine 20 gün süreyle el koydu.
Bence bu cezalar az!
Dolmabahçe Taksim arası trafik yoksa iki dakika!
Normalde şoförün indi bindi parası olan 40 lira istemesi lazım ama o neredeyse 10 katı ücret istemiş.
Böyle her gün iki-üç turist kandırsa doktordan, hakimden daha çok para kazanır!
Şoför ehliyetine el konulmasını bile göze alıyorsa bu sahtekârlıktan güzel para kazanıyor olmalı.
İşte bu yüzden şehrin merkezi noktalarında boş taksiler Türk müşteri almıyor!
Cezalar caydırıcı olmalı!
***
HANGİ BOB ROSS?
Bu fotoğrafı gördüğünüzde aklınıza ilk, "Şuraya da küçük mutlu bir ağaç çizelim" diyen, kabarık saçlarıyla ünlü, TRT'de ekrana gelen ressam Bob Ross geliyor değil mi?
Ama fotoğraf ABD'de yeni vizyona giren 'Paint' filminden. Ve film de Bob Ross diye bir karakter yok.
Öykü şöyle; Carl Nargle, TV'de yayınlar yapan popüler bir ressamdır. Ancak Carl, kendisinden daha genç bir ressamın her şeyini elinden almaya başlamasıyla düşüşe geçer.
Owen Wilson'ın başrolünü üstlendiği bu komedi filmi her şeyi ile Ross'u konu alıyor gibi gözüküyor lakin Nargle'ı anlatıyor.
Filmin Ross'tan ilham alıp farklı bir karakter anlatması ilginç. Belki de telif haklarını aşmak için böyle bir yöntem denenmiş olabilir.
Ya da gerçek hikâyeden bağımsız bir 'sahte' Ross anlatmak istemiş olabilirler. Ne de olsa Ross da sahtecilikle suçlanmıştı!
Ross'un kariyerine başlamasına neden olan kişi olsa da Bill Alexander, Ross'un kendisine ihanet ettiğini açıklamıştı:
"Onu ben eğittim ve o beni taklit ediyor. Beni rahatsız eden sadece bana ihanet etmesi değil, daha iyisini yapabileceğini düşünmesi."
Belki de film, Bob Ross'un yaptığını yapıyor! Taklit ediyor! Enteresan bir öykü. 'Paint', umarım bizde de vizyona girer.
***
BABAMIN KİTABINI OKUR MUSUNUZ?
Lloyd Devereux Richards, 'Stone Maidens' adlı kitabı ilk kez 2012 yılında yayınladı. Indiana'da bir katilin peşine düşen FBI ajanını konu alan bu gerilim romanını pek okuyan çıkmadı.
Marguerite Richards, babasının 11 yıl önce çıkardığı gerilim romanıyla övünen bir TikTok videosu paylaştı.
Ve videoyu birkaç hafta içinde 48 milyona yakın insan görüntüledi.
Ve babasının kitabı Amazon'un En Çok Satanlar listesinde zirveye çıktı.
Llyod, kendisine şöhreti getiren TikTok'un ne olduğundan bile pek emin değil. Ama şu an kitabın devamını yazıyor.
Belki de Lloyd yetenekli bir yazar ama bir türlü gündem olamadı, adını duyuramadı ve bunu yıllar sonra kızının paylaştığı videoyla başardı.
Ya da o video ile gereksiz yere ünlenen vasat bir yazar. Elbette romanını okumadan yorum yapmak doğru olmaz.
Bu olay bize tek başına reklamın da fayda sağlamadığını gösteriyor. Tanıtılan eserin etrafında mutlaka ilgi çekecek bir öykü oluşmalı.
Tıpkı bu olayda olduğu gibi.