Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Gurbetçiler ne etti size?

Yaz ve bayram tatilini memleketinde geçirmek isteyen gurbetçilerimiz uçakla, arabalarıyla akın akın Türkiye'ye geliyor. Arabalı treni tercih edenler de var.
Avusturya'nın Villach şehrinde araçlarını oto kuşet vagonlara yükleyen gurbetçiler, Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan ve Bulgaristan'ın ardından Edirne Tren Garı'na ulaşıyorlar.
40 saat süren, 1.400 kilometrelik 'sıla' yolculuğunu yorulmadan rahat bir şekilde yapıyorlar.
Bu haberle ilgili haber siteleri ve sosyal medyadaki yorumlara baktığımda çok şaşırdım. Bu klasik turizm haberinin yorumlarında gurbetçi nefretiyle karşılaştım:



"Hani Almanya batıyordu, hepsinin altında pahalı arabalar var."
"Can atıyorlardır zaten... 2-3 bin Euro'yla gelse 1 ay deli gibi tatil yapar giderler... Memleket bunlara bedava."
"Gelin bakalım 'Yeğenim bizim orada kurulu düzenimiz var yoksa Türkiye cennet, cennet' demeye!"
Bu yorumlar en kibarları, hakaret içerikli yorumlar da var.
Biz hangi ara gurbetçi düşmanı olduk?
Sokak röportajlarında "Her şey çok güzel, Türkiye bolluk bereket" diye yorum yapan gurbetçiler yüzünden mi bu düşmanlık başladı? Birkaç sokak röportajını 7 milyon gurbetçiye genellemek adil bir yaklaşım mı?



Yahu dövizdeki artıştan gurbetçiler mi sorumlu? Euro 1.5 lirayken de her yaz Türkiye'ye geliyorlardı!
Gurbetçi, Ruslardan, Araplardan, Almanlardan daha çok para harcıyor. Sadece kendileri için değil akrabaları için harcıyorlar. Önce memleketlerinde akrabalarıyla vakit geçiriyorlar, sonra da otellere gidiyorlar.
En önemlisi gurbetçi, Avrupa'da kazanıp Türkiye'de yatırım yapıyor! Ev alıyorlar, yakınlarına maddi destekte bulunup ticareti teşvik ediyorlar vs.
Örneğin Afyonkarahisar'ın 100 bin nüfusu bulanan Emirdağ ilçesinde yaz aylarında nüfus 300 bine kadar yükseliyor. Gurbetçiler kazandıkları parayı memleketleri Emirdağ'da yatırıma dönüştürüyor.
Emirdağ gibi birçok örnek var.

40 MİLYAR EURO!
Gurbetçilerin yaz tatilini memleketlerinde geçirmeleri Türkiye'ye milyarlarca lira döviz girdisi ve sıcak para akışı sağlıyor.
Birçok ülke yabancıya ev satmak için türlü fırsatlar sunarken, bizim emlak piyasasının müşterisi hazır; gurbetçiler. Elbette gurbetçiler de kar elde etmek için yatırım yapıyor.
Ama pahalı arabayla geliyorlar, Euro ile tatil yapıyorlar. "Türkiye cennet" diyorlar diye gurbetçiler günah keçisi ilan ediliyor! Ne yapsınlar? Yazlığı İspanya'dan mı alsınlar? Birikimlerini Yunan bankalarına mı yatırsınlar?
Türkiye'nin ihracat ve turizmden sonra en büyük döviz gelir kalemini yurt dışından gelen 'işçi dövizi' girişleri oluşturuyor.
Yurt dışında yaşayan yaklaşık 7 milyon Türk'ün Türkiye'deki bankalarda 40 milyar Euro'su var.
Bu mevduatın önemli bir kısmı kur korumalı sisteme döndü. Bu bile ülke ekonomisi için hayati bir adımdı.
Gurbetçi, Türkiye'den parasını geri çekse ne olurdu hiç düşündünüz mü?

***


KISASA KISAS!
Konya'da 28 yaşındaki Merve Küçüktekin'in evine gelen yaklaşık 1,5 yıl önce ayrıldığı nişanlısı Sabit Türk, kendini görevli gibi tanıtıp su tesisatına bakacağını söyleyerek kapıyı açtırdı.
Daha sonra elinde bulunan pet şişe içerisindeki yanıcı kimyasal maddeyi Merve'nin yüzüne fırlattı.



Yüzünde ve vücudundaki yanıklarla ağır şekilde yaralanan Merve hastanede tedavi altına alındı. Cani adam ise tutuklandı.
Bu haberi okurken en çok yapılan kalleşçe plana öfkelendim.
Bakalım ne indirim alacak? Tahrik indiriminden faydalanacak mı diye de düşündüm...
Ve aklıma ilk 'kısasa kısas' adaleti geldi. Böyle bir vahşi bir saldırıyı gerçekleştirip birkaç yıl yatıp çıkması adil değil.
Sabit Türk yüzüne kimyasal madde atılarak cezalandırılacağını bilseydi yine aynı saldırıyı yapar mıydı?
Bence yapmazdı.

***


KATİL KİM?
Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde arkadaşlarıyla halı sahada top oynayan Eren Işık, kale direğinin üs demirine tutunarak sallanmaya başladı.
Yere monteli olmayan kale direği devrildi. Başı kale direğinin altında kalan Eren hayatını kaybetti.
Google'a "Kale devrildi", "Pota yıkıldı", "Kaydırak yıkıldı" diye arama yapın karşınıza birçok çocuk ölümü haberi çıkar.



Daha önce de yazdım; parklar, top sahaları bubi tuzaklarıyla dolu!
Halbuki top sahaları, parklar can güvenliğinin üst seviyede olması gereken yerler. Ama bizde ne müteahhitler ne de çocukların vakit geçirdikleri alanları denetlemesi gerekenler işlerini iyi yapmıyorlar.
Kaleyi monte etmeyen, halı sahada can güvenliği sağlamayan kim varsa hepsine ibretlik cezalar verilmeli. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı!

***


2 ASGARİ ÜCRET ÇÖPE GİDİYOR
Gıda Kurtarma Derneği, Türkiye'de de her yıl 19 milyon ton gıdanın sofralara ulaşmadan çöpe gittiğini açıkladı.
Gıdalar tabağımıza gelene kadar yüzde 50 kayba uğruyor.
Kişi başına oluşan gıda atığımız ise 93 kiloya ulaşırken, 1 kg gıdanın maliyeti 22 lira. Yani 4 kişilik bir çekirdek aile her yıl 2 asgari ücreti fark etmeden çöpe atıyor.



Tabii genele vurunca çıkan sonuç. Yine de gerçekten gıda tasarrufu yapabilsek iki maaş cepte kalır!
Şu bilgi daha çarpıcı: Tarlalarda dalında kalan gıdalardan, işletmelerde doğru atık yönetimi yapılamadığı için oluşan maddi kayıplar toplandığında ekonomimiz 555 milyar lira zarara uğruyor.
Gıda israfı konusunda bilinçlenmemiz gerekiyor. Bu sorun hakkında daha çok kamu spotları ve farkındalık kampanyaları düzenlenmeli!
555 milyara neler yapılmaz!

***


Altyazı
"Çaba göster, yoksa hiçbir şey olmaz. O zaman da kendinden başka her şeyi suçlarsın." (Blue Jasmine)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA