Venüs Anime isimli içerik üreticisi bir animasyon videosu hazırlamış. Animasyonda Fenerbahçe, göndermek istediği Brezilyalı futbolcu Luiz Gustavo ile anlaşamayınca Ali Koç, 'Sığınmacı Adam' diye lanse edilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'dan yardım istiyor.
'Sığınmacı Adam' da Gustavo'yu sınırdan mancınıkla geri yollamayı teklif ediyor falan filan. Animasyondaki çizimler 'South Park'ın birebir kopyası! Yapımcı telif için dava açsa kazanır!
Kara mizahı severim ama söz konusu animasyon, 'fıkrasına gülünmeyen adam' etkisi yarattı. Verilen mesaj saçma, ırkçı, espri komik değil, Fenerbahçe kulübü, futbolcusu popülist siyasetine malzeme ediliyor. Aslında olayın buraya kadarki bölümünden içerik üreticisi sorumlu, Özdağ ile bağlantıları var mı bilmiyorum.
Ama Özdağ bu animasyonu çok beğenip "İç savaş yaşamamak için Zafer Partisi" sloganıyla paylaşınca hem animasyona onay vermiş oldu hem de Fenerbahçe'yi siyasete karıştırmış oldu!
'İç savaş' vurgusu ile Fenerbahçe ve Brezilya milli takımında oynamış, bir dönem Avrupa'nın en başarılı orta saha oyuncularından biri olan Luiz Gustavo ne alaka? Bu nasıl bir üsluptur?
Gustavo, mülteci pozisyonuna sokuluyorsa ülkedeki bütün yabancılar kendilerini huzursuz hisseder!
Özdağ'ın popülist yaklaşımlarına alıştık artık ama animasyondaki saçma espriyi Fenerbahçe Başkanı'na normal bir sohbette bile yapamazsınız. Gustavo gibi uluslararası bir yıldıza ırkçı yaklaşımda bulunamazsınız! Fenerbahçe siyaset üstüdür! Siyasete alet edilemez!
Özdağ'ın dediği gibi "Komik animasyonu paylaştık", "Gülümsemeyi unutmayın" diye geçiştirilecek bir olay yok karşımızda!
Bu haddini aşan bir animasyondur!
***
RUSLAR HAMBURGER KRİZİNİ ÇÖZDÜ
McDonald's, Rusya'da ilk şubesini Moskova'da 31 Ocak 1990 tarihinde açtığında yüzlerce kişi kuyrukta beklemişti. McDonald's'ın Rusya'ya girişi Soğuk Savaş'ın da bitişini simgeliyordu.
Ve aradan 32 yıl geçti, ünlü fast-food zinciri, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini protesto etmek için ülkeden ayrıldı. Ama Ruslar, halkın üzüntüyle karşıladığı McDonald's krizini çabuk çözdü.
İş insanı Oleg Paroiev, Rusya'da McDonald's zincirini satın aldı. Ve McDonald's'ın yerine geçen 'Vkousno i tochka' (Lezzetli Nokta) fast food zinciri, son üç günde başta Moskova'da olmak üzere 65 şube birden açtı. Ve yine yeni şubelerin önünde kuyruklar oluştu.
Bu şubeler tüm ülkeye yayılacak.
Big Mac gibi McDonald's ürünleri artık menüde yer almıyor ama benzer ürünler satılıyor. Müşteriler lezzet farkı olmadığını söylüyor.
ABD yıllarca McDonald's gibi küresel markaları üretip onların üzerinden dünyada kültürel hegemonya yaratı. Ama Rusya'nın bu son McDonald's'ın benzerini yaratma hamlesi hiçbir markanın vazgeçilmez olmadığını gösterdi!
Büyük markaların Rusya'dan kazandıkları para artık ülkede kalacak. KFC'den Pizza Hut'a diğer dev markalarının da yerlerini yerli markalar alacak. Rus işletmecilerin sayısı ve iş olanakları artacak.
Eğer süreç doğru yönetilirse, Rusya'da büyük bir sermaye değişimi yaşanabilir! Ve bu başka ülkelere de ilham kaynağı olabilir.
Sonuçta pizzanın, kahvenin, tavuk kızartmasının, hamburgerin aynısını hatta daha lezzetlisini yapabilirsiniz.
***
YİNE AYNI HATA YAPILIYOR
Fenerbahçe, Santa Clara'da oynayan Brezilyalı orta saha oyuncusu Lincoln Henrique'yi aldı.
Hadi Gustavo ve Sosa kesin gidiyor diyelim. Lincoln'ün oynadığı mevkilerde eğer formda olurlarsa ondan daha kaliteli Mesut, Pelkas, İrfan Can, Arda, Rossi, Mert Hakan ve Zajc var!
Yine aynı hata yapılıyor.
Fenerbahçe'nin sağ ve sol kanat defans oyuncularına, Altay'la rekabet edebilecek bir kaleci ve mümkünse kaliteli 2 golcüye ihtiyacı var. Transfer ihtiyaç duyulan mevkilere yapılmalı.
Eğer Jorge Jesus da sil baştan kadro kuracaksa, ikinci yarı İsmail Kartal göreve çağırılır!
***
BEŞİKTAŞ'TAKİ GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın "Canlı müzik mümkün olduğu kadar yapılmasın.
Canlı müziği özendirmeyelim...
Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok" açıklaması çok tartışıldı.
İnsanları rahatsız etmediği sürece canlı müziğe karşı değilim.
Örneğin ben, Beşiktaş- Nüzhetiye Caddesi'ndeki bir otelin barında sokağa açılan masalardan yükselen seslerden ve atılan naralardan rahatsızım. İnanın canlı müzik olsa bu kadar rahatsız etmez!
Komşular kaç kere polisi aradı, belediyeye şikâyet etti ama sorun çözülmedi!
Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün gelen şikayetlerden haberi yok mu?
Gece üçlere kadar gürültü devam ediyor. Aynı durum Kadıköy ve Şişli'de de var. Birçok şehrin popüler ilçelerinde gürültü kirliliği genel sorun!
Aslında yasağa da gerek yok!
Eğlence mekanları, barlar kimsenin gürültüden rahatsız olmayacağı yerlerde konuşlanmalı, ona göre ruhsat verilmeli!
Ya da ses yalıtımı iyi yapılmış alanlarda canlı müzik, eğlence vs. yapılmalı. Bizim işletmeler paraya kıyamadıkları için teknolojiden faydalanmıyor.
O zaman yasayla mecbur tutacaksın!
Canlı müzik değil, gürültü yasağı olmalı. Sorunun adını doğru koyarsan "Hayat tarzıma müdahale var" diye tartışma da çıkmaz!
Yine yaşadığım yerden örnek vereceğim. Akaretler'den Nüzhetiye'nin sonuna kadar olan caddede kafeler, barlar olduğu için buraya piyasa yapmaya gelenler gece 02.00'de, 03.00'te araçlarındaki müziğin sesini o kadar çok açıyorlar ki, mekânların bile sesini bastırıyorlar!
Araçların yanından bekçi geçiyor, polis geçiyor ama bir şey demiyorlar!
Yaşlısı var, çocuğu var, hastası var, sabah 07.00'de işe gideni var! Memlekette büyük bir gürültü kirliliği var ama kimsenin umurunda değil.
***
Altyazı
"Bir köpek sizi zengin ya da yoksul olsanız da sever, aptal ya da akıllı olsanız da. Bunu size kaç insan söyleyebilir." (Marley And Me)