Alanya ilçesinde düzenlenen Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali'nde korteje katılan dansçı Rio kızları, renkli kostümleriyle sokaklarda yürüyerek kutlamalara damga vurmuştu.
Normalde kortej 'Yörük Göçü' konseptinde olacaktı. Ama korteje Brezilyalı sambacılar katılınca ve onlara odaklanılınca 'Yörük Göçü' oldu mu sana 'Rio Göçü'!
Bazıları Riolu dansçılara tepki gösterilince Alanya Belediyesi de "Rio kızları kendi geldi biz çağırmadık" anlamına gelen bir açıklama yaptı!
Kafanız karıştı değil mi? Herhalde sambacı kızlar "Alanya'da Yörük Göçü korteji varmış, hadi katılalım" dememiştir!
Belediyenin açıklamasındaki şu kısım durumu aydınlatıyor: "Yörük Göçü'ne katılacak ekip ve gruplar organizasyon komitesi tarafından belirlendi. Kortej yürüyüşü herkese açıktı. Bir turistik tesise ait animasyon grubu da iki kadın üyesi ile korteje katılmıştır."
Yani belediye herkes kafasına göre takıldı diyememiş!
Bir otelin reklam kurnazlığı memleket meselesine dönüştü iyi mi? Riolu dansçı kızlardan rahatsız olanlar da dahil, herkesin görüşüne saygı göstermeliyiz. Yörük konseptli diye geldikleri kortejde çocuklarının seksi kıyafetli dansçıları görmesini istemeyenler de olabilir!
Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim; Alanya'nın zaten kendisi Rio! Orası Alman ve Rusların bir şekilde yerleşik turist olarak yaşadığı, insanların caddelerde bikini ve mayo ile dolaştığı bir eğlence ve turizm beldesi.
Yani Alanya için Rio'nun Miami'nin yerli şubesi diyebiliriz. Alanya'da tatilini yapmak isteyenler de bunu bilerek geliyorlar.
Alanya Belediyesi "Biz turistik bir ilçeyiz, bunlar normal" diyebilirdi ama topu taca atmayı tercih etmişler! Biz çağırmadık onlar geldi demek organizasyona hakim olamadık anlamına gelir.
Peki, son dönemde bazı festival ve konserlerin iptal edilmesi, Eskişehir'de parkta yoga yapanların CİMER'e şikayet edilmesi ve bu son Rio kızları polemiğini farklı yaşam tarzlarının çatışması olarak mı görmeliyiz?
Aslında belediyeler, valiler gelen her şikayete yasakçı tedbir almasa bu olaylar hiç gündemimizde olmayacaktı.
HOŞGÖRÜLÜ OLALIM
Ne yazık ki, bu olayları farklı yerlere çekmeye çalışanlar, kutuplaşmayı artırmak isteyenler var!
Tarihi boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan topraklarda yaşıyoruz. Atalarımızdan kalan hoşgörü mirası Türkiye'yi Türkiye yapan en önemli özelliklerden biridir.
Çevre ülkelerden Türkiye'ye gelen turistler de bu hoşgörü ve özgürlük anlayışı için bizi tercih ediyorlar.
Türkiye'nin Miami'si Alanya'da sambacı kızlardan rahatsız oluyorsak, o zaman hiç "Biz turizm ülkesiyiz" demeyelim!
***
TAKSİMETREYİ AÇTIM GELİYORUM!
İstanbul ve Ankara'da hizmet veren bir taksi çağırma uygulaması, Kullanım Koşulları'nı "Taksimetre Aç-Gel" özelliği ile güncelledi. Yeni özellik, "Özellikle yoğun saatlerde birkaç lira farkla sana taksi bulmamız kolaylaşacak" ifadeleriyle duyuruldu.
Yeni uygulamada sürücü, çağrıyı kabul ettiği an taksimetreyi açarak müşterinin konumuna doğru yola çıkıyor. Müşteri, sürücü çağrıyı kabul ettikten sonra seçimini değiştiremiyor.
Bazıları haklı olarak "Ya taksici bana gelirken yolu uzatırsa" diyor. Detayını bilmiyorum ama bu yeni uygulamada taksicinin mevcut en kısa yolu tercih etmesi zorunlu olmalı.
Aslında duraktan taksi çağırdığınızda da şoför taksi metreyi açıp geliyordu. Bu uygulama sokakta taksi arayanlar için bir yenilik.
Şehir merkezinde trafiğin yoğun olduğu saatlerde zaten taksi bulamıyorduk, şimdi "Taksimetre Aç-Gel" özelliğini kullanmadan daha zor taksi bulacağız!
Öte yandan taksiciler de "Trafik yoğunken 2-3 km uzaklıktaki çağrıya ulaşmak için zaten minimum beş TL yakıt harcıyorum. Yolcu kısa mesafeye giderse ben zarar ediyorum" diyor. Onlar da haklı.
Öte yandan "Kimse size bu uygulamayı zorla kullandırmıyor, istersen kullan" diyenler de olabilir. Evet, onlar da haklı ama asıl kazanan yine taksiciler olacak!
Gelen çağrılar arasında 'taksimetreyi aç gel'i tercih edecekler! İstanbul'daki asıl sorun taksi sayısının az olması! 'Taksimetreyi aç gel' uygulaması trafiğin yoğun olduğu saatlerde kısıtlı bütçesi olanların taksi bulmasını zorlaştırabilir!
***
HANGİ GÜLŞEN?
Soldaki fotoğraf Gülşen'in önceki gün katıldığı bir ödül töreninde çekildi. Sağdaki fotoğraf ise ünlü şarkıcının gündem olan 'Lolipop' klibinden!
Arada dağlar kadar makyaj, filtre ve photoshop farkı var!
Peki, hangisi gerçek Gülşen? Sosyal medyada Aysel Gürel'e benzetilen hali mi, yoksa klipteki hali mi?
Ya da kimin umurunda? Adı üstünde şov dünyası bu! Siz şovu, maskeli baloyu kabul ediyorsanız sorun yok!
***
ÖZBEKİSTAN'DAN BİLE GERİDEYİZ?
Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi'nin hazırladığı raporda, 2017-2022 arasında yurt dışında 25 ve üzerinde futbolcuyla temsil edilen ülkeler sıralandı. 81 farklı ülkeye bin 219 oyuncu gönderen Brezilya, futbolcu ihracatçısı ülkeler arasında zirvede yer aldı. 978 futbolcu ihraç eden Fransa ikinci, 815 lejyoner futbolcuya sahip olan Arjantin ise üçüncü oldu. Türkiye ise yurt dışına 25 futbolcu bile ihraç edemediği için listeye giremedi, iyi mi?
Türkiye, Özbekistan (25), Kongo, Burkina Faso (28), Honduras (33), Zimbabve (36), Jamaika (47), Fas (47), Gambiya (55), Panama (67) gibi ülkeleri yakalayamadı. Bu köşede defalarca yabancı transfer uygulamasının yanlış olduğunu yazdık. Yorumcular rekabetin artacağını, yıldız adaylarının daha çok yurt dışına açılacaklarını söylediler! Teoride haklılar ama pratikte yabancı hayranlığının, paragöz menajerlerin, transferlerden pay kopartan yöneticilerin devreye gireceğini hesaba katmadılar! Türk çocukları başta Afrikalılar olmak üzere yabancı futbolcular kadar forma şansı bulamadı! İlk 11'de dört yerli oyuncu oynatmak da yeterli değil! Bu sayı acilen en az beş-altı olmalı!
***
Altyazı
"Sevdiklerinizi incitmeyin. Çünkü onları bir gün, incitmek için bile bulamayabilirsiniz." (Up)