İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) ulaşım ücretlerine yüzde 40 zam kararı almasına İstanbullulardan da tepki gecikmedi. Özellikle zamdan etkilenen öğrenciler bakiye olmayan kartlarını metro duraklarında turnikeye okutarak zamları protesto etti.
Sosyal medyada "Her şeye zam var, yüzde 40 zam normal" gibi yorumlar yapanlar öğrencileri eleştirdi. "Gençler iktidarı da protesto etseydiniz", "Ekrem İmamoğlu'nu değil, gidin hükümeti eleştirin", "Gençler neye tepki vereceğini bilmiyor", "Öğrenci protestoları hükümete yarıyor" diye gençleri sosyal medyada linç edenler bile oldu.
Evet, benzine, elektriğe, gıdaya her şeye zam yapıldı ama İstanbul, İBB'ye büyük gelir kaynakları sunan dev bir metropol. Doğru yönetimle, kentten elde edilen gelir efektif kullanılsaydı ulaşım zamları bu kadar yüksek olmazdı. En azından öğrenciler zamdan bu kadar etkilenmezdi.
Örneğin Bursa'da belediyenin geliri İstanbul'a göre çok düşük. Ama Bursa'da tam bilet metro ücreti 5,25, öğrenci 2,25 TL. İstanbul'da ise tam bilet metro ücreti 7,67, öğrenci bileti ise 3,72 TL.
Türkiye'de büyükşehirler genelinde su tarifeleri incelendiğinde de en hesaplı tarife yine Bursa'da. Bunun gibi daha birçok örnek var.
Yani Bursa öğrenciyi hayat pahalılığına karşı ezdirmiyorsa, bunu İstanbul da yapabilirdi!
Protestolar yüzünden İmamoğlu'na zarar veriyorsunuz diye öğrencilere yüklenenlere de şunu hatırlatmak isterim; öğrenciler toplumdaki en bilinçli kitle. Kimi nasıl protesto edeceklerini biliyorlar. İmamoğlu'na oy verip onun yanlış politikalarını da eleştirecek kadar da dürüstler.
Öğrenciler için zammı kimin yaptığı önemli değildir. Öğrenci önce harçlığına bakar, günü nasıl tamamlayacağının hesabını yapar!
Ayrıca İmamoğlu yerel seçimlerde 'Öğrenciye ulaşım ücretsiz olacak' vaadinde bulunmuştu. Hem bu vaadi gerçekleştirmedi hem de zam üstüne zam yaptı!
***
HUKUK MEDENİYETİN SİGORTASIDIR
Diyarbakır'da 12 yaşındaki kız çocuğunun fotoğrafını çektiği iddiasıyla bir grup tarafından dakikalarca dövülüp ardından bıçaklanarak öldürülen Ergün Arslan'ın masum olduğu ortaya çıktı.
Fotoğrafı çeken başka bir şahısmış.
Sosyal medyada Arslan'ın öldürülmesine "İyi olmuş" diye yorumlar yapılmıştı. Hâlbuki Arslan, kızlara laf atanlara tepki göstermiş.
Arslan suçsuzdu, kızları korumaya çalışıyordu ama sapık diye iftira atıldı, hunharca dövülerek öldürüldü.
İşte linç böylesine tehlikeli bir tepki kültürü!
Beğenilmeyen, eleştirilen adalet sistemi böyle linçler olmasın diye var. Bazen avukatlar "Suçluları nasıl savunuyorsunuz?" diye sosyal medyada linç ediliyorlar. Suçu ispatlanana kadar herkes masumdur!
Hukuk sistemi herkes adil yargılansın diye var.
Evet, bazen hatalı kararlar alınıyor ama adalet çoğu zaman yerini buluyor. Ama sosyal medyada ve medyada genelde hatalı kararlar öne çıkarılıyor. Sonra da toplumun hukuk sistemine olan güveni sarsılıyor.
En tehlikelisi de sosyal medya mahkemeleri. Sosyal medyada birçok insan suçsuz yere linç ediliyor ve kötülük yapanın yanına kar kalıyor!
Hukuk sistemi medeniyetin sigortasıdır. Hukuk ve adil yargılama olmazsa kaos çıkar, uygarlık yok olur.
Aksaklıklar, hatalar olsa da hukuk sistemini korumak, daha iyiye gitmesi için destek olmak her bireyin faydasınadır!
***
EHLİYET SINAVINDA NEDEN KOPYA ÇEKİLİR?
Denizli'de arkadaşlarıyla kopya düzeneği kurup sınava giren şahıslar, gözetmenler tarafından fark edildi.
Kopya çektiği belirlenen dört şüphelinin üzerinden altı adet kulaklık, altı GPS cihazı, iki cep telefonu ve sim kartlar çıktı.
Kopya çekmek için bu kadar uğraşacaklarına ders çalışsalar sınavı geçerlerdi diyebilirsiniz. Sorun da burada başlıyor, ehliyet sınavından sürekli geçemeyenlerin temel sorunu sınavda okuduklarını anlamamaları! Yani bu şahıslar kopya ile geçebiliyor! Sonra da trafik kurallarına uymadan hem kendilerinin hem de başkalarının hayatını tehlikeye atıyorlar.
Bu dört şahsın daha önceden aynı suçtan suç kaydı bulunuyormuş. Demek ki, sürekli aynı suçu işleyenlere daha ağır cezalar verilmeli.
Bir de tespit edilemeyen kopya vakaları var. Yollarda güvende değiliz!
***
KLİMALI DÜNYA KUPASI!
2022 Dünya Kupası, tarihinde ilk kez kasım ayında oynanacak. Bunun nedeni Katar'daki aşırı sıcak hava!
Katarlılar işi şansa bırakmadı, stadyumlara dev klimalar yerleştirdi.
Dışarıda hava sıcaklığı ne olursa olsun sahada 26 derece gibi optimum hava sıcaklığı korunacak.
Açık havada klima çalıştırmanın elektrik masrafı da düşünüldü. Stadyumun çevrelerine ve park yerlerine yerleştirilen güneş panelleri enerji ihtiyacına destek sunacak.
Stadyumların çatıları ise ısıtmak ve soğutmak için gerekli enerjiyi minimuma indirecek şekilde geri çekilebilir tasarıma sahip.
Dünya Kupası, Katar'ın turizm gelirini artıracak ve tanıtıma büyük faydası olacak ama organizasyonu düzenlemek için harcanan 200 milyar doların ne kadarı geri döner belli değil!
Dünya Kupası'ndan sonra teknoloji harikası stadyumlar ne olacak? Katar Ligi'nde 12 takım var ve ligin değeri sadece 161.5 milyon Euro!
Para çok olunca, sorun da olmuyor.
***
HABERDEKİ HATAYI BULUN
'Arka Sokaklar' dizisiyle yıldızı parlayan oyuncu Yüsra Geyik, bir AVM'de dolaşırken bebek arabasıyla görüntülendi. Geyik'in bebek arabasında köpeğini gezdirdiğini görenler buna şaşırdı."
Haber hatalı. Geyik köpeğini bebek arabasında değil köpek pusetinde gezdiriyor. Bu pusetlerin fiyatı 3 bin lira civarında.
Sosyal medyada "Bebek arabasında köpek mi gezdirilir?", "Bu ne şımarıklık!" diye yorumlar yapıldı. Köpeğin sahibi Geyik istediğini yapar. İsterse köpeği için limuzin kiralar.
Geyik'in köpeğinin sağlık sorunu var mı bilmiyorum ama normalde sağlıklı köpekler pusette gezdirilmez.