■ "Sığır yetiştiriciliği yapan işletme başına 2,5 ton, manda yetiştiriciliği yapanlara ise 1,5 ton yem dağıtacağız." (Tarih: 14.02.2022)
■ "Yağlık ayçiçeği üretimi için çiftçilerimize tohum desteği veriyoruz." (Tarih: 08.02.2022)
Bu açıklamaları kim yapmış olabilir?
A) Tarım ve Orman Bakanı B) Tarım Kredi Kooperatifleri Müdürü C) Cumhurbaşkanı D) Hiçbiri
Doğru yanıt (D) hiçbiri!
Bu yardımları yapan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu.
İstanbulluların vergileri, ulaşımdan elde edilen gelirlerle vs. yapılıyor bu yardımlar.
Tamam, yardım etmek güzel ama sığır yetiştiricisine yem, çiftçiye tohum dağıtmak belediyenin görevi mi?
Belediyelerin görevi, il ya da ilçelerde halka yerel yönetim hizmetleri sunmaktır. İmamoğlu'nun görevi kar yağınca yolları açık tutmaktır. Delik deşik olmuş kaldırımları, sokakları düzeltmektir. Daha çok park, sosyal tesis kurmaktır. Toplu taşımaya yatırım yapmaktır.
Çiftçiyi, besiciyi desteklemek devletin görevidir. Devlet zaten tohumda sürekli hibe desteği veriyor. Ama olsun İmamoğlu, yağ krizinde tohum bağışı şovu yapacak!
İmamoğlu seçildiği günden beri Cumhurbaşkanı olmanın hayalini kuruyor ve hep bu yönde 'PR' yapıyor. Resmen sosyal medya belediyeciliği yapıyor!
Amacı, vizyonu hep gündemde kalmak! Örneğin "Ukrayna ve Rusya arasındaki barışçıl bir diyalog için hazırız" gibi gereksiz açıklamalar yapıp, rol çalmaya çalışıyor.
Belediyelerde yolsuzluk olmasa, kazanılan gelir yine belediye sınırları içinde harcansa, ne altyapı, ne de toplu ulaşım sorunu kalır.
Dünyada birçok ülkede her ilçede belediyeler yüzme havuzları, konser salonları, sosyal aktivite alanları, büyük otoparklar vs. yaparlar. İnsanların hayatını kolaylaştırmak için çalışırlar.
Bizde insanlar otopark olmadığı için, park yeri yüzünden birbirini öldürüyor! Çünkü belediyeler dört-beş katlı otopark yapmayacak kadar beceriksizler. Ama İSPARK her sokağı parseller, vatandaşın evinin önünde saati 12,5 liradan haraç toplar!
Bizde belediyecilik imar rantı yaratmak, işgaliye parası toplamak, seçim zamanı kaldırımları değiştirmek, yandaşı olduğu sanatçıya konser verdirmek, sonra da şehrin her yerine "Çalışıyoruz, hizmet ediyoruz" diye afişler asmaktır.
İstanbul neden koca bir köy? İnsanlar neden ömrünü trafikte tüketiyor, kar yağınca evine gidemiyor?
İmamoğlu tohum, yem dağıtıp Cumhurbaşkanı olacak diye mi?
***
YAĞ YOK AMA OBEZİTEDE BİRİNCİYİZ!
Pandemi dönemiyle birlikte Türkiye'de obezite görülme oranı kadınlarda yüzde 40, erkeklerde yüzde 25 sınırına yaklaştı.
Sanki kıtlık varmış gibi marketlerden 5-10 teneke yağ alındığı şu günlerde TBMM Obezite ile Mücadele Yöntemleri Komisyonu'nun raporuna göre Türkiye obezitede Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sırada yer aldı, iyi mi?
Pandemide her yer kapalı olduğu için can sıkıntısından alışveriş yapılıyordu, sonra bu bağımlılığa dönüştü. Market zincirleri tarihlerinde görmedikleri kadar kâr elde ettiler. Baktılar zam yaptıkça halk daha çok alıyor. Doları, enflasyonu bahane edip zam üstüne zam yaptılar!
Bu sefer de halk zamlardan zarar etmemek için bireysel stokçuluğa başladı. Geliri düşük olanlar fazla ürün almakta sonuna kadar haklılar. Ama gereksiz yere stok yapanların sayısı da fazla! Durumu iyi olan kiminle konuşsam "Eve yağ, un, şeker, çay depoladım" diyor! "Yahu dünya yıkılsa sen aç kalmazsın" diyorum. "Olsun ya biterse" diyor!
Elbette zamlarda enflasyon, enerji krizi ve üretimdeki düşüş ana nedenler. Ama bunun bir de psikolojik, sosyolojik tarafı var. Ekonomi arz-talep dengesi üzerinden yürür. Talep çoksa, zam da çok olur!
İnsanlar ihtiyacından fazla aldıkça, marketler daha çok zam yapıyor.
***
TARANTİNO, İYİ PARTİ'YE ÜYE OLUR!
Meral Akşener, Kadınlar Günü'nde "Kadınların ayağının altını öpün kereste adamlar..." dedi.
Şair burada 'kereste adamlar' derken kimlere gönderme yapıyor? Belli değil. Akşener sanki hayali biriyle kavga ediyordu ve genel bir ifade kullandı.
Evet, 'öküz', 'kereste', 'kadın katili' erkekler var, onlar aramızda! Ancak kadın haklarını savunmak için erkeklere hakaret etmek çirkin bir üslup!
Bu konuşmaya kadınlar da tepki gösterdi. Sosyal medyada "Erkek kimliğini aşağılayan bir kadın dayanışmasını reddediyorum" gibi yorumlar yapıldı.
Akşener'in önerisini sadece ayak fetişistleri beğendi. "Ben zaten her gün kadınınım ayağını öpüyorum" diyenler oldu. Ayak fetişisti ünlü yönetmen Quentin Tarantino, Akşener'i duysa hemen İyi Parti'ye üye olur.
Kısacası Akşener gereksiz, ayrıştırıcı bir açıklama yaptı. Zaten siyasetçilerimiz her 8 Mart'ta zorlama konuşmalar yapıyorlar! Vekilleri de erkeklerden seçiyorlar.
Meclis'in yüzde 82'sini erkekler oluşturuyor. Akşener kadınların ayaklarını öpün diye esip gürlüyor ama İyi Parti, üç vekille en az kadın vekile sahip parti.
***
KÖPEKLERİ BEKÇİLER TOPLASIN
Isparta'da üniversite öğrencisi Rabia Kallı, sokak köpeğinden kaçarken otomobilin çarpması sonucu ağır yaralandı, yoğun bakımda!
Köpekten kaçarken yola çıkıp kamyonun altında kalan 9 yaşındaki Mahra'nın bacağı kesildi. Babası "Beyin ölümü gerçekleşebilir" diyor.
Köpek saldırısından kaçarken kamyonun altında kalıp, oto yolda köpeği ezmeyeyim diye aracın kontrolünü kaybedip ölenler de oldu. 6 yaşındaki Ruken'i 20 köpek canlı canlı yedi!
Sanki gelişmekte olan bir ülkede değil de Afrika'nın vahşi savanlarında yaşıyoruz! Her an bir köpek sürüsü ya da pitbull saldırabilir!
Köpekler içgüdüleriyle hareket eder. Aç kalırsa sahibini bile yer. Tehdit olarak görürse saldırır ve kamyonun altına düşmene neden olur!
Köpeklerin sokaklarda aç sefil yaşamasına göz yummak hayvan sevgisi değildir. Köpeklere de yazık. Hükümet hem hayvan haklarını koruyan hem de pitbullar, başıboş dolaşan köpekler insan hayatını tehlikeye sokmasın diye yasalar çıkardı.
Yasa var ama uygulayan yok!
Pratik çözümler üretebiliriz. Bekçilere ihtiyaç yoktu aslında. Köpekleri toplama görevi bekçilere verilse, belediyeler yeni, modern barınaklar kursalar çocuklarımız ölmez!
Çözüm basit ama yapan yok!
***
Altyazı
"Gerçek bir özgürlüğün neye benzeyeceğini hiç düşündün mü? Başkalarının yargılarından ve kendininkilerden kurtulmak." (Apocalypse Now)
