Bir yıl ABD'de yaşayan Pelin Batu, oğlu Rafael ile Nişantaşı'nda görüntülendi. Batu Türkiye'ye dönmekten dolayı çok mutluğu olduğunu anlatırken ABD'nin sağlık sistemini eleştirdi:
"Eşim (Macit Bitargil) doktor olduğu için ABD'ye gitmiştik.
1 sene araştırma görevlisi olarak görev yaptı. Bu süreci uzatabilirdik ama pandemide yalnız olmak çok zor geldi bize. ABD'de çok sıcak insanlar da var ama ister istemez bireysel olmak durumundalar.
Amerika'da 'Paranız yoksa ölün' gibi bir durum var. Sağlık sistemi en çok eleştirilen şey. Bunlar paraya endeksli olunca, statü önemli olunca çok itici oluyor. Paran olduğu kadar yaşıyorsun orada."
Böylece Pelin Batu da ABD'de büyük bir aydınlanma yaşayan ünlüler kervanına katılmış oldu. Kimler yok ki o kervanda!
■ Ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil: "Amerika dahil bizdeki sağlık hizmeti hiçbir yerde yok. Benim bu hastalığım var ya, klasik hastalığım, Amerika'da atak geldi. Hemen acile gittik. Aa bekletiyorlar bizi acilde. Bir saat geçti, iki saat geçti. Onlar beni içeri alana kadar benim atak geçti" demişti.
DOLGU 10 BİN DOLAR
■ Bir dönem ABD'de yaşayan ünlü haberci Cüneyt Özdemir: "ABD'de doktora gideyim dedim. Dört ay sonraya randevu verdiler ki baya sağlık sigortamız var, ona rağmen. Dişine bir şey olur; 3 bin dolar, 4 bin dolar, 10 bin dolar, dolguya para alıyorlar. Vallahi şaka değil; 60-70 bin liraya.
İnanın pek çok insan dişini yaptırmaktan, sağlık sektöründeki herhangi bir şeye kadar Türkiye'ye gitmeyi tercih ediyorlar. Daha kolay daha basit" demişti.
■ Aralık 2020'de ABD'ye giden Sermiyan Midyat paylaştığı videoda şöyle konuşmuştu:
"Amerika'nın salgın karşısındaki tutumuna inanılmaz şaşırdım. Bakın herkes sokaklarda, herkes dip dibe. Havalimanında ateş bile ölçülmedi. Bizde AVM'lerde, herhangi bir kafede bile ölçülüyor. Hakikaten insan içindeyken fark etmiyor. ABD'de gördüklerimden sonra memleketimin kıymetini çok daha fazla anladım..."
■ 2020 yılında ünlü manken Didem Uzel Sarı, koronavirüs salgınında 8 yıldır yaşadığı Miami'yi terk etti. Türkiye'ye gelince de şu açıklamayı yaptı:
"Allah kimseyi Amerika'da acile düşürmesin. Ufacık bir şey için saatlerce bekliyorsunuz. Soğuk aldınız ve hastasınız doktor size randevuyu 1 ay sonra veriyor.
Apandisit ameliyatına girmek için 12 saat acilde acılar içerisinde bekledim. Sedye ile tuvalet kapısında yatırdılar. Sabah ameliyathaneye alınacakken tuvalet kapısı önünde ameliyat kıyafeti verip giyin gelin dediler. Bu bahsettiğim çok iyi bir hastanede ve üç sene önce pandemi yokken tecrübe ettiğimiz bir durum. Sağlık problemleri yaşadığımızda ABD'de kendimizi güvende hissedemedik. O yüzden Türkiye'ye döndük."
■ ABD'de yaşayan Tolga Karel, Nisan 2020'de hastanelerin pahalılığından şöyle bahsetti: "Böbreklerimi üşüttüm. Hastaneye gittim, röntgen çeksinler diye... Benden 3 bin 500 dolar istediler. Yani 25 bin TL. Ben de dedim ki "Röntgen çekin, böbreğim de sizde kalsın, ödeşelim. Ölürüm de ben size bu parayı vermem."
■ Cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Selma Türkeş iki yıl önce oğlu Destan Bezmen, Londra'da koranavirüse yakalanınca yaşadıklarını şöyle anlattı: "Oğlum Londra'da hastaneye bile kabul edilmedi. Düşünebiliyor musunuz parasıyla bile kabul etmediler hastaneye... Büyükelçimiz arayıp ilgilendi, devletim bana oradan da yetişiyor..."
Daha birçok ünlü var ABD ve Avrupa'daki sağlık sistemine isyan eden. Kovid- 19 salgınının yoğun yaşandığı dönemde sadece ünlüler değil, birçok insan yaşadıkları ülkelerdeki sağlık sistemine güvenmedikleri için Türkiye'ye dönmüştü.
Devletimiz durumu kritik olan birçok Kovid-19'lu hastayı Türkiye'ye özel uçakla getirip tedavilerini karşılamıştı.
Sadece pandemi dönemine özgü bir durum değil bu. Gurbetçiler yurt dışında tedavisi pahalı olan sağlık sorunlarına tatilde Türkiye'deki hastanelerde çare ararlar.
ABD'ye giden herkesten aynı eleştirileri duyuyoruz. En son Pelin Batu'nun da dediği gibi "Paran yoksa sağlık hizmeti de yok! Eski ABD Başkanı Barack Obama, sağlık sistemini değiştirmek için çok uğraştı ama hedeflerine ulaşamadı. 'Bizim vergilerimizle bedava sağlık hizmeti mi vereceksin' diye komünist ilan edilmişti!
Gelişmiş sağlık sistemimizle ne kadar övünsek az. O yüzden doktorlarımızın yurt dışına göçünü mutlaka önlemeliyiz. Onların yaşam standartlarını yükseltmeliyiz.
Bir de eleştirim olacak: Eskiden birkaç güne randevu aldığımız Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nde (MHRS) son dönemde bazen iki hafta sonrasına bile randevu alınamıyor.
Randevu alıp gitmeyenlere, sürekli gereksiz yere randevu alanlara bir çözüm bulunmalı!
Sağlık sistemimiz hükümetin en başarılı olduğu alanlardan biri. Böyle başarılı bir sistem zarar görmemeli!
YEMEKHANE PROTESTOSU
ODTÜ'lü bir grup öğrenci üniversite yemekhanesinde tabldot fiyatlarına yüzde 44 oranında yapılan zammı protesto ettiler.
Yemek fiyatı 2.95 TL'den 4.25 TL'ye çıkmış. Derdim eleştirmek değil. Elbette öğrencilerimiz en iyi yemeği, en ucuza yiyecek. Onlar bizim geleceğimiz.
Biz de bu sıralardan geçtik. Yemekhane protestoları genelde öğrencilerde eylem alışkanlığı ve protesto bilincinin geliştirilmesi için yapılırdı. Yemekhane protestosu yapılırken herkes fiyatların dışarıya göre çok çok ucuz olduğunu bilirdi.
ODTÜ'nün yemekhanesinin menüsüne baktım. Önceki gün öğlen yemeğinde, mantar çorbası, bulgur pilavı, piliç fırın baget ve ayran çıkmış. Normalde dışarıda 4.25 TL'ye ayran bile alamazsınız.
Yani değişen bir şey yok. Öğrenci her zaman en ucuz fiyattan yemeğini yer. Ve bu onların en doğal hakları.
TUTMAZ DEDİLER, TUTTU!
'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat' sistemi başlatıldığında, bazıları "Bu sistem tutmaz", "Kimse dövizini bozmaz" diyordu. Ama 'Kur Korumalı TL Mevduat' hesaplarında 349 milyar liralık bir bakiye oluştuğu açıklandı.
Tabii 349 milyar liranın ne kadarının döviz birikimlerinden geldiği de önemli.
Ne olursa olsun iki ayda gelinen nokta umut verici. Türk ekonomisi güven tazeledi.
UBER'E ALTERNATİF
Brezilya'da Uber, ülkedeki yüksek işsizlik oranlarından yararlanarak şoförlerden daha çok para kesince şoförler isyan etti ve kendi uygulamalarını geliştirdi.
Me Busca (Beni Al) adlı uygulamanın martta yayımlanması planlanıyor.
Bizim şoförler de ülkemizde Uber'in çalışma izni olduğu dönemde birleşip böyle bir uygulamayı hayata geçirselerdi hem daha çok kazanırlardı hem de taksi plaka sahiplerinin tekeli kırılırdı!
Ama o tren kaçtı!