Yılın arabesk fantezi sanatçısı seçilen Berdan Mardini'nin ismini Google'a yazmaya başlayınca, arama motoru ilk "Berdan Mardini, Özcan Deniz akraba mı?" seçeneğine yönlendiriyor sizi! Yani o kadar çok insan bu sorunun yanıtını merak etmiş ki Google'ın algoritması bu soruya yöneltiyor.
Akraba değiller ama Berdan Mardini'nin, Instagram'da paylaştığı son fotoğrafları, insanlar Özcan Deniz'in balmumu heykeli sandı.
'SIRRIM SAÇLARIM'
Bu müthiş doğa olayı nasıl gerçekleşti peki? Her şey Berdan Mardini'nin saunadan çıkmasıyla başladı. Dilerseniz olayın devamını Mardini'den dinleyelim: "Saçımı boyuyordum, şimdi boyamadım. Saçıma aklar düştü. 43 yaşına geldim, bu saçımın güzel duracağını düşündüm. Saunadan çıkıp, üzerime ceket giydim ve hoşuma gittiği için paylaştım. O en doğal halimdi. İnsanlar birbirine benzeyebilir. Bu kadar olay olacağını bilmiyordum."
Yani bu mucize saçlarını boyatmayınca mı ortaya çıktı? Hayır! Olayı sizin için araştırdım. Arabesk fantezi tarzında şarkı söyleyen bazı değerli sanatçılarımızda son dönemde metroseksüel olma akımı var. Bu sanatçılar eski maço ifadelerinden kurtulmak için yüz ve vücut bakımlarına önem gösterdikçe, saçlarını boyamaktan vazgeçtikçe, başta botoks olmak üzere estetik operasyonlar yaptıkça birbirlerine benzemeye başladılar.
Alişan, Mahsun Kırmızıgül, İzzet Yıldızhan ve Özcan Deniz vs. giyim tarzları da aynı zaten.
Hatırlayın bir ara İzzet Yıldızhan da Özcan Deniz olma yolunda ilerliyordu ama genetik özellikleri bu evrimi bir yere kadar sürdürmesine izin verdi. Mardini'nin farkı ise geçirdiği estetik operasyonlarla yüz yapısının iyice Özcan Deniz'i andırması.
Arabesk-fantezi şarkıcılar arasındaki metroseksüel akımı yıllar önce Deniz, Gala Dergisi'ne verdiği marjinal pozlarla başlatmıştı. Bu akım Berdan Mardini'nin, Özcan Deniz'in aynısı olmasıyla bence zirveye ulaştı. Çıkan sonuca 'Berdan Martinelli' mi yoksa 'Özcan Mardini' mi desek karar veremedim.
***
YILIN EN KALİTELİ TÖRENİ
Yılın son ödül töreni GQ Türkiye 2021 'Men of The Year' önceki akşam Galataport'ta görkemli bir törenle gerçekleşti. Ödül törenlerine hırka, kot pantolon vs. giyinip özensiz bir şekilde çıkan ünlülere çok kızan Hıncal Abi'nin (Uluç) tam istediği gibi bir tören oldu.
Sadece ödül alanlar değil, davetliler de çok özenli, geceye uygun kıyafetlerle törene katıldılar. GQ erkek modasına ve yaşam tarzına yön veren, trendleri belirleyen bir dergi olduğu için davetlileri de özenli giyinir işte. Aslında bu bile bir dergi için başarı öyküsüdür.
Fadik Sevin Atasoy'un sunduğu tören çok iyi organize edilmişti. 'Yılın Kadını' ödülünü kazanan Öykü Karayel'in duygusal konuşması başta eşi olmak üzere herkesi etkiledi. Özellikle 'Kulüp' dizisindeki etkileyici performansıyla beğeni toplayan Salih Bademci 'Yılın Oyuncusu' ödülünü kazanmayı sonuna kadar hak etti.
Her dönem farklı proje ve rollerle zamanın ruhuna ayak uyduran ender sanatçılardan biri olan Erdal Beşikçioğlu'na da 'Zamansızlık' ödülü yakıştı doğrusu.
'Yılın Sporcusu' ödülünün sahibi de elbette okçu bir millete ilk kez olimpiyatlarda altın madalya kazandıran Mete Gazoz'dan başkası olamazdı.
Yıkılan AKM'nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu, yeni AKM'yi tasarlayan ve bu projeyi "Benim için bu bir aile hikayesi" diye özetleyen Murat Tabanlıoğlu'nun öyküsü de 'Yılın İlhamı' ödülü için doğru tercihti.
Verilen ödüllere tek itirazım 'Yılın Girişimcisi' ödülünün Oğuz Alper Öktem'e verilmesi. Evet, elektrikli scooter Martı, büyük bir mikro mobilite girişimi ama kaldırımlarda yürüyecek yer bırakmaması, kazalara neden olması, şehirde kargaşa yaratması gibi birçok sorunu hayatımıza soktu.
Stand-up'ın yeni yükselen yıldızı Doğu Demirkol'un da 'Yılın Komedyeni' ödülü alması doğru karardı. Dilan Gerede Erkaya da tıpkı annesi gibi tarz, iyi giyinen bir genç ve 'Yılın Stil Sahibi Erkeği' ödülünü fazlasıyla hak etti.
Özetle GQ ekibi bence yılın en etkileyici, başarılı törenine imza attı diyebiliriz.
***
O DA TÜRK LİRASINA GEÇTİ!
Cem Yılmaz, 9 yaşındaki oğlu Kemal için ödediği nafakayı azaltmak için dava açmıştı ama son duruşmada da karar çıkmadı.
Ünlü komedyen eski eşi Ahu Yağtu'ya 500 bin dolar tazminat ödemişti. Oğlu için de sekiz yıl boyunca aylık 10 bin dolar nafaka ödüyordu. Şimdi ise Yılmaz, nafakayı dolar bazında değil Türk Lirası olarak ödemek istiyor. 10 bin dolar yerine 40 bin lira ödeme talebinde bulundu.
Dolardaki artış Cem Yılmaz'ı da mı etkiledi yani? Türkiye'nin en çok kazanan komedyeni için 10 bin doların lafı mı olur dediğinizi duyar gibiyim. Elbette Cem Yılmaz, canı, biricik oğlu için her türlü destekte bulunuyordur. Her şeyin pahalandığı bir dönemde nafaka azaltmayı talep etmek, pintilik yapmak, cömertliğiyle bilinen Cem Yılmaz'a yakışmadı doğrusu!
Cem'e yakınlarından "Yahu her şeyden tasarruf et, bilet fiyatlarına zam yap ama oğlunun nafakasında indirim talep ederek haber yapma kendini!" diyen hiç olmadı mı?
***
PİTBULL'LAR İÇİN SON TARİH 14 OCAK!
Tehlike arz eden köpek ırkları olarak bilinen; Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve Amerikan Bully cinslerine 14 Ocak 2022'ye kadar mikroçip takılması mecburi olacak.
Bu köpek ırklarına sahip olanlar, köpeklerinin kısırlaştırma işlemini tamamladıktan sonra mikroçipleri taktırabilecek. Belirtilen tarihe kadar mikroçipi taktırmayan hayvan sahiplerine, 11 bin TL idari para cezası uygulanacak. Ayrıca mikroçipe sahip olmayan köpeklere el konulacak.
Yerinde ve doğru bir karar. Madem tehlikeli köpek besliyorsun, sorumluluklarını da almalısın! Ülkemizde Pitbull cinsi tehlikeli köpek saldırılarında büyük artış var. Bu köpeklere sahip olanların sorumluluk bilinci gelişmeli. Eğer Bakanlık, emniyet güçleri ve zabıtalar, çip kontrolünü sıkı bir şekilde yaparlarsa sorunlar azalır.
Ne olacağını da söyleyeyim; Pitbull cinsi köpekleri genelde serseri takımı besliyor. Onların bu yasadan haberleri bile olmayacak. Öğrendiklerinde de ceza yememek için köpekleri serbest bırakacaklar. Asıl tehlike de o zaman başlayacak! Tarım ve Orman Bakanlığı'nın aldığı bu olumlu kararın uygulanması çok önemli.
***
Altyazı
"Sonra anlıyorsun inandığın her şeyin yalan olduğunu. O zaman fark ediyorsun, aslında güveneceğin hiçbir şey yokmuş. Boş yere inanmışsın işte..." (Şahsiyet)