Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), uzay istasyonuna ve gelecekteki Ay görevlerine katılabilecek yeni astronot adaylarını açıkladı.
Çok zorlu bir elemenin ardından 12 bin aday arasından 10 kişi seçildi. Seçilenler arasında savaş ve test pilotlarının yanı sıra medikal fizikçi, deniz robotisti, SpaceX'ten uçuş cerrahı gibi farklı alanlarda üstün yetenekler bulunuyor. Bu 10 kişi arasında Adana doğumlu Deniz Burnham'ın da yer alması bizim için güzel bir sürpriz oldu.
ABD'nin Adana'da bulunan İncirlik Hava Üssü'nde doğan Deniz, ABD'li asker bir ailenin çocuğu. 2007'de San Diego Üniversitesi'nde kimya mühendisliğini bitiren Deniz, 2017 yılında Güney Kalifornia Üniversitesi'nde makine mühendisliği yüksek lisansı yaptı. NASA Ames Araştırma Merkezi'nde stajyer olarak görev yapan Deniz, helikopter ve sabit kanatlı hava araçlarını uçurabiliyor. Muhteşem bir öz geçmiş değil mi?
FEZA ADANALI GÖRSÜN
Deniz hakkında henüz medyaya fazla bilgi düşmedi. Adana'da doğduğu ve Türk ismine sahip olduğu için Deniz'e ilk Türk astronot diyebilir miyiz?
Bir gün ay yüzeyinde yürümesi muhtemel 10 astronot adayı arasına giren, belki de insanoğlunun uzay macerasında daha önemli görevler alacak olan Deniz, Adanalılar için büyük gurur kaynağı olsa gerek.
Gelecekte atılacak gazete başlıklarını şimdiden görür gibiyim: "Adanalı astronot aya gidiyor", "Adanalı Deniz, uzay istasyonunda en çok süre geçiren kadın oldu" vs. Deniz Burnham'ın Adanalı çıkması sosyal medyada da gündem oldu. 'Astronot Adanalı' esprileri yapılmaya başlandı.
2015 yılında Adana'da aşırı sıcaktan bunalıma giren iki kişi, "Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Isını azalt. Yeter la yeter. Yaktın kuruttun bizi" diyerek güneşe ateş açmış ve gözaltına alınmıştı. Bu olayı hatırlayan bazı Adanalılar, Deniz Burnham'a "Artık güneşe daha yakından ateş edebilecek", "Gitmişken iki de kurşun sık uzay boşluğuna bacım... Feza Adanalı görsün" esprileri yaptılar.
Umarım Deniz'in yolu bir gün yine Adana'ya düşer, Şırdan, Adana kebap yedikten sonra aya çıkar.
***
7-0 YENMEK SAYGISIZLIK MI?
Galatasaray ve Fenerbahçe kadın futbol takımları ilk kez karşı karşıya geldi. Kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmak için Nef Stadı'nda oynanan özel maçta sarı lacivertliler, Daniels'ın 4. dakikada kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan rakibini 7-0 mağlup etti.
Galatasaray Teknik Direktörü Nurcan Çelik "Rakibimizin 5. dakikada kırmızı kartla oyuncusu atılsaydı biz bu şekilde davranmazdık. Galatasaray camiası bunu yapmazdı. Günün anlam ve önemine yakışır bir skor olmadı" dedi.
Fenerbahçe yöneticisi Erol Bilecik ise "Acımasız davrandık, müthiş bir oyun oldu... İşin güzel tarafı biz Galatasaray'a, Cincon'a 6 Kasım'da 6 tane atmıştık, 7 Aralık'ta 7 tane attık" diye bir açıklama yaptı. Ve bu sözler Galatarasaylıları öfkelendirdi.
Evet, 'Cincon' ifadesi aşağılayıcı bir tabir olmuş ama bazı Galatarasaylıların gösterdikleri "Böyle dostluk maçı olmaz" tarzı tepkiye anlam veremedim.
Maçı Galatasaray 7-0 kazansaydı ne denecekti?
Fenerbahçe kale önüne gelip topu dışarı atsa veya fark atmamak için sürekli top çevirse asıl o zaman rakibini aşağılamış olmaz mıydı? Almanya Dünya Kupası'nda Brezilya'ya evinde 7-1 yenerken bile rakibine acımamıştı! Sporda asıl saygı rakibini ciddiye almaktır.
7-0'lık skorla şimdi ezeli rekabete kadın takımları da katılmış oldu.
Bence Galatarasay yönetimi önce teknik direktörü değiştirerek işe başlamalı.
***
QR KOD İLE ÖDEME YAPMAK GÜVENLİ Mİ?
Prof. Dr. Kemal Bıçakcı, "Karekod (QR kod) okutulurken dikkat edilmeli. Normal karekodun üzerine sahte karekod yapıştırabilirler. Karekod aracılığıyla mobil cihazınıza virüs indirebilirsiniz. Karekod okuttuktan sonra bir yazılım indirilmesi söz konusu olursa bu yazılımı indirmemenizi bilhassa öneririm" diyor.
İban numarası da QR kod haline getirilebiliyor!
Reklam panolarında, broşürlerde, menülerde vs. QR kodu çok sık kullanılıyor. Eğer dolandırıcılar sahte QR kod kullanırsa bunun anlaşılması zor olur!
Ayrıca Bir QR kodunun sahte olduğunu nasıl anlayacağız? Özellikle bankalar karekod uygulamaları için önlem almalı.
***
TURİSTE YEMEK PAHALI MI OLMALI?
SABAH'tan Metin Can'ın haberine göre döviz kurlarındaki artış nedeniyle bazı restoranlar da yabancılara farklı bir tarife uygulamaya başlamış. Bu duruma yabancı turistler itiraz ederken, yerli vatandaşlar ise olumlu olarak değerlendiriyormuş.
Son dönemde gurbetçiler ve turistler 5-10 Euro'ya yedikleri yemeği dalga geçer gibi sosyal medyada paylaşınca olacağı buydu!
Elbette yerli müşteri bunu olumlu karşılar.
Meseleye işletmeci açısından bakarsak restoran sahibi sattığı ürünün ham maddesini daha sonra, daha yüksek fiyattan alacağının hesabını yaparak bari parası değerli olan turistten daha çok kar edeyim diye düşüyor olabilir. Peki, bizden yabancı bir ülkede normalden daha fazla para istenseydi ne olurdu?
Bence herkesin haklı olduğu bir tartışma bu.
***
SIFIR ARAÇ ALAN BİR YIL SATAMASIN!
Bazı fırsatçılar sürekli al-sat yaparak araç fiyatlarını artırıyor. Sıfır araç satan bayiler de artık müşterilere aldıkları sıfır aracı 6 ay boyunca bir başkasına satmamayı taahhüt eden sözleşme imzalatmaya başladı.
Böylece sıfır araç piyasasındaki suni artışın sebebi olan 'al-satçı'ların da önüne geçilmesi hedefleniyor.
Geç alınmış doğru bir karar. Aslında altı ay kısa. Daha uzun süre bekleyenler var. Bence en az bir yıl aracı başkasına satmama taahhüdü alınmalı.
***
Altyazı
"Hayatın boyunca beş para etmez pek çok insanla karşılaşacaksın. Seni üzerlerse bil ki aptal oldukları için öyle davranıyorlardır. Onların davranışlarına onlar gibi karşılık verme. Dünyada intikam ve garez hissinden daha kötü bir şey yoktur." (Persepolis)