Hürriyet'in okur temsilcisi Faruk Bildirici; son yazısında üç Hürriyet yazarının yurtdışı gezilerinden sonra yazdıkları yazıları eleştirmiş. Bu basın gezilerinden birine ben de katıldım.
Kelebek'ten Gökhan Kimsesizcan'la birlikte Türk Telekom'un davetlisi olarak Madrid'e gidip Cristiano Ronaldo ile söyleşi yaptık.
Bildirici, söyleşinin GÜNAYDIN ve Kelebek'te kelimesi kelimesine aynı çıktığını, dolayısıyla Ronaldo söyleşisinin bir grup gazeteciyle birlikte yapıldığı bilgisinin verilmesi, ayrıca bu söyleşiye Türk Telekom'un davetlisi olarak katıldığımızın belirtilmesi gerektiğini yazmış. Bildirici eleştirilerinde hem haklı, hem de haksız. Ben röportajda açık açık Cristiano Ronaldo ile Türk Telekom'un reklam kampanyası için Madrid'e gittiğimizi belirtiyorum.
Davetli olduğumuz belli, davetin amacı da belli. Daha ne yazayım?
İZLENİM YAZDIM
Evet, o röportajı Gökhan ile birlikte yaptık, toplamda sekiz soru sorduk. Dolayısıyla her iki ekte de aynı röportaj çıktı. Ancak ben röportajın girişinde ayrıca geniş bir izlenim yazısı yazdım.
Yani ortaya çıkan işte kelimesi kelimesine her şey aynı demek hata olur.
Ben de, Gökhan da müdürlerimize röportajı birlikte yaptığımızı söyledik. Bir ara bu bilgiyi röportajda not edelim dedik ama sonra gerek duymadık. Sonuçta aynı yerde ve zamanda röportaj yapıldığı fotoğraflardan da belliydi zaten.
Her ülkenin bir gazetecilik geleneği var. Bizim medyada, bir röportajın birçok gazetecinin katıldığı 'raund table' (yuvarlak masa) röportaj ya da Ronaldo söyleşisinde olduğu gibi iki gazetecinin katıldığı bir söyleşi olduğu belirtilmiyor. Ha bu gelenek doğru mu tartışılır, bence de okuyucu bilgilendirilmeli. Ancak o zaman her haberde, her round table söyleşide, her kokteyl buluşmasında vs. habere ve söyleşiye konu olan buluşmanın kaç kişiyle yapıldığını belirtmemiz gerekiyor.
En basit örneğiyle Bildirici, siyaset yazarlarının Cumhurbaşkanı ya da Başbakan'la uçakta yaptıkları ortak görüşmelerin haber ya da röportajların nasıl sunulduğuna dikkat ediyor mu?
Birçok köşe yazarı o konuşmaları özel haber olarak sunuyor ya da köşesinde özel bilgi olarak veriyor.
KÜÇÜK BİR AYRINTI
Bir başka örnek: Bildirici, Hürriyet'ten Barbaros Tapan'ın ABD'de yabancı oyuncularla yaptığı round table röportajların özel olarak sunulmasını hiç eleştirdi mi?
Elbette Bildirici eleştirisinde haklı ama bu medyamızda onlarca devasa sorunun yanında küçük bir ayrıntı kalıyor. Keşke Bildirici, 1.5 günlük bir basın gezisini ve çok nadir röportaj veren Cristiano Ronaldo gibi bir dünya starıyla yapılan röportajı 'hanut' işlerle aynı kefeye koymak yerine, 'hanut'un kralını yapan, haber bile yapmaya gerek duymadan dünyayı dolaşan, bir şarabın tanıtımı için dünyanın öbür ucuna giden yöneticileri, yazarları eleştirse!
Ya da gazetesine yöneltilen daha ağır suçlamalara kalem oynatsa!