Musul'da savaş, Fırat Kalkanı Operasyonu, Başkanlık sistemi, referandum olacak mı, FETÖ vs.; siyasetin gündemi tamamen esir aldığı kritik günlerden geçiyoruz... Geçtiğimiz pazartesi Çamlıca'da Yıldız Holding Sergi Salonu'nda 'İmgeler ve Göstergeleriyle Burhan Doğançay' resim sergisi vesilesiyle düzenlenen sohbet etkinliğine katılmak, sanat konuşmak bana ilaç gibi geldi.
Sohbet öncesi kokteylde gazetecilerle sohbet eden Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, "Bu bulunduğumuz sergi salonu Instagram'da 6 milyonu aşkın tıklanmaya ve 2.5 milyonu aşkın tekil izlenmeye ulaştı" dedi.
Murat Ülker, rahmetli Burhan Doğançay'ın sadece eserlerini değil, kendisini de tanıma şansını bulduğundan ve ondan çok şey öğrendiğinden bahsederek konuşmasını sürdürdü.

REKABETÇİ YAPIYOR
Sanatın iş hayatında da çok faydasını gördüğüne değinen Murat Ülker, şunları söyledi:
"Bir yöneticinin en çok ihtiyaç duyduğu şey; zengin, geniş ve farklı bir bakış açısıdır... Kendinden farklı olanı anlamak gerçekten çok mühim. Misal, sadece kendimin beğendiği, kendimin yiyeceği ürünleri yapsam, herhalde kimse almazdı.
Başkalarını anlamak bakımından sanat eşsiz bir yol.
Bunu başarabildiğimiz zaman da iş insanı olarak bizleri sanat daha rekabetçi hale getiriyor düşüncesindeyim. Ezcümle, sanata ve estetiğe hayatımızda daha çok yer açmalıyız.
Doğançay sergimiz buna bir katkı olur diye umut ediyorum." Söyleşide Burhan Doğançay Müzesi Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Oktay Duran'ın açıklamaları da önemliydi.
Duran, çok kaliteli, büyük markalar yaratmasına rağmen 1960'larda istediği ihracat rakamlarına ulaşamayan Japonya'nın sanata büyük yatırım yapıp sanatta söz sahibi olarak markalarının değerini artırdığından bahsediyordu.
Şimdi Çin sanata muazzam bir yatırım yapıyormuş. Amaç sanatta söz sahibi olup 'Çin malı kalitesizdir' imajını yıkmakmış.

YATIRIM YAPILMALI
Türkiye ekonomisi de şu sıralar her türlü zorluğa rağmen hızla büyüyor. Tüneller, köprüler vs.; Avrupa'nın bile kıskandığı projeleri tek tek hayata geçiriyoruz. Türk markalarının dünyada değer kazanması için de sanata yatırım yapmamız gerekiyor. Dünya çapında sanatçılar yetiştirirsek, bu uzun vadede Türk markalarına sempati ve güveni artırır.
Neyse ki, son dönemde Türkiye'de bazı ailelerin sanata destek vermesi bu durumu yavaş yavaş değiştirmeye başladı.
Ekonomisi hızla büyüyen, üreten Türkiye'nin; ürünlerinin marka olması için sanata destek verecek yeni ailelere ihtiyacı var.
Sanatın tüm dünyada neoliberal ekonominin kanatları altına girdiği bir çağda, Türk sanatçıları kendi kaderleriyle baş başa bırakılmamalı.