Sanatçılar için röportaj vermek aynı zamanda bir sınav.
Yanıtlarının zekice, ezber bozan, eğlenceli, bilgili olması, her zaman sanatçının artı hanesine yazılır. Klişe yanıtlar, beylik cümleler ise eksi hanesine...
Örneğin Fahriye Evcen... Yoğun oyunculuk kariyerinin arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde Tarih Bölümü'nü bitirmesini takdirle karşılamışımdır. Evcen'in felsefe üzerine de eğitim alması daha da ilgimi çekmiştir.
ERGENLİKTE OKUNUR
Evcen, felsefeyle çocuk yaşlarda tanıştığını söylüyor ama Hürriyet'ten Hakan Gence'ye verdiği röportajla entelektüel imajını bir anda espri konusu yaptı.
Gence: Kendinize dair ne ders çıkardınız?
Evcen: Sorgulamanın bir sonu olmadığını çözdüm...
Gence: En son felsefe üzerine ne okudunuz?
Evcen: 'Sofie'nin Dünyası'.
Gence: Peki sizin hayat felsefeniz ne?
Evcen: Carpe diem. (Anı yaşa) Yahu 'Sofie'nin Dünyası' iyi, hoş, güzel kitap da bu soruya verilecek en son yanıt.
Sırf "Sofie'nin Dünyası'nı okudum" dememek için bu kitabı okumayanlar tanıyorum, ergen ortamların en geyik kitabıdır.
Genelde aileler, çocukları felsefeye yönlendirmek için bu kitabı okutur.
Felsefe eğitimi alan biri "En son 'Sofi'nin Dünyası'nı okudum" derse anında ortamlarda karizması çizilir.
Evcen, 'Sofie'nin Dünyası'ndan sonra 'Ferrari'sini Satan Bilge'yi de okur artık.
Felsefeyle çocukken tanışan Evcen'in hayat felsefesini 'Carpe diem' diye özetlemesi de bir başka klişe.
Çok merak ediyorum Evcen arkadaşlarının arasında "Sofie'nin Dünyası'nı okudum, felsefe çok güzel... 'Nietzche Ağladığında'yı okudum, nihilizm süper" falan diyerek mi dolaşıyor?