Muhabirlik zor iş; hele fotomuhabirliği daha zor. Çünkü bazen aynı anda hem adliye, hem magazin, hem de spor muhabirliği yapmak zorunda kalabilirsiniz. Tabii bir o kadar da zevkli bir iş; müthiş anılar biriktiriyorsunuz.
Hürriyet'in emektar fotomuhabiri Süleyman Arat; 30 yıllık anılarını kendine saklamayıp dört yılda yazdığı 'Yokuş Yukarı' kitabında paylaşmış.
Kitabında samimi bir dil kullanan Arat, mesleki hatalarını da çekinmeden yazmış. Süleyman Arat'ın, kitabında, 1991'de ABD Başkanı George H. W. Bush için Dolmabahçe Sarayı'na yapılan tuvaletin öyküsünü anlattığı bölümü okurken; gazetecilikte haber atlatma sanatını öğreniyorsunuz. Onun, İspanyol polisin iftirasına kurban gidişini okurken de bir gazetecinin en büyük düşmanının yine bir gazeteci olduğunu görüyorsunuz.
Bu kitap, gazetecilik mesleğini seçecekler için tam bir hazine! Usta gazeteci, mesleğin bütün püf noktalarını anlatmış.
Arat kitabında; Bülent Ecevit'ten Kenan Evren'e, Erdal İnönü'den Recep Tayyip Erdoğan'a, haberini yaptığı birçok siyasetçiyle ilgili ilginç ayrıntılara da yer vermiş. Arat'ın, Bosna Hersek'ten Kuzey Irak'a savaş bölgelerinde bir gazeteci olarak yaşadıklarını da soluk soluğa okuyorsunuz.
Arat'ın, spor muhabirliği dönemini kapsayan kitabının son bölümünde ise en trajikomik öyküler yer alıyor. Örneğin Arat'ın, Fenerbahçe'nin şampiyonluk öyküsünü yazdığı kitap piyasaya çıktığı gün şike soruşturması başlamış!
En önemlisi; kitapta bir muhabirin, gazetesini bazen patronundan bile daha çok sahiplenmesine şahit oluyorsunuz. 'Yokuş Yukarı'da hem gazeteciliğe, hem de insana dair müthiş öyküler var.
Mutlaka okuyun!