Yurt dışına kaçırılan eserlerimiz yavaş yavaş yuvaya dönüyor.
Bir güzel gelişme de, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde yaşandı.
12 Eylül 1980'de kamu kuruluşlarına dağıtılan 480 eserin yüzde 90'ı müzeye iade edildi. Bu eserlerin ait olduğu müzelere dönüşünde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın doğru ve inatçı politikalarının etkisi büyük. Günay'ı bir kez daha kutluyor ve bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.
BU SORULAR ÖNEMLİ
12 Şubat 2010 tarihli yazımda Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı'nın, dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u makamında ziyaret etmelerinden bahsetmiştim.
O ziyarette, Altaylı ve Bardakçı; Başbuğ'un makam odasının karşısındaki camekanların önünde fotoğraf çektirmişti.
Camekanda Kanuni Sultan Süleyman'ın muharebe meydanlarında kullandığı kılıç ile Sokullu Mehmed Paşa'nın tombak miğferi bulunuyordu. Bardakçı; Genelkurmay Başkanı'nın makam odasının girişini, minyatür bir askeri müzeye benzetmişti.
O yazıda sorduğum soruları hatırlatmakta fayda görüyorum:
Kanuni'nin kılıcını, Sokullu'nun miğferini ve diğer paha biçilmez tarih hazinelerini başka kim gördü acaba?
NE DEN SAKLAN IYOR?
Genelkurmay'a işi düşen askeri yetkililer, bir de orada nöbet tutan askerler göz ucuyla bakıp geçiyorlardır, o kadar!
Peki, halkın o tarihi eserleri görme hakkı yok mu?
Neden bu eserler, birkaç kişinin göreceği bir yerde saklanıyor?
Sadece Genelkurmay'da değil, kamunun ve askeriyenin hizmetine verilmiş daha birçok binada tarihi eserlerimiz kimsenin görmemesi için saklanıyor!
Sayın Günay, bu eserleri de halkımızın müzelerde görmesi gerekmiyor mu?