'Bir Zamanlar Osmanlı' ile ilgili yazımdan sonra dizinin yönetmeni Abdullah Oğuz aradı. Oğuz, yazıda geçen "Yönetmenlikte Mahsun Kırmızıgül'den daha iyi olduğu yorumları yapılırken, Özcan Deniz'in asıl işi tekstilcilik olan bir yapımcıya kendini emanet etmesi hataydı" cümlesine takılmış.
TEKRARI İZLENDİ
Oğuz, yapımcı Burhan Özkan'ın 'asıl işi tekstilcilik' yorumunu hak etmediğini söyledi. Dizinin kalitesinden, dizi için kurulan devasa platodan, harcanan emekten bahsetti. Sonradan düşündüm de; Özkan'ın tekstilci olması çok da önemli bir ayrıntı değil aslında.
Türkiye'de polislikten, basketboldan gelip TV kanalı yöneticisi olanlar bile var! İşini iyi yaptığın sürece, eskiden ne yaptığın önemli değil. Özkan da başarılı bir dizi çekerse, tekstilci geçmişi unutulacak elbette...
Abdullah Oğuz, dizinin başarısızlığıyla ilgili konuşulmayan etkenlerden de bahsetti. Mesela dizinin tekrar bölümleri daha çok izlenmiş, hem de gece 11.00'de ekrana gelen bölümleri! Belki de dizinin günü yanlıştı; pazartesi çok iddialı yapımlar vardı karşısında. Rakiplerin reklama girdiği anlarda dizinin reytingleri de artıyormuş.
Oğuz bir de eski ana karakterlerin yerine, yepyeni karakterlerle yeni sezona başlamak zorunda kalınmasının diziye zarar verdiğini düşünüyor. Bana göre ise; her şeyiyle reyting canavarı olmak için programlanmış 'Muhteşem Yüzyıl'a alternatif olmanın dezavantajı yaşandı.
Aslında meşhur Türkan Şoray kuralları, Meryem Uzerli'ye yenildi de diyebiliriz!
Tabii TRT'nin tarihi gerçeklere, toplumun hassas olduğu noktalara önem vermesini de kimse eleştiremez. Sonuçta TRT bir kamu kuruluşu. Herkes, dizinin başarısız olduğu için yayından kaldırıldığı konusunda hemfikirse, bu tartışmayı fazla uzatmanın bir âlemi yok.