Dün Sabah'ta Gülcan Demirci imzasıyla çıkan haberle; Ahmet Özhan'ın 26 yıllık eşi Hatice Özhan'a boşanma davası açtığını öğrendik.
Özhan, boşanma dilekçesinde şu ifadelere yer vermiş:
"Eşim ilk evlendiğimiz günden beri 'Beni başka bir kadınla aldatıyor!' diyerek, bana iftira atıyor. Yıllarca manevi şiddet gördüm ama sustum... İki çocuğumun annesi olmasına duyduğum saygı nedeniyle, her şeyi içime atıp görmezlikten geldim... Yaptıkları bana sponsorlarımı kaybettirdi. Kirada yaşıyorum!"

İMAJI BOZULDU
İlk okuduğunuzda "Vay be kadın adama çok çektirmiş, bitirmiş hayatını" gibi bir izlenim çıkıyor değil mi?
O zaman, 3 Şubat 2012 tarihine dönelim... Hürriyet'te çıkan röportajda Hatice Hanım bakın ne demiş: "Ahmet Bey, 'Ben ikili bir ilişki istiyorum; sen benim hizmetimi gör, üstümü başımı hazırla ve beni kadına sun. Ben de seni zora düşürmeyeceğim' diyor. Ahmet Bey, dinci bir adam. Hacı. Bu insanı tüm Türkiye tanıyor!"
Yani Hatice Hanım'a göre Özhan, yasak bir aşk yaşıyor ve bu aşkın karşısında kendisinden sessiz kalmasını istiyor.

ÖDÜL ALDI
Bu açıklamadan sonra kendisini musiki ve tasavvuf müziğine adamış Ahmet Özhan'ın ahlaki değerlere önem veren, 'örnek baba' ve 'örnek koca' imajının büyük hasar gördüğünü hepimiz biliyoruz. Zaten kendisi söylüyor sponsorlarını bile kaybetmiş!
Öte yandan aynı Ahmet Özhan, son Altın Kelebek Ödülleri'nde 'En İyi Türk Sanat Müziği Erkek Solist' ödülünü kazandı.
Diyeceksiniz ki, sanat başka özel hayat başka...
Elbette başka ama ortada bir sanat eseri de yok!
Özhan uzun süredir albüm çıkarmamasına rağmen bu ödülü aldı. Hem de halk oyuyla!
Bizim halk ya balık hafızasına sahip ya da toplumsal ve ahlaki değerleri hiç takmıyor...
Halk; hep ahlaki değerleri savunmuş hatta toplumsal yozlaşmayı eleştirmiş Özhan'ın, yıllarca eşini aldatmasını ve eşine "Sen benim hizmetimi gör, beni kadına sun" demesini yadırgamıyor ve önemsemiyor!
Bu halk hep ezber bozmak zorunda mı yahu?