Daha önce de yazdım... Senenin 365 günü iktidara çakmayı 'büyük yazarlık' olarak görenler var. Çakacaksın tabii ki...
Hatta şüphecilik ve muhaliflik; yazarlığın, gazeteciliğin hamurunda olmalı. Ancak yeri geldiğinde de övmeyi, takdir etmeyi bileceksin.
Her yazında iktidarı eleştirecek bir şeyler bulmak için kıvranırsan; temsil ettiğin ideolojinin amigosu olur çıkarsın.
Dün azınlıklara mallarının geri verilmesiyle ilgili kim ne yazmış diye gazeteleri taradım.
İktidarın her yaptığını eleştiren kesimden yine 'tık' yok.

BU BİR DEVRİM
Beni asıl şaşırtan ise; yıllarca azınlıkların haklarını savunmuş, insan haklarına duyarlı yazarların bu müthiş gelişmeyi görmezden gelmeleri oldu.
Yahu, CHP ve DSP'nin bile çözmeye cesaret edemediği azınlık varlıklarıyla ilgili 75 yıllık büyük bir sorun tarihe karıştı.
Artık cemaat ve vakıflar, 1936 yılında beyan ettikleri arazilere sahip olacaklar.
Yeni azınlık kararnamesi için Musevi Cemaati Hahambaşı İsak Haleva, "Devrim niteliğinde gelişme", Ermeni Cemaati temsilcisi Bedros Şirinoğlu ise "Başbakan 75 yıllık kanayan bir yarayı tedavi etti.
Yeni kararnameyle en azından çocuklarımıza parlak bir gelecek sunabileceğiz" dediler.
Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması için sonuna kadar mücadele eden yazarlardan birkaç satır beklerdim; onlar bile yazmadı...
Hrant Dink yaşasaydı, ayakta alkışlamaz mıydı bu gelişmeyi?