Son yazımda "Fenerbahçe kulübünün gerçek sahibinin taraftarlar olduğu yeni bir yapılanmaya gidilmeli. Nasıl olsa hiçbir yönetici ve başkan elini cebine atmadı, aksine Fenerbahçe'den nemalandılar! (Aziz Yıldırım'ın dikta rejimine ve günahlarına ortak oldular) Kulüp zaten geliriyle kendi kendini döndürüyor..." demiştim.
Ütopik bir yorum olduğunun farkındayım ama
'ellerini ceplerine atmıyorlar' kısmı, bazı değerli yazarlar ve okuyuculardan destek gördü.
YOK PAHASINA...
Krizi iyi yönetemeyen, ellerini ceplerine atmayan (atmamak için kaçan da oldu) yöneticilerimiz;
şimdi de takımda top koşturan futbolcuları yok pahasına satışa çıkardılar.
Evet, şike soruşturması Fenerbahçe'yi ekonomik anlamda büyük darbe vurdu.
Hadi ilk şokun atlatılması için Emenike'nin, Guiza'nın satılmasına, yeni futbolcu alınmamasına, Yobo'nun dönmemesine kimse ses çıkarmadı.
KOŞ VATANDAŞ KOŞ!
Ama asıl satış şimdi başlıyormuş. Lugano gitti. Niang, Stoch ve Santos'un satılmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Dia kalması için ikna edilmeye çalışıyormuş. Gökhan Gönül gibi büyük bir değeri ucuza kapatmak için İspanyol kulüpleri harekete geçmiş. Fenerbahçeli taraftar bu yıl da şampiyon olup, şike iddialarına en güzel yanıtın verilmesini isterken; yöneticilerin bir "Koş vatandaş koş, batan geminin malları bunlar" demedikleri kaldı.
KİM OYNAYACAK?
Süper Lig'e hangi kadroyla devam edeceklerini düşünüyorlar acaba?
Fenerbahçe, iddiası olmayan bir Anadolu takımı mı?
Eğer ekonomik kriz; taraftar kartı ve futbolcu satarak çözülecekse, şu gemide limon sıkacağı ve kalem satan meşhur bir abi vardı ya, onu Fenerbahçe'ye başkan yapalım!