"Oğlan (Teoman) kameraları fark eder, içkili haliyle uzaklaşmaya çalışırdı. 'Nereye gidiyorsun?' diye sıkıştırılır, 'sarhoş bir replik vermesine' uğraşılırdı...
Çocuk bir 'alkollü sanatçı metası olarak' yapımcıların kârına kâr katmak için, bir reyting malzemesi olarak, programlarda fütursuzca kullanılırdı... Bunun adına da 'basın özgürlüğü' denirdi...
Şimdi onu, yıllardır lime lime edenler, ne yaptığını bilmeyen bir bar müptelası kıvamında tutanlar; Teoman'a hep beraber 'Nereye gidiyorsun?' diye soruyorlar..."

ETİKTEN BAHSEDER
Yukarıdaki her cümleye canı gönülden katılıyorum. Yazının tamamı acayip duygusal, tek eksiği fonda bir Teoman şarkısının çalmaması.
Ama beni asıl şaşırtan bu yazıyı kimin yazdığı...
Ana haber bültenlerini magazin programına çeviren, en sığ magazin haberlerini yapması için muhabirlerini sokağa salan, Tarkan'ın çıplak fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmeyen, Nilay Dorsa'ya canlı yayında bakire olup olmadığını soran Reha Muhtar kaleme aldı bu yazıyı.
Daha önce de yazdım; Reha Muhtar geçmişini unutan adam...
Muhtar; magazin haberciliği kariyeri bittikten sonra gazetedeki köşesinde yaşam gurusu takılıyor.
Bol bol gazetecilik etiğinden bahsediyor.
Muhtar'ın hayata bakış açısı değişmiş olabilir ama TV haberciliğinde yarattığı büyük erozyondan dolayı hiçbir zaman özeleştiri yapmadığı için kendisini ve yazılarını sahte buluyorum.
Bu yazıyı da Muhtar'ın geçmişini bilmeyen yeni nesil gençler için yazdım zaten.