Geçtiğimiz pazartesi Ahmet Şık'ın tutuklanmasıyla ilgili naçizane şu tespitte bulunmuştum:
"Günümüz teknolojisinde bir kitabın tamamen yasaklanması imkansız. Mutlaka bir yerden çıkacak ve rekor kıracak. Çünkü daha taslak aşamasındayken imha edilmesi 'İmamın Ordusu'nu, tüm zamanların PR'ı en iyi yapılmış kitabı yaptı..."
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'den aynı konuyla ilgili "Bütün bunlar gazeteciler ve bahsedilen kitaplar için en büyük PR çalışması oldu... Herhalde 10 bin satacak kitabı şimdi 100 binlerce sattıracaklar" sözlerini duymak, onunla aynı fikirde olmak güzeldi.

SİYASET DAHA RENKLİ
Siyasi gündemle ilgili ulvi tespitlerde bulunma iddiasında değilim, işim ne de olsa popüler kültür yazarlığı.
Öte yandan siyaset ile popüler kültürün hiç bu kadar iç içe geçtiğini de hatırlamıyorum.
Magazinin gündeminde bile Ahmet Şık var. (Bkz. 4. Yeşilçam Ödülleri Töreni'ndeki protestolar)
Bizim yazılar da ister istemez, Ankara'nın cıvıltılı gündemine kayıyor.
Evet, cıvıltılı, hatta bazen magazinden bile daha renkli. (Bkz. İklim Bayraktar'ın taciz iddiaları)
Şimdi, hazır tonton Zekeriya Amca da Ergenekon dalgalarına karışmışken, pazartesi çıkan yazımın başlığını hatırlatmak isterim: 'Maksat gündem olsun!'
Hakikaten tüm bu yaşananlar, asıl gerçekler konuşulmasın diye mi gündemde?
Yoksa birileri Ergenekon'u cıvıklaştırmaya mı çalışıyor?
Gündemin Türkiye'deki kadar ışık hızıyla değiştiği başka bir ülke var mı? Hard disklerimiz çökmek üzere!
Eminim, yeni haber ve bilgi yoğunluğundan banka kartı şifresini unutan yazı işleri çalışanları vardır.
Gündem manyağı olduk, yazıktır bu vatandaşa.